bugün

acısını içine sindiremeyen babadır, haklıdır.
bu amca ne iş yapıyor dediğim ama çözemediğim kişidir.
17 yaşındaki kızı kafası kesilerek çöpe atılan kişi. ( bu kadar...)
para istemişmiş , dengesiz açıklamalar yapıyormuş , şöyle cahilmiş böyle çelişkiliymiş falan filan; hepsi hikayedir, hepsi boş laftır.
ayrıca toplum olarak en büyük eksiğimizin empati kurmak olduğunu bir kez daha göstermiştir.sözlükte hakkında atıp tutanların aynı şey başlarına gelse; ya gidip gördüğü her garipoğlu'nu öldürürdü yada depresyondan kafayı kaldıramazdı kanaatimce.
bu adam hiç olmazsa savaştı, senin o beğenmediğin açıklamaları televizyon televizyon gezerek yaptı, bi şekilde olayı canlı tutmayı başardı. yoksa o sakallı çocuğu bugün hatırlamazdın bile. elanomu aleksmi, bakir kız- hiç sevişmemiş erkek takılır dururdun.
Ateş düştüğü yeri yakar derler ya bu doğru... Bir de bekara karı boşamak kolay derler bu da doğru.
Zaman zaman Süreyya karabulut bana da çok itici geldi. Ama onun ruh halini anlamak için ilk önce baba olmak lazım, sonra sahibi olduğunuz çocuğu 17 sene bakmanız gerek. Ardından da 1 gün alsınlar bakalım o çocuğu sizden.

insanlar kızıyorlar, söyleniyorlar, küçümsüyorlar ama bu babanın bunca inadı olmasaydı, ortalığı bu denli karıştırmasaydı şimdi Cem Gariboğlu aramızda dolaşmaya devam ediyor olacaktı. Bu duruma düşen insanlar genelde "emniyet teşkilatına güveniyoruz" derler ve sırtına uzanan ellerin kendini pışpışlamasıyla sesini çok fazla sesini çıkarmaya cesaret edemez. Ama süreyya karabulut sert kaya çıktı. susmadı, emniyet müdürü'nden başbakan'a kadar herkesi gerektiğinde karşısına aldı. Hakkında para istedi şeklinde haberler çıkarıldı, kırıldı ama yılmadı. MS hastası eşinin zaten durumu yoktu savaşmaya o savaşı neredeyse tek başına yaptı.

Onun oluşturduğu kamuoyunun baskısına karşı kötüler savaşamadı, cem 197 gün sonra teslim oldu.

Süreyya Karabulut'un şimdi bir iddiası daha onu eleştirenlere ve susmasını isteyenlere kapak oldu.

Süreyya karabulut, kızının öldürüldüğü gün o evde kirli ilişkilerin döndüğünü ve cem'in evinde 700 bin dolar bulunduğunu ama polislerin bunu kayıtlara geçmediği söylemişti. Dönemin istanbul emniyet müdürü Celallettin Cerrah da acılı babayı iftira atmakla suçlamıştı. Süreyya Karabulut bir kez daha yılmadı ve avukatları aracılığıyla savcılığa başvurdu. Soruşturma başlatan küçük çekmece savcılığı da o gece evde görevli altı polisten ikisinin bu parayı gördüklerini itiraf ettiklerini belirledi. Ama evde bulunan bu para "soruşturmayla ilgisi olmadığı için" kayıtlara geçirilmiyor.

Türk hukuk tarihinin en ihmallerle dolu davasının bu olduğunu eğer takip edildiyse Süreyya Karabulut yüzünden öğrendik. Ve öğrendik ki bu ülkede genç bir kızı korkunç bir şekilde öldürsen bile sıyırma şansın var. Katilsen bile kurtulabilirsin bu ülkede. Ama karşında yılmayan bir baba varsa işin zor. Ağlamaya emzik vermiyorlar bu topraklarda. Sadece şu son gelişmeler bile birçok istifaya neden olmalıydı, olmuyor. "iftira atıyor" dediği süreyya karabulut'tan bu sayede iftira atmış olan koca istanbul eski emniyet müdürü bir özürü çok görecek mi... Görecek elbette.
beni, seni, hepimizi sarsan olaylar silsilesinin kahramanlarından.

münevver karabulut cinayeti..

cinayetin işleniş tarzı, yetmezmiş gibi failin yakalanamayışı, kaçırılması. failin bir holding patronunun şımarık çocuğu olduğunu da unutmamak lazım.

medyanın yoğun ilgisini çekti tabi, bu kadarı türk halkının burnunu soluması için yeterliydi. varlıklı aile imkanlarını kullanarak oğullarını kaçırmaya çalıştıkça, tepki daha artarak devam etti. cem garipoğlu'nun yakalanamaması halinde inanın bu ülkede sık sık yaşadığımız gaz sıkışmasını yaşayacak, biraz daha öfkeyle dolacaktık bozuk düzene, adalete karşı.

neyse ki medyanın yoğun ilgisi, polisin daha bir motive oluşu gibi sebeplerle cem garipoğlu'nu kaçıranlar pes etti. bundan sonra medyanın ilgisi kademeli olarak azalarak davaya müdahil oldu, fakat sonunda bitti. bu dönemde çok şeyler yazıldı,çizildi yine de.

cem garipoğlu kız arkadaşının kendisinin erkekliğine hakaret ettiğini ifade ediyor, cinnet geçirdiğini, yaptıklarına pişman olduğunu söylüyordu. cinneti geçirmiş ama sonra cesedi bölüp, parçalayacak kadar soğuk kanlı olabilmişti.

bu arada cinayet hakkında başka görüşler de ileri sürüldü. cinayet gecesi münevver'in ve cem'in kameralarca gözetlenen ön kapıdan değil de gizli kamera olmayan arka kapıdan alınışı, olay mahallinde görülen 700 bin dolar gibi konular gündeme geldi, gitti.

hatta ailenin garipoğlu ailesinden para istediği bile yazıldı,çizildi. cüneyt özdemir'in yazdıklarına göre kendisi ve ekibi münevver hakkında bir kitap yazmayı kararlaştırmışlar, projeyi aileyle konuştukları ilk gün "bizim bu işten payımız ne olacak" gibisinden bir tepki görünce bu işten geri dönmüşlerdi. zaten onlar bu işi para için değil toplumsal bir bilinç için yapmaya karar vermişler, ticari bir kaygıyla hareket etmemişler, ailenin tutumu karşısında bu işten vazgeçmişlerdi.

daha neler neler..

fakat benim bu olayın başından beri tek emin olduğum şey süreyya karabulut!

süreyya karabulut kötü bir baba örneği olarak görüyorum, ona çok kızıyorum.

17 yaşında bir kıza sahip çıkmak gerekir.. bir babanın en büyük vazifesi kızını kollamaktır.

bence süreyya karabulut bunu becerememiş.

zengin aileye gelin olması beklenen kız maktül oldu.. trajik!
Kitabı yayınlanmıştır.

(bkz: körebe kelebeğim münevver in ardından)
2009 yılında çok feci bir şekilde yavrusunu kaybetmiş baba..
Allah sabır versin..Lakin olayın üstünden onca yıl geçmesine rağmen,neden hala kanal kanal gezer,neden konuyu pişirip pişirip sunar ve dahi kitabını yayınlar..
zengin damat hesabı tutmasa da bir şekilde kızı üzerinden köşeyi dönen uyanık.
babalık vasfını taşıyamayan şahsiyet.
Asıl bunun gibiler müebbet cezası almalıdır.
beş buçuk yıldır verdiği hukuk mücadelesi sonunda gözlerini kaybetmiş bir baba. aleyhinde konuşmadan önce empati kurmak gerekir. burada bir çoğunuz anne ve ya babasınız abiler ablalar. evladınızı, başı ve gövdesi ayrılmış bir şekilde çöp konteynırında bulsalar ne yapardınız?
Şovmen. Kızının ölüsü üzerinden televizyon kanallarindaki programlara çıkarak rant elde etmiştir. Şimdi ise cem garipoğlunun ölüsü üzerinden rant peşinde. Neymiş inanmıyormuş mezarı açtırıp bakacakmış.
o bir baba. şu güne kadar yaşananlar bi kenara dursun kimse evladını bu şekilde vahşice kaybetmeyi haketmez. biraz kendinizi onun yerine koyun vicdansızlar.
Seda sayan ın yol arkadaşım adlı izdivaç programında juri olmuş adam.
Ünlü olma peşindeymiş meğer.
Bi dönem cazgır gibi karı programlarına çıkıyordu sonra sus payı mı aldı tehdit mi edildi nolduysa sesi kesildi.
Kızının katilinin ailesinden kan parası aldıktan sonra susmuştu. Oğlunu Amerika'da okutmuştu hatta. 8 yıldır sesi çıkmıyordu. Parası bitmiş olacak ki yine cem garipoğlu konusunu gündeme getirdi.

Cem garipoğlu ve ailesinin peşini asla bırakmayıp bu veledin ölmediğini ispat ettirmesi gerekiyordu.

Ben vahşice öldürülsem ve babam benim kanımı, hayatımı, hatıralarımı parayla satsa ahirette hesaplaşırdım. iyi ki babam bu adam değil.

Vah gidene!
Cem garipoğlu’nun ilk ölüm haberine herkes şüpheyle yaklaşırken bu adam “gördüm ceseti”
Diyip herkesi susturmuştu.

Şimdi “ ölmedi” diyor.

O zaman niye böyle dedin açıklasana ?
güncel Önemli Başlıklar