bugün

istanbul'da sürekli gerçekleşen insanı hayattan bezdiren durumdur.

günün en verimli zamanlarında sabah kahvaltısını yaparken geberen birisine müteakip sela ile kahvaltınızın içine sıçarlar ve ardından 5 dakikalık anons dinlersiniz. ardından 12 olur yarım saatten uzun bir süre yine ezan sesiyle kulaklarınız rahatsız edilir. günün 5 vakti yarım saatlerle ezan okunması yetmezmiş gibi şimdi de telefon çalgısı olarak otobüslerde avmlerde hayatımızın neredeyse her yerinde ezan sela vb. irite seslerle insan huzuru kaçırılır.
asimilasyonun olmazsa olmazı. (bkz: türklerin araplaştırılması)
aslında huzur kaçması değildir o, huzurdan ne kadar uzak olunduğunun kendisine hatırlatılmasından hoşlanmayan nefs, ezanı duymak istemez. çünkü o çağrının neye ve kime davet ettiğini bilir. kendi ezanı okunmadan, okunan ezana kulak vermek iyidir.
iki dk önce okundu, şimdi yine okunuyor. bu saatte ne ezanı diyeceğim onu geçtim sürekli replay ne? namaza mı gelelim? bu ülkeden soğumaya bir neden daha. her şey oyuncak bunlar için.
herhalde tedbir amaçlı değil de tekbir amaçlı olan ezandır.
Çan mi calsinlar arkadaslar cagiriyorlar iste milleti her halta triplenip durmayın.