bugün

Slayt okuma özelliği olan insanlardır. Akademisyen demeye utandığım insanlar var.
düşünüyor musunuz onlar bildiklerini anlatsa biz anlayabilicek miyiz diye. en isteksiz ders anlatan akademisyen’e konu ile alakalı bir şey sorsan sabaha kadar aydınlatmaya çalışır. Arz talep meselesi bunlar.
Görev yaptıkları üniversiteleri birer eğitim kurumu olarak değil de ego tatmin alanı olarak görenleri çoğunluktadır. Bu yüzden geneli çok konuşur, sınıfta bırakır, ders anlatmaz, okumaz, araştırmazlar. Bundan dolayıdır ki en iyi üniversitelerimiz dünya sıralamasında ilk 500'ün yüzünü bile göremez. Benim yakınçağ tarihi kaynakları dersinde lale, mimoza, leylak anlatan hocam vardı. Bir dersine gitmemiştim. O gün ders anlatıp sınavda sormuştu, sonra tabi ben yarım sınav vermiştim. Puanları açıklarken de utanmadan benim notumu okuyup "derse devam edenleri böyle anlıyoruz." diye laf sokmaya çalışmıştı. Ben kendisini kibarca rezil etmiştim tabi ama gönlümden o an geçen şey "Gelmediğim gün ders anlattığınız güne denk gelmiş hocam, ne şans ama." demekti. Burayı okuyorsa şimdi demiş oldum. *