bugün

Günümüzde toplum ve kurumlar bakımından olumlu etkilerinin olduğunu söyleyebiliriz.

Son örnek olarak Eminönü balıkçısında yaşanan şiddet olayını gösterebiliriz. Sözlük olmasa bu kadar ses getirip diğer sosyal medyalara yayılmazdı bu olay, ve karakolda yaşananlardan da tahmin edebileceğimiz kadarıyla üstü kapatılıp yeterince çalışılmazdı. Aynı şekilde ODTÜ'deki yurt olayı ya da diğer birçok olay. Yeterince başarılı ve duyarlı şekilde çalışmayan kurumların maalesef bu şekilde bir toplum tepkisine ihtiyacı oluyor.

En azından bu tarz olaylardan sonra, topluma yayılacak ve tepki gelecek korkusuyla işini doğru yapma uğraşı yaygınlaşabilir. Ben olumlu görüyorum bu tarz kolektif tepkileri.

Tabi gönül isterdi ki buna ihtiyaç kalmasın.
keyiflidir ama uzunca bir süre yaptıktan sonra boş iş olduğunu farkedersiniz. o yüzden dozunda bırakmak lazım bazen.
keyiflidir ama uzunca bir süre yaptıktan sonra boş iş olduğunu farkedersiniz. o yüzden dozunda bırakmak lazım bazen.
Bir an önce çaylaklıktan kurtulsam aslında iyi ya yazarlık.
yalnızlık insanı sözlük yazarı olmaya itiyor. biz de isterdik çok zengin olup şu bar benim şu kız senin veya yakışıklı erkek olup kızlarla gününü gün etmek.ama işte dünya gerçekleri var bir yandada.
yalnızlıktır. biz de meraklı değiliz burada boş goygoyculuk yapmaya..
Herkesin her şey olabildiği ama adam olamadığı bir ülkede çok da önemli olmayan bir durum.

tanınan bir yazar olmaktansa
okunan bir yazar olunmalı burada..
kimseyi incitmeden
temel değerlere vurmadan
trollük yapıp ne kendinin
ne de okuyanın zamanını çalmadan..
yüksek ihtimalle yapamayacağım durumdur kendisi.
Bazı yazarlar tarafından ekseninden kaymış ebesine doğru fırlayıp gitmiştir, gel de oku amk.

Olm nasıl bi vakit kaybı, nasıl bi hasta tutumsunuz?
Konuşuyor musunuz, elinize mi alıyorsunuz gören gözlerimi zikeyim yaa!?

Toktor bu ne, ayıp değil mi olm? https://www.uludagsozluk.com/e/38397065/
(bkz: amaç ve araç)
al abi bi snickers ye.
bu eylem de belli ki bir kuşağa aitmiş.

gün boyu done toplamak, entry girmek, her girdiği entry içerisinde ince espriler yükleme sorumluluğu hissetmek, belli kurallar dahilinde yazmak, yazmayanı uyarmak ve ne olursa olsun o kurallara sahip çıkıp yaşatmak, yaşatmak...

bu kuşak büyüdü ve kirlendi sözlük yazarlığı da işte...

şimdi sözlüklere baktığımda ne o ince espriler kalmış, ne özenilerek yazılan entryler, ne de işini hakkıyla yapan sabır taşı çatlatan troller -ki hepsini saygı ile selamlıyorum, ne kadar kızsak da işe keyif katan onlardı-

işte o kuşak da gezi'deki ince ayarlı isyanda yeşerdi, meyvelendi.

modern ansiklopedi okurluğu idi sözlük yazarlığı çünkü bilgi vermediği sürece talep görmez, ilgi çekmezdi. bilgi üzerinden eğlenirdi.

eski kafalı ihtiyarlar gibi bizim zamanımızdaki bayramlar muhabbetine girmek istemiyorum ama kapansın sözlükler diye geçiriyorum içimden. bu format taşımıyor çünkü evrilen bu "şey"i. bambaşka bir şey şu andaki.

sözlük neydi, sözlük emekti...
Yalniz olmadigini bilmektir.
Kimine göre kahvehane muhabbetidir. Futbol takımlarına teknik direktör olunur, kadro yapılır. Ülkeye başkan olunur, ülke kurtarılır.

Kimileri için hazımsızlıktır. Karşıt görüş bildiren herkese küfretmektir.

Kimin göre bir okuldur. Bilinenler paylaşılır, bilinmeyenler öğrenilir.

Kimine göre ünlü olma uğraşıdır. Bu uğurda nice maymunluklar yapılır.

Kimine göre dost meclisidir. Sanal arkadaşların gerçek hayattaki dostların bile yerini tuttuğu zamanlar olur.

Kimilerine göre hazırcevaplıktır. Her lafa bir cevap verilir. Cevap verilmeyen laflar laf olarak görülmediğindendir (ya da söyleyeni adam olarak görülmediğindendir.).

Kimileri için eğlencedir. Yazılanlara gülünür. Gülünsün diye yazılır.

Kimine göre dert ortağıdır. En kuytuda kalmış, kimseye söylenemeyecek sorunların paylaşıldığı.

Kimilerine göre yaramazlıktır. Herkesin saygı duyduğu kişiye / fikre olumsuz görüş bildirilir. sonrasında saygı duyulan kişiyi / fikri açıklama için girilen diğer entry ler keyifle izlenir.

Kimileri için demokrasidir. Beğendiğini de beğenmediğini de oylar. Vatandaşlık görevini yapar.

Kimileri için özgürlüktür. Eleştirilmeyecek kişi / kuruluş / fikir yoktur.

Kimileri için kız düşürmedir. Genelde eller çükte umarsızca kalınır. Ama olsundur. Umut fakirin ekmeğidir.

Kimine göre şizofrenliktir. Gerçek hayatta olunamayan kişiliklere bürünülür.

Kimine göre bir kaçamaktır. işten sıkınıldığında uğranılan.

Kimilerine göre ego tatminidir. "ayar vermek" bunların mazotudur.

Kimileri için ise sadece yazmaktır.
yazarlık her bünyenin harcı değil. bence şöyle olmalı;

sözlük üyesi
sözlük kullanıcısı.
klasik sözlük yazarlığı denilebilecek tarz şöyledir:
genelde içinde argo barındıran, hayatın içinden yaşanmış ya da uydurulmuş bir takım hikayelerin bulunduğu komedi unsuru taşıyan yazılar ve nispeten daha az ya da hiç argo barındırmayan yine hayatın içinden genelde yaşanmış ya da yaşanması muhtemel olayları duygusal tarzda işleyen yazarlar sözlük yazarlığının klasikleşmiş halini temsil ederler.
bu sabah telefonumun zırlaması sonucu mesaja baktıgımda 10.36 da yazarlıgınız onaylandı yazısını görüp kendime 2 in 1 yapmama sebep olan sözcük öbeği.
(bkz: boş vakit öldürme aparatı)
bir tür kendini ifade şeysidir.
laptopun sağında çay solunda biskrem, lokum, çekirdek, kraker varsa, iyi bir meslek.

bedavadan entry giriyoruz, nasıl olsa beyin bedava.
+Baban ne iş yapıyor senin?
-Sözlük yazarı
+Bağkurlu mu sigortalı mı?
-Valla aylık temiz 1000 şükelası var.
+Allah bin bereket versin.
kişinin kendisini avutması, sosyalleşmesi ve biraz da eğlenmesi için yapılan aktivite...
meslek haline getirenler hayal kırıklığına uğrar. ekmek çıkmaz bu işten.
(bkz: yapma demiyorum hobi olarak yine yap)
bir nevi kukla oynatmaktır.

tamamiyle kendi yarattığın ve ne dersen onu yapan/yazan bir kuklaya sahip olmaktır sözlük yazarlığı. kimisi kendisini koyar oynatır, kimisi bambaşka bir karakteri sallar parmaklarının ucunda. troll dediklerimiz gerçekten o karakterde mi yoksa amaç sadece ilgi çekmek mi? sözlük yazarlığı, yeni insanlarla tanışmak, sohbet etmek, çok yakın dost olmak, sevmek, sevilmek gibi getirileri olan güzel bir şey esasında. ve ciddi anlamda insana tahammül etmeyi öğretir. sana hiçbir şekilde uymayan, dışarıda görsen tekme tokat dalacağın laflar eden birisine burada hiçbir şey yapamıyorsun, sadece eksileyebiliyorsun ki, o da 1 tanecik. sövüp sinirini boşaltsan, yazarlığını kaybedebilirsin, yemez küfretmek, susar kalırsın. ciddi sabır kazandırıyor di mi?

tamamen zıt düşüncelere karşı her ne kadar mecburiyetten de olsa, tahammül gösteriyorsun ve biraz daha zaman geçince iletişime geçiyorsun o karşıt görüşlü insanla. din, ırk, takım, siyasi parti, hayata bakış açısı vs. bir sürü farklılık içinde, yazılarını okurken sövdüğün bir adamla karşılıklı içecek duruma dahi gelebiliyorsun, eğer gerçekten "bu adamın derdi ne yahu" sorusunu sorabilirsen.

özet geçersem, yeni şeyler öğrenmeyi sağlayan, farklı kişilerle hayatı renklendiren, ilk zamanlarda yazdıklarına bakıp bir kaç yıl sonra o gelişim sürecini görüp "ne kadar malmışım" gülüşünü yüzlere verendir sözlük yazarlığı.
sözlükte bilgiyi arttırıp insanlara kendini anlatma fırsatı veren olgudur.