bugün

O biri gerçekten buna değecek biriyse neden olmasın, sırf sevdiğimden yapmam gerçekten vazgeçilmeyecek biri olmalı.
Sonrasında pişman edendir. Zor olucaksa, yıpratıcaksa asla değmez

Ben yaptım bir kez, hiç olmadığım ve hiç yapmadığım şekilde. Yolda görsem arabayı üstüne sürer ezerim ikinci kez düşünmem
Dünyada vazgeçilmeyecek kadar güzel olan kimse yoktur. Bu yüzden sırf sevdiğiniz için Vazgeçmeyeceğiniz biri olmalı.

Yani ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca hadisesi.
Kimseye değmez inan.

Enerjini boşa harcama.
Bir gülüşü için dünyayı yakardım, abartı değil ciddiyim düşünmezdim bile.

Yakmamak lazımmış.
o zaman özlü bir sözle eşlik edeyim: Zorsa sev; sevmiyorsa zorlama. *
sevmek yaşamın ta kendisidir, sevemeyenler bu eksikliği gidermek için tedaviye başlasınlar.
çevremde kimi tanısam herkes yorgun. birisi için uğraşacak, bekleyecek enerjileri kalmamış.
cesarettir. uzun ilişkiler insanı sanıyordum kendimi uzunca bir süre. sonra farkettim ki 5 yıl ilişkim bittikten sonra kimseyi sevecek cesaretim yok ilgim yok. hoş 2 kadından gerçekten hoşlandım ve gerçekten yakınlaştık sevebilirim sanmıştım ama bu sefer de ablalar bir süre sevişip ortadan kaybolmayı seçtiler. şimdi ise ilişkilerin bok gibi olduğunu hatırladığımda değer mi bilemiyorum yani. gitgide yalnızlaşıyoruz bence. insanlar iletişim kurmayı bilmiyorlar ve beni tanımak istemiyolarsa ben de bunun hakkında bir şey yapamam muhtemelen. 25 yaşındayım ve gerçekten kimi sevdiğimi bugüne kadar ya da kimin beni bugüne kadar sevdiğini anlayamıyorum. her şey basit bir yalanmış gibi geliyor ve sevgi kavramının içini boşaltıyorum, bunu başkalarıyla bir şey hissetmeden yattığımda da hissediyorum. bir şeylerin içi boşalıyor. anlamı kalmıyor. belki de benim içim boşalıyor ve anlamım kalmıyor. bilemedim.
sevdikten sonra, tüm zorluklara göğüs germektir. ama kolay mı değil tabii. zaten günümüzde rağmen diye bir şey kalmadı. ortak noktada buluşamayınca hemen başkasına yöneliyor insanlar. ve bunu da dürüstçe yapmıyorlar maalesef. bir arkadaşımızın da dediği gibi sevgi kavramının içi bomboş. hatta doldurulmadan bile bomboş kaldı. hani derler ya insanlar birbirlerinin düşüncesini okuyabilseydi ne olurdu diye. ya hiç üzülmezdik ya da tam üzülürdük. yani kafamızda soru işareti kalmazdı. sevmeyi göze aldığımız zaman da adımız gözümüz kara oluyor. ama değiyor mu. bende bilemiyorum.
hüzünlü bir şarkıyı alıp iyileştirmektir.

üstatlardan gelsin
(bkz: hey jude)
aşktır o..
Değecek biriyse zaten sadece olumlu şeyler için sevmezsin ki. işin sonunda sevdiğin varsa zorluklarla dolu yol da güzeldir. Belki biraz yorabilir fakat sondaki güzellik istemediğin kadar dinlendirir seni.
Klişe olacak belki ama yazmak istiyorum. Sevmek güzel şey, her şeye rağmen.
Boşuna yorma kendini. Değmeyecektir.
Heyecan aramayın lütfen.
Birini sevmeyi göze almak? Kendi iradenizle karar verebiliyorsanız tebrik ediyorum.
sevme olayı ısmarlamayla olmaz. bir heyecen bir dürtme sonucu olur, bunlar yoksa o şey sevme diildir.
beni öldüreceksin anlaşıldı.
tamam.. öldür.
ama yalvarırım annemmiş gibi.
ellerin titreyerek
bir kaç damla göz yaşı dökerek
yüreğin kanasın az da olsa
ama net ve kararlı
elindeki bıçak keskin
en can alıcı yerime vurarak tek seferde
acı çektirmeden öldür.
annem gibi öldür ve
evladı ölen anne gibi öl sen de.
O zorluklar hiç bitmez o yüzden insan duygularını ziyan etmeyip daha akla mantığa uygun olana yönelmeli.