bugün

takiye, yolsuzluk, kısa yoldan köşeyi dönme istegi, adam/akraba kayırmak ve barbarlıkla gurur duymak.
Üreten değil Tüketen olmamız.
Türk milleti tuhaftır her lafı kaldırmaz.

ibne dersin alınır da sikersin aldırmaz.

Neyzen reis.
bu başlığa yazanların belki de hepsi türk'tür ama kendi milletlerini aşağılamaktan başka bir bok bilmiyorlar.

ana yüce başbuğumuz ne demişti; https://www.youtube.com/watch?v=diszjqsTXHA

kötü emsal olmaz, kötü her zaman kötüdür.
eğitime ve öğrenmeye karşı gösterdiğimiz direnç.
cahil ruh hastası olması.
kötü insan sayısının iyi insan sayısından fazla olduğu bir dönemden geçiyor Türk milleti...

Empati yoksunluğu hele inanılmaz boyutlarda...

“bal tutar parmağını yalar” diye bir siyasi değerlendirme yapılabilen kaç medeni ülke vardır?Bu anlayışı vatandaş nasıl kanıksayabilir?

Ahlaken çok kötü durumdadır Türk milleti...Kimse kusura bakmasın.
açık ten rengi
düz veya dalgalı saçlar
brakisefal kafa yapısı
düz burun
çok ince veya çok kalın olmayan dudak yapısı
dar olmayan alın
çıkık ve köşeli olmayan yüz kemikleri
çok yakın olmayan gözler
az kıllı vücut yapısı

son yarım yüzyıl içinde yapılan antropolojik incelemeler türkler’in beyaz ırktan olduğunu göstermiştir. türkler, dört büyük beyaz ırk gurubundan biri olan europid gurubunun turanid kolundandırlar. kafatası yapısı brakisefal (geniş kafalı) olan türklerin, kendilerini başka ırklardan ayıran antropolojik özellikleri vardır. özellikle orta asya’da mö 3. binden kalmış kurganlardan çıkarılan iskeletlerden ve yapılan çeşitli araştırmalardan anlaşıldığına göre türkler brakisefal, savaşçı ve beyaz bir ırk olan andronovo insanları’nın (andronovo insanı = türk ırkı) soyundan gelirler.

antropologların araştırmalarına göre andronovo ırkı’nın özellikleri şunlardır:

koyu renk saç, buğday rengi ten (hafif esmere çalan beyaz ten), brakisefal kafa, orta boy, değirmi yüz, badem göz (mongoloid özellik taşımayan ama avrupa ırklarındaki gibi de büyük ve yayvan olmayan hafif çekiğimsi göz).

ayrıca tevrat’ta nakledilen eski geleneklerde türk soyu,ham ve sam’dan değil de yafes’ten türemiş olarak beyaz ırktan gösterilmiştir. turan tipini temsil eden orta asya, maveraünnehir ve yakın doğu türkleri beyaz tenli, değirmi yüzlü (ay yüzlü, badem gözlü), endamlı, sağlam yapılı erkek ve kadınları ile ortaçağ kaynaklarında güzelliğe örnek olarak gösterilmiş, hatta iran edebiyatında türk sözü bazan güzel insan anlamında kullanılmıştır.

günümüz oğuz türkleri (anadolu, ön asya ve türkmenistan türkleri), andronovo insanı’nın tüm antropolojik özelliklerini üzerlerinde taşırlar. prof. dr. faruk sümer’in oğuzlar adlı kitabında, oğuz türkleri için şu satırlar yazılıdır:

bugünkü anadolu türklerinin ruhi davranışları ataları oğuz türklerininkinden farksızdır. anadolu türkleri sakin görünüşlü, serin kanlı, duygularını pek belli etmeyen insanlardır; asık suratlı olmayıp güler yüzlü ve tatlı bakışlıdırlar; çabuk kızmazlar ve birden parlayıp sönmezler. halkın tabiri ile anadolu türkü’nün kolayca “damarı tutmaz” yani derhal sinirlenmez fakat “ayranı kabardı” mı kasırga gibi eser, önünde durulmaz. tıpkı oğuz yiğidinin “acığı tuttuğunda katı taşı kül eylediği” gibi… gerçekçi insanlardır, yani akılları hislerine hakim olabilir; öğünme duygularında da aşırılık görülmez. anadolu türkleri ruhen infiratçı değil cemiyetçidir; toplu yani bir arada yaşamaktan hoşlanırlar; milletlerine bağlı ve yurtsever oldukları da gerçek bir vakıadır.

yüz şekli ve beden yapılarına gelince, onlar umumiyetle düz saçlı, ala gözlü, yuvarlak yüzlü, düz burunlu insanlardır; aralarında mavi gözlü olanları az ve nadirdir; bu gibilere çok defa bu vasıfları bir sıfat olarak verilir (gök mehmed=mavi gözlü mehmed; gök kız=mavi gözlü kız); pek çoğunun ciltleri beyazdır; yüz ve ellerindeki esmerlik, güneş yakması ile ilgilidir. boyları ortadan uzun olup, gövde kısmı alt tarafa nazaran kısa değildir; onun için at üstünde heybetli görünürler ve rahatça ok atarlar ve kılıç sallarlar.

türklerin ilk ataları olan andronovo insanları sığırı ve deveyi evcilleştirmişlerdi. avcı ve savaşçı bir kavimdiler. kartalı kutsal olarak kabul ederler, mezarlarına simge olarak kartal pençesi işlerlerdi. kimi bölgelerde ren geyiği ile yak öküzünü evcilleştirmişlerdi. bakırı keşfetmişler, bıçak vb. aletlerin yapımında kullanmışlardı.

proto-türk (=ilk türkler) sanatındaki temel öğe hayvan motifleridir. bu motifler çok incelikli yöntemlerle işlenmiş, hemen her eşyada kullanılmıştır. hayvan üslubu adı verilen bu sanat tarzı çin sınırlarından kuzey karadeniz’e kadar yayılmıştır.

proto-türkler giderek askeri ve siyasi güç kazandılar, çevrelerinde yaşayan kavimleri egemenliklerini altına aldılar. mö 1700′lere doğru çin kaynakları proto-türklerden söz etmeğe başlarlar. bunun nedeni, proto-türklerin çin’i tehdit eder duruma gelmeleridir. türklerin tarihöncesi dönemi mö 200′lere değin uzanır. mö 3. yüzyılda tuman yabgu’nun türk boylarını toplayarak orta asya’daki büyük hun devleti’ni kurması ya da daha doğrusu güçlendirmesiyle türklerin tarihöncesi dönemi kapanır ve tarih dönemleri başlar.

sonuç olarak söylemek gerekirse, türk ırkının temel özellikleri şunlardır: saç düz ya da hafif dalgalı olup kumral veya kara renklidir. kaş kemeri gelişkindir. gözler nispeten küçük olmakla birlikte mongoloid ırktaki gibi çekik değildir, daha çok badem göz niteliğindedir. kulaklar düz olup küçük ya da orta boyda ve yatıktır.

burun düz ya da kartal burundur (iri olan gaga burun değil). deri buğday rengindedir. elmacık kemikleri gelişkindir ama mongoloid ırktaki gibi aşırı fırlak değildir. kafatası yapısı brakisefaldir. kemikler kalın, kaslar gelişkindir. boy orta ya da ortadan uzuncadır.

kaynak: http://www.bilgealtun.com...ının+fiziksel+özellikleri
iyiden iyiye dikkatimi çeken, son zamanlarda çokça karşılaştığım bir cümle var; “olsun, insan olsun da!”. Bu iyi niyeti göstermek için dillendirilen fakat bilinçaltında nefretin o an açığa vurduğu bir cümle gibi geliyor bana. Arkadaşımla Akyazı’na bir bungalov ev yaptık. Köylü sağolsun gidiyor geliyor laflıyor. “işinize karışmak gibi olmasında” cümlesini eşliğinde fikirlerini beyan ediyor(herkes bu cümleyi kurdu). Akabinde biraz lafladıktan sonra iş memlekete geliyor. Ben söylüyorum istanbul’da doğdum ama aslen orduluyum(istanbul doğumlu olduğumu söylemesem sikerler mazallah(!)) sıra arkadaşıma geliyor, o da Ağrı’lı olduğunu söylüyor akabinde gelen cümle yine aynı; “olsun, insan olsun da!” insan olsun da... mı? Be güzel abicim Ağrılı olmak sorun gibi aksettirmesen olmaz mı? Tamam sen iyi niyetini göstermeye çalışıyorsun biliyoruz da, bazı konularda fazladan hassasiyet göstermek doğru değil. Bazen topal adama “sende bir tane daha olsa üç bacak olurdun hehe asdhsjfj” diyebilmelisin. Her neyse yapmayın şunu nolur.
güncel Önemli Başlıklar