bugün

yaşamayanın bilemeyeceği dramdır. hepsi akranınız olan 40-45 kadar azgın bünyeyi öğretmen yokluğunda hizaya sokmanız istenir. başaramazsanız azar işitir hatta bazen dayak yersiniz. aşağılanmak cabası. milleti tahtaya veya ele alınan küçük bir kağıt parçasına yazıp ispiyonlama zorunluluğu mu dersin, sınıf defterinden ve yoklama fişinden sorumlu olmak mı dersin bütün ayak işleri bu arkadaşların başındadır. o yüzden oldum olası nefret etmişimdir.
türkiye' de yaşanan olaylar silsilesinin aslında kısa bir özetidir. bunu çekmek ise ayrı bir insanlıktır. Öğretmenin kızı fakirsin diye başkan yapmaması ise aslında içler acısı durumun can alıcı noktasıdır.
öğretmenin yaptığı terbiyesizliğin daniskası, en onca para al; sonra da git öğrencilerin bu halini videoya kayıt et. daha çocukları sakinleştirmesi gerekirken, müdahale etmeyip küçücük çocuğu paramparça duygular içine sürüklemek vicdani olarak ne kadar doğru acaba. tamam ders filan öğrettiğin yok, hiç değilse gencecik yavrucakları birbirine kırdırtma.

(bkz: öğretmenlerin yılın altı ayı tatil yapması)
(bkz: öğretmen sıfatı altındaki yaratık)

nedir yani küçücük çocuğun masum safça yaşadığı duygulardan kendine pay çıkarma?? insan mısın sen, sorarım sana?? şaka lan, sana ne sorcam, sana sorarsak dünyanın en iyi öğretmenisin.
birde tüm bunlar öğretmen işte.. eğitimci olmak bambaşka bişey azizim.. herkes öğretmen olabiliyor ama eğitimci olamıyor demekki..

bu arada kızı izlerken aklıma geldi de, beni hep başkan seçerlerdi hiç ben istemeden *.* çünkü işi bilip işe gitmeyecek kapasitede bi tek ben vardım sınıfta * ya olm işi bilcen işe gitmicen, burdan tüm sınıf başkanlarına sesleniyorum :
kural bir, bi kere öyle sus otur demeyeceksin öğrenci milletine. komik oluyor hem zaten.
kural iki, kapıya bir nöbetçi koy, öğretmen koridor da göründüğü zaman gelip sana söyleyecek ama, sınıfa bağırmayacak.
kural 3, konuşmayın demiyorum diyeceksin, ama bağırmadan konuşun. ve millete yerine otur falan demeyin. siz kendiniz oturuyor musunuz da başkasına otur diyorsunuz.. yok öylee, başkan olabilirsin ama kendin yapmadığın şeyi millete söyleme, benim bile ağzını burnunu dağıtasım geliyor * ve son aşama, kapıdaki nöbetçi gelip öğretmenin geldiğini sana ilettiği zaman, sınıfın ortasında bağırarak öğretmen geliyoooor deme. adam/kadın bunu duyar. kendi aranızda bir işaret belirleyin, ne bilim sen kürsüye geçip masaya vurduğunda herkes anlasın falan yani..

bu da böyle bir anımdı, paylaşayım dedim hiç alakasız yerde ve zamanda*
atalay'ın sonunda yarraa yediği videodur kanımca. çok yüklendiler vallaha çocuğa *
onları yetiştiren öğretmene de ailelerine de helal olsun. hızlandırılmış bir programla hemen büyütülmeleri ve başımıza geçmeleri gerekiyor.
bu dramı elline kamera alıp çeken öğretmenin garipsenmesi gerekn durumdur. Gelecek nesili bu öğretmenler mi yetiştiriyor?
çocukların anlattığı bunca olay olurken hocanın eli armut mu toplamaktadır diye düşünmemek elde değildir. görünüşe göre o iki kızın oteritesi öğretmenden fazladır. hani bide konuşmalardan sonra kamera arkasından alkışlayın demesi insana bu mu yani dedirten anlardandır. tabiki çocukları burdan kutlamak lazım o yaşta bu cümleleri öyle herkes kuramaz.
eğitim fakültelerinin ne hale geldiğini gösteren süper bir video. eğitim fakültesinde okuyanlar kendinize gelin. ne büyük sorumluluk altına girdiğinizin farkına varın!!!
videodaki başkanı izleyince, ne istediğini bilen ve gelecekte öyle ya da böyle yaptığı her işi başaracak birini gördüm. bir gün büyüyüp bu videosunu umarım kendisi de izler...

eklenti: ayrıca o yaştaki gruplarda bile, başkanın ağırlıklı olarak erkeklerden şikayetçi olması manidardır.
son zamanlarda öğretmenleri tarafından facebooka taşınan öğrenci videolarından bir tanesi daha. video hoş gerçekten ama bu davranışın kendisi, öğrencilerinin yaptıklarını bu şekilde paylaşmak, iyi mi kötü mü bilemiyorum sahiden.
dram değildir,alkışlanması gerekendir.
abuk subuk uydurma alfebelerle okunması zor iğrenç cümleler kuran gençler görmekten sıkıldığımız şu günlerde helal olsun dedirten videodur. boylarından büyük laflar edebilen büyümüş de küçülmüş bu iki kız öğrenciyle gurur duyduk. öğretmenin yaptığı ne kadar yanlış olsa da bize yarınımız olacak çocukları göstermiştir. "benim içimde ateş var atalay" cümlesi aynı ateşi bizimde içimize düşürmüştür..
öğretmenler günü'nde ibret-i alem için sergilenmesi* gereken öğretmen bozuntusunun çanak tuttuğu dramdır.
gözyaşları içinde izlediğim son günlerin hit videosu.gidişata bakılırsa 1 ay gibi bir süre daha zirvede kalabilicek bir yapımdır.
(bkz: made in turkey)
bilinçli çocukların varlığıyla gülümseten, aile dramlarıyla üzen ve videoya çeken öğretmenle düşündüren bir videodur.

çocuklar ciddi anlamda düzgün konuşuyor. ayrıca özgüvenleri çok yüksek. ben 23 yaşındayım ama topluluk önünde hala konuşamıyorum. o derece acizim. kendilerini ifade etme biçimleri birçok yetişkinden daha iyi.

özellikle ikinci kızımızın aile dramı yürek parçalayıcı ve milyonlarca insan var onun gibi, hatta ondan daha kötü. yedi yaşındaki yeğenim ( ki kendisi tamamen yanıma geldiği için izledi, hayatta izletmem böyle bir şeyi) bile duygulandı, üzüldü yaşıtı için.

öğretmen ise tamamen eğtimcilikten uzak bir insan. şahsen o videodaki benim çocuğum olsa onları bu şekilde çektiği için şikayet ederim. belki normalde iyi biridir, öğrencilerine manevi olarak çok destek veren biridir ama videoyu çekmeyecekti. belki bu çocuklara şimdi televizyonlardan "gelin bizim kanala çıkın" diyenler olacak. oysa onların bir anlık mutluluklara değil, ömür boyu güzelliklere ihtayaçları var.

bir de bu üniforma olayına değinmeden geçemiyecem. zaman zaman sözlükte gündeme gelir bu konu. şimdi düşünün bu çocuklar üniforma giyerken bile birbirlerini fakir olup olmamalarıyla eğlenirken kıyafetlerinin ucuzluğuna, markasına bakmadan rahat duracaklarını mı sanıyorsunuz? çocukluk bir insanın en saf ve en acımasız olduğu dönemdir. tabi bunların abi abla versiyonlarından bahsetmek dahi istemiyorum.
aslında yardımcının sözlerinin çok acı olduğu günün meşhur filmlerindendir.an itibariyle başkan güldürsede yardımcısı düşündürmüştür. (bkz: sınıf ayrılığı)
bana çocukluğumu hatırlatmış videodur. ben de başkan olurdum hep ilkokulda, çocuklara aynı videodaki kızlar gibi ders anlatmaya çalışırdım. zorum neyse artık. çocukluk işte, bir şey sanıyorsun kendini. ama hiç böyle karşılarına geçip de "hayvan herifler, napıyosunuz lan, dinleyin biraz burayı da!" demişliğim yoktur. umursamazdım ben biraz sanırım.

ayrıca başkanın değil de, yardımcının sözleri içimi parçaladı yahu. bir de sorması yok mu tek tek, isimleriyle hitap ederek. "sen burak, sen atakan..."

ha bir de videoyu çeken öğretmen ne için, hangi amaçla çekmiş merak ediyorum. bu yaptığın insanlığa sığmaz hoca, benden söylemesi.
ismail, burak ve atalay'a küfretmemize neden olan videodur.

ayrıca sevgili öğretmenimiz de yakında s.ki tutacaktır. milli eğitim müdürlüğü bu olaya seyirci kalmayacaktır.

çocukları takdir ettik. ismail, burak ve atalay adlı öğrencilere (tatlı sert) kızdık, video vicdanımızı sızlattı. ama öğretmenim bunu yapmamalıydın.

aynı şekilde facebook'ta öğrencilerinin videolarını paylaşan öğretmenleri kınıyoruz...
orada ki atalay hep bendim, ilk konuşan inek öğrenci tipinede oldum olası sinir olmuşumdur, sahneyi devrelan 2.çocugun performansı gerçekten oscar'lık.
sdsdfsdfs
Bursa Orhangazi Atatürk ilköğretim Okulunda çekilen,yetişen nesilin ne kadar bilinçli ve azimli olduğunu gösteren ve bir o kadarda güldüren video.
(bkz: dersimiz özelimizi afişe etme yöntemleri)
ne hissetmem gerektiğini anlatamamış, allah bullak etmiş video. yorum yapmıcam ama;

bi çocuk var atalay diye, iki tane de kız. atalay hiç yok, kadrajda sadece o iki kız var. ama atalay'ı anlatıyor video.
Atalay(bkz: Allah cezanı vermesin emi)
kesinlikle izlenmesi gereken video.
saatlerdir videoyu inceliyorum ve sonunda atalay ı buldum galiba.

görsel