bugün

görsel
Biraz fazla içtim sanırm bu akşam.
Geçmişe gitti aklım. Aslında ilk defa kadın kokusunu izlediğim zamana dönmek istedim, belki de Mihrimah sultanda oturduğum o akşam ya da Nisan balık evindeki o geceye.
Yaşlandım, yaşlanıyorum.
Sonu belli olmayan bir döngüde her sabah tonlarca sorumluluk altında nefes alıp hayatta kalmaya çalışıyorum, hepsi bu.
bu sözlükte bu kadar çok reklam çıktığını unutmuşum. neden kaydoldum ve neden uzak durdum bilmiyorum. şimdi de hangi vahiy ile giriş yaptım onu da bilmiyorum. uyumak iyi gelecek.
Üzülüyorum. Yıllarca aynı manipülasyona maruz kaldım.

Aynı şekilde manipüle edilen, hakkı olan sevgiyi bile alamayıp kendini suçlayan kadına üzülüyorum.
tamamen can sıkıntısından şu sözlükte zaman geçiriyorum. yemin ederim bazı yazarlardan ve açtıkları başlıklardan o kadar irite oluyorum ki. bir yanım sileyim hesabı gideyim diyor diğer yanım '' amaaan zaman geçiyor işte '' diyor. ama bazı başlıkları gördükçe bu kadar aptal insan nasıl bir araya gelmiş diyorum.

ve ilginçtir ki şu sözlüğün değişmesi, gelişmesi vs gibi konular kimsenin sikinde değil. ne ise.
Herkes statü derdinde. Statün ya da titleın varsa insanlar seninle daha alakalı konuşuyor, sorularına daha fazla cevap veriyor, seni daha çok takıyor. Bu iğrenç bir şey ya. Her şeyin özünde insansın sonuçta. Bu hava bu boş gaz neye? Neyse diyorum the compass. Sen işine bak yavrum diyorum ama kafa dengin yoksa ekipte de o mesai çekilmez oluyor be kardeşim. Ay sonu motive etsin diyip metrobüsten iniyorum.
zall, sözlüğü düzelt be yaaa !..
kalbim paramparça ama kimseye söyleyemiyorum tüm gün hiçbir şeyim yokmuşçasına insanları eğlendiriyorum, düşüncelerimle başbaşa kalmamak için insanların yanından ayrılmıyorum çünkü tek başıma kaldığımda akli dengemi kaybedecek gibi oluyorum. Hala onu görmeye gidiyorum Hiç bir şey hissetmiyormuş hiç kalbim kırılmamış ve hiç acı çekmiyormuş gibi davranıp bana yüz vermeyişini izliyorum köpek gibi biliyorum onu görmek zarar veriyor bana yine de gidip görüyorum ben hiç haketmedim bunları sözlük ya kendi halimde mutlu şen şakrak bir insandım artık kendimi boktan farksız hissediyorum.
insan bir şeye inanmak isteyince çok tehlikeli bi halde oluyor. çok korunmasız falan. birden aklıma geldi niyeyse. bana hitaben paylaşılmadığı aşırı belli bir şiir. hatta belli ki başkası için paylaşılmış. yine de üstüme alınmayı başarmışım ve biliyor musunuz başkasına yazılma ihtimali hiç aklıma gelmemişti. nasıl gelmez hiç anlamıyorum ama oluyor işte. düşünüyorum düşünüyorum, yine çok acayip.
Eskiden kendimce düşünür sorgulardım çoğu şeyi ve bu bana iyi hissettirir idi genelde. bu özelliğimin iyice köreldiğini fark ettim bir süre önce. Şimdi daha çok dalgaya vuruyor ve ya üzerinde pek durmadan geçiyorum. Bir avuç iyi özelliğimden birisi daha elenmiş oldu böylece..
içindekileri bilmeden hakkında yorum yapacaklar, hangi şartlarla mücadele ettiğini bilmeden yargılayacaklar, hasbelkader sorsalar bile dinlemeyecekler, sen anlatmaktan vazgeçtiğinde ise içine kapanık diyecekler; lanet dünyanın empati yoksunu insanları...

Evet
Lena-satellite şarkısı. Neden mi? Çünkü bi tek onu güzel söyleyebiliyorum amk. Afedersiniz..
Bugün efkarlı bi şarkı içime işledi. Mırıldanayım dedim. Tamam kimse duymuyo bi tek ben. Yine de dayanamadım abi. Hemen yüzyıllardır sıkışınca söylediğim o boktan şarkıyı söyledim kendi kendime.
çok sinirli hissediyorum. içimde bir şeyleri parçalama isteği falan var. zaten regl olunca bana bi haller oluyor. böyle bi gereksiz duygusal haller falan. bunaldım. zaten hastalığımı da tam atlatamadım. sözlüğe giriyorum yazacak başlıkta yok. benim de aklıma gelmiyor. gerçekten niye bu kadar aptalız merak ediyorum. neyse, bunları boşverin de.. bana niye hislerim çok sahte geliyor? size de oluyor mu? bir şeyler hissettiğime eminim ama çok sahte. kendimi mi kandırıyorum ne.. şimdi de üzgün hissediyorum. ağlayasım var ama ağlamak için aklıma bi sebep gelmiyor. gözlerimin dolduğu ile kalıyorum. sorun ne anlamıyorum. aslında anlıyorum ama anlamıyorum gibi de. bir türlü huzur bulamıyorum. her şey çok anlamsız. aklıma saçma sapan şeyler geliyor. düşünmüyorum işte. ne diye aklıma düşünecek şeyler geliyor? saçma duruyor da değil aslında. neyse. kendimi neden bilgisiz biri gibi hissettiğimi buldum sanırım. baştan söyleyeyim bu bir farkındalık meselesi değil. bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir demiyorum. benimkisi bir hissiyat meselesi. nedenini buldum galiba. sizlerde nasıl işliyor bilmiyorum ama ben ihtiyacım olana kadar bir şey bilmem ve maalesef ki günlük hayatta bilgiye pek ihtiyacım olmuyor. ayrıca ben de ihtiyaç olacak alanlar yaratmıyorum. ihtiyacım olduğu anda bu bilgilere erişim sağlayabiliyorum. mesela ben kendimi müzik bilgisi olmayan biri olarak tanımlarım ama bir ortamda bu konuyla ilgili konuşulursa daha önceden aşinalığım varsa taşlar yerine oturur veya konuyla ilgisi olmasa bile bildiğim bir şey o konuda bana yardımcı olacaksa hatırlıyorum. bakın işte bunu çok tuhaf ve harika buluyorum. beynin bu kadar müthiş işlemesi harika değil mi? mesela nasıl müzik ile sporu bağdaştırıp bana o bilgiyi hatırlatabiliyorsun? hayran kalmamak elde değil. öyle değil mi sizce de? sanırım ben çok yalnızım. bu da bildiklerimin kuytu köşede kalmasına ve gelişmemesine neden oluyor. off ama yalnızlık çok rahat. konfor alanım öyle çekici geliyor ki anlatamam. kafamın içinde yaşayabilirim. bu kötü bir şey di mi? öyle varsayıyorum. keşke yazarlık kabiliyetim olsaydı. bak işte şimdi bunu dedim ya beynim beni yalancı çıkarıyor. mesela şimdi düşünmek çok yorucu diyeceğim ama arkadaşlar ben düşünmüyorum. ne zaman düşündüğümün farkında mı değilim yoksa kafamın içi gerçek manada boş mu bilmiyorum ama yok yani. bana düşünüyormuşum gibi gelmiyor ama bunun ağırlığını yaşıyorum. nasıl oluyor bu? bir insan nasıl düşündüğünün farkında olmaz? saçma sapan konuşuyorum işte.
Sana son çağrım. Hem hatalı olup, hem yanlış anlayıp, hem burnunun dikine gitme! Mazallah cakilabilirsin...

Yeter artık.

Evet
Date olayları ve benim tüm kıyafetlerim bana bol geliyor 10 kilo verdiğim için... alelade bir adam olsa neyse de çok beğendiğim biri.

ani date olaylarını sevmiyorum ya.
Son 10 gündür hiçbir şey istemiyorum aq. Yemek istemiyorum, sürekli abur cubur yiyen ben artık yemiyorum ismini duyunca bile kusasım geliyor. Sadece su ve kahve arada sigara.

Ooffff of.
Bu gün tam çamaşır yıkayıp kurutmalık bir hava vardı da geç kaldım.
aşk tesadüfleri sever...*
Sen sen ol başını ver sırrını verme.
Yeni işe başladım başlayalı çok mutsuzum ve hayattan gram keyif almıyorum. Beni motive eden tek şey maaşım. Çok çok iyi olduğunu da düşünmeyin.eski işimde çok çok az kazandığım için yeni işim şimdilik ilaç gibi geliyor. Ekip arkadaşlarımın çoğu aşırı suratsız ve sadece iş odaklı. Yemeğe çıktığımızda bile iki kelime edip bir konu hakkında konusup gülemiyoruz.konusurlarsa yine iş hakkında konuşuyorlar. Ben soğuk ya da iletişimi zor olan biri değilim. Sıcak kanlı ve girişken biriyim. Başka ekiplerden bir sürü arkadaşım oldu, konuşup sohbet ettiğim. Molaya çıkarken çağırıldığım, dışarıdaki etkinliklere çağırıldığım. Ama kendi ekibime gelince zaten onlara olan gram enerjimi de her gün yüzlerine bakarak kaybediyorum. Neyse Allah büyük dert vermesin diyerek günü kapatıyorum. Çok doluyum.
ilk defa benimle aynı yıl doğumlu biri var hayatımda. Hatta ay olarak ben büyüğüm *

Ne derler bilirsiniz; " Karısı kendisinden büyük olan erkek çok zengin olurmuş" Ahahajah.
bebek yapasım geldi. milletin bebeği bile ne kadar tatlı... kendi bebeğim olsa ayrı bir tatlı olur herhalde.
beni artık alır mısın? lütfen.
yalnızken hasta olmayın, sürünüyorsunuz.
Lütfen bir an önce iyileş. Lütfen lütfen lütfen. Bugüne dek yspamadıklarım için özür dilerim. Seni çok seviyorum. Bunu göstermeyi ne kadar başaramasam da.. Lütfen iyileş
güncel Önemli Başlıklar