bugün

internette gezerken rastlanan tarihi bir kişilik.
Bir gün padişah Vehbi Efendiyi yanına çağırır ve "Bana öyle bir şiir yaz ki bir mısrasını okuyunca içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca ödüllendirmek gelsin" der. Vehbi Efendi şiiri yazar. işte o şiir:

Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.

Lal-u sşarap içirem ve ıslatıp geçirem,
Parmağina yüzüğü, hatem-i zer drahşan.

Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır,
Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.

Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.

Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
Ard etegin beline, olmasın çamur aman.

Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.

Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
Düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.

Eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.

Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuç avuç altını, olsun kulun saduman.

Sen her zaman gelesin, ben Vehbiye veresin,
Esselamun aleyküm ve aleykümesselam.

Sümbülüzade Vehbi Efendi

diz çökmüş edit: böyle bir şahsiyet yaşamış.
çok gezilmesine rağmen aktüel şiirlerine rastlanmayan kişilik. bunu elbet biri yazdı.

(bkz: olum bunu okuyasan yenilerini de yaz)
üniversitede bir öğretim üyesinden de doğrulatma imkanı bulduğum ilginç şahsiyet. padişahın bana öyle bir şiir yaz ki ilk mısrasını okuduğumda seni öldürmek isteyeyim ikinci mısrada ise sana kese kese altın hediye edeyim demesinin ardından yazdığı rivayet olunur. başka şiirine rastlanılmamış olması da edebiyatın bile magazin malzemesi yapılmaya müsait olduğunu gösterir.
ferhan sensoy şairin o ünlü şiirinin can alıcı kelimelerini "hımmmmm" diye değiştirip "üç kuruşluk opera"'da kullanmıştır. çok da güzel olmuştur.
can sıkıldığında osmanlı tarzı esprilerle gülmek için birebir olan zat.
18. yüzyılda yasamıs oldugu rivayet edilen divan sairi. sümbülzade vehbi efendiye ait bir divan ve birkaç gazel oldugu bilinmesine ragmen bu siiri ona maletmek sacma. kullanılan deyimlerin günümüze ait olması bu savı desteklemekte. rivayet edilen sekilde bir şiir yazmışlığı olan bu zatın şiiri yine bu cercev altında fakat daha az anlasılır olabilir ve belki de bunu gören uyanık bir edebiyat meraklısı şiiri bu hale sokmuş olabilir.
olasılıklarla konustugumuz için net bir sonuca gidemeyiz, elimizdeki tek net cevap sümbülzade vehbi efendi'nin 18. yy yasadıgıdır.
acaba padişahın huzurunda sümbülzade meşhur şiiri okurken vezirler gülmemek için ne yapıyorlardı? Kendini tutamayanların akıbeti ne oldu? vb. soruları aklıma takan ilginç padişahın ilginç şairi
--spoiler--
Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.

Lal-u sşarap içirem ve ıslatıp geçirem,
Parmağina yüzüğü, hatem-i zer drahşan.

Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır,
Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.

Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.

Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
Ard etegin beline, olmasın çamur aman.

Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.

Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
Düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.

Eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.

Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuç avuç altını, olsun kulun saduman.

Sen her zaman gelesin, ben Vehbiye veresin,
Esselamun aleyküm ve aleykümesselam.
--spoiler--

bu hicvi trt durumu dinlemek için (bkz: (vid #12167)&feature=related)
büyük sanatkâr imiş vesselam...

böyle bi şaheser yaratmak her kula nasip olmaz.
pek meşhur ve yüksek zeka ürünü şaheser divan şiirini okuma şerefine nail olduktan sonra bugün okulda edebiyat hocama gerçekten yaşayıp yaşamadığını sorduğum zat-ı muhteremdir. hocamdan aldığı cevaba göre böyle bir zat gerçekten yaşamış. sonra hocama kendisinin çok güzel bir şiirine rastladığımı, bu yüzden sorduğumu söyledim - sırıtaraktan - hocamın da yüzünü gider ayak pis bi sırıtma kapladı. demek ki o da biliyo meşhur şiiri. ibnetoor...
(bkz: Azm-u hamam edelim sürtüştürem ben sana)
(bkz: Lal-u şarap içirem ve ıslatıp geçirem)
(bkz: Eğil eğil sokayım iki tutam az mıdır)
(bkz: Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam)
(bkz: Salınarak giderken arkandan ben sokayım)
(bkz: Kulaklarından tutam dibine kadar sokam)
(bkz: Öyle bir sokayım ki kalmasın dışarda hiç)
(bkz: Eğer arzu edersen ben ağzına vereyim)
(bkz: Herkese vermektesin bir de bana versene)
(bkz: Sen her zaman gelesin ben Vehbiye veresin)
görsel

--spoiler--
eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,

yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
--spoiler--
*
en nihayetinde asıldığı rivayet olunan, zamanın azılı fırlaması.
Sanata tavan yaptıran kişilik. Divan edebiyatına hakaretler eden bazı arkadaşlar 5 dk de divan edebiyatı hayranı olmuştu. Tabi ilk beyit kısımlarına.
bi de divan edebiyatı kötüdür derler...
candır, bi'tanedir.

--spoiler--
Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.
--spoiler--
şiirinde kullandığı kelimeler günümüz jargonuna aittir efendim. böyle bir şair yaşamıştır fakat bu şiir kendisi tarafından yazılmamış sadece ona aitmiş gibi lanse edilmiştir.

üniversitedeki hocamdan doğrulattığım bir bilgi kendisi hakkında.

kim yazdıysa da;

(bkz: şukunu verdim piç)
17. yüzyılda yaşamıs en büyük divan şairlerinden.

--spoiler--
Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
Düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.
--spoiler--

dizeler süper.
Benzeri bir şair arıyorsanız Sümbülzade kadar olmasa da çok takdir ettiğim bir şairdir. (bkz: Nefi)
ilk kez dün akşam görüp hayran kaldığım yukarıda da paylaşılan şiirin sahibi. gerçek olduğuna inanamadım ama internet alemine göre gerçekten yaşamış şair. "rücu" sanatıyla yazdığı şiirlerle ün yapmış birisi.

--spoiler--
Azm-ü hamam edelim,sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu,rahat etsin cism-ü can..

Lal-ı şarab içirem ve ıslatıp geçirem,
Parmağına yüzüğü,hatem-i zer drahşan..
***
Eğil eğil sokayım,iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kahkülüne nevcivan..
***
Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan..
***
Salınarak giderken arkandan ben sokam,
Ard eteğin beline,olmasın çamur aman..
***
Kulaklarından tutam,dibine kadar sokam,
Sahtiyandan çizmeyi,olasın yola revan..
***
Öyle bir sokayım ki,kalmasın dışarda hiç,
Düşmanın bağrına,hançerimi nagehan..
***
Eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
Yeterki sen kulundan lokum iste her zaman..
***
Herkeze vermektesin,birde bana versene
Avuç avuç altını,olsun kulun şaduman..
***
Sen her zaman gelesin,ben Vehbi'ye veresin,
Esselamun aleyküm ve aleykümüsselam...

--spoiler--
azm-i hammam edelim sürtüştürem ben sana
kise ile sabunu, rahat etsin cism-ü can.

lal-ü şarap içirem ve slatup geçirem
parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahşan.

eyil eyil sokayım iki tutam azmıdır?
lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.

diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
bir gümüş ibrik ile destine ab-i revan.

salınarak giderken arkandan ben sokayım,
ard eteğin beline, olmasın çamur aman.

kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.

öyle bir sokayım ki kalmasın dışarda hiç
düşmanın bağrına hançerimi nagıhan.

herkese vermektesin bir de bana versene,
avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.

eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman
(bkz: rucu) sanatı ile zirve yapmıştır.
Arkadaşlar site site gezdim heryerde "padişaha yazdığı" diye geciyor. Ama hangi padişaha yazmıştır. Bilen acil ulaşsın.
bir gün padişah vehbi efendiyi yanına çağırır ve "bana öyle bir şiir yaz ki bir mısrasını okuyunca içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca ödüllendirmek gelsin" der. vehbi efendi şiiri yazar. padişahın istediği gibi yazmasına rağmen heralde padişahın şiir ağrına gider ve sümbülzade vehbi efendi idam edilir.

işte o şiir:

azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.

lal-u şarap içirem ve ıslatıp geçirem,
parmağina yüzüğü, hatem-i zer drahşan.

eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır,
lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.

diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.

salınarak giderken arkandan ben sokayım,
ard etegin beline, olmasın çamur aman.

kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.

öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.

eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.

herkese vermektesin, bir de bana versene,
avuç avuç altını, olsun kulun saduman.

sen her zaman gelesin, ben vehbiye veresin,
esselamun aleyküm ve aleykümesselam.

sümbülüzade vehbi efendi
aganzgsia agzina ajsishsoanxusns .
güncel Önemli Başlıklar