bugün

ben dün çok duygusal bir olay yaşadım.

müge anlı diyor ya hep çocuklarınızı gözünüzün önünden ayırmayın.
kadın haklı.

sitenin bahçesinde iken bir komşunun torunu binalarından dışarı çıktı.

3 yaşında var yok çok tatlı bir kız.
güzelce giyinmiş, çantası filan elinde.
arkasından ailesi gelecek sandım.

10 dakika kadar gelen olmadı.
küçük kız ise evden uzaklaşmaya başlayınca izin vermedim ve evinin ziline bastım, torununu benimle birlikte dışarıda gören aile bireyleri baya bi şaşırdı, dilleri tutulmuştu sanki.

belki çok kötü şeyler olacaktı, düşünmek dahi istemiyorum. olmadı ve olmasın.

hiç bir yavrumuz savunmasız ve bir başına kalmasın, hep koruyan kollayan birileri olsun inşallah yanlarında.
-erkeklerde sevilmeyi sever,güzel söz söylenmesi hoşlarına gider,iltifat gelince hoşlarına gider.

geçen tek başıma bir cafeye gittim.siparişimi verdim oturdum.taktım kulaklığı bir yandan kahve içerken sağa sola bakınıyorum.telefon cüzdan masanın üstünde. garson geldi ;

-''ya abi yanlış anlama bişi dicem. çok kıyaksın hee.rafine zevklerin var. üstündeki şöyle güzel,cüzdanın şu marka çoğu türk bilmez.valla tarzsın abi.''

ulan bir hoşuma gitti anlatamam. sonra durup kendime ''lan neden bu kadar hoşuma gitti'' diye sorguladım.

neden mi ?

biz erkekler o kadar az iltifat alıyoruz,o kadar az güzel söz söyleniyorki.. konuştugumuz kadınlara sürekli iltifat,hediye,güzel söz peki ya erkeklere ? üzücü.
Uğruna çabalamaya değer biri olduğumu biliyorum. O çabayı görene kadar tek bir adım atmayacağımı da...
gelecek ay çok saçma bir yere bir yurtdışı seyahatine gideceğim.. kafam oldukça karışık..

aslında sorun, ufak bir de operasyon geçirme düşüncemin olması..

bir şeyden çekindiğim yok da, hijyen sağlayabilir miyim, ne yer ne içerim diye düşünüyorum.. yoksa bu yaşa kadar yemediğim b.k kalmamış, bundan mı çekineceğim..

bunu da erteleme düşüncem yok, zira bir kaç ay sonra hayatımda belli değişiklikler olacağa benziyor. kendimi hazır hissetmek istiyorum.
Ayrılmıştık. Çok duygusal ve alkollüydüm. Trafik kazası geçirdim. Korku ve panikle ilk seni aradım. Durumu anlattığımda benimle iletişime geçmek için saçma sapan sebeplerle beni arayıp rahatsız etme deyip telefonu kapattın. cam sildiğim bezi hem burnumun kanı hem de gözümün yaşı dinsin diye yüzüme bastığımı hatırlıyorum. Sonra duygularımı bir kenara atıp düşünmeye başladım, kansızın biri için mi kendimi harcayacaktım... O gün senden vazgeçtim!

Söylemek istediğim şey sadece şu "teşekkür ederim". Bana mantıklı biri olmayı öğrettin.
Yeni meşhur dizimiz var ya bahar... Heh işte orada bu bölüm öve öve bitirilemeyen arkadaş çağla işte benim.. Herkes bahar da kendini buluyor, ben ise çağla oldum hep bu hayatta. Dışarıdan bakıldığında bir eksiği olmayan ama yine yalnız olan. Hatta bölümdeki sahnenin çok benzerini de yaşadım. Yanımdaki arkadaşım hep daha çekici gelirdi başkalarına. Yalnızlık kader diye düşünüyorum artık. Kendimi sevip kendime bakmalıyım bu saatten sonra.
Sen adım atana kadar tek bir adım atmayacağım ve ben senden ne zaman tamamen vazgeçmiş olursam, aramaların ve mesajların beni ne zaman bayacak hale gelirse, o zaman geleceksin tıpkı diğerleri gibi. Onun da bir manası kalmıyor maalesef.
Hayat hep döşümüze duruyor, bekletiyor, tam cartlağı çekecekken suyu uzatıyor; ama onu da bir yudum aldığında gerisin geri elinden kapıveriyor. Neyse ki yumruğu sert.
Benim için bir gelecek yok. Yaşarsam tek göreceğim şey acı olacak. Yaşamamın ve bir aile kurmamın şartı ise maalesef güçlenmekten geçiyor. Benim başıma bu olaylar neden geldi? Zayıf bir aileden gelen zayıf bir çocuk olmamdan kaynaklıydı. Değeri olmayan bir insan olduğum içinde böyle şeyler yaşadım. Tabi ki bu artık ne geçmiş etkiliyor ne de geleceği etkilicek. Boş bir varsayım. Gerçekçi olmam gerekirse kafama 2 kurşun sıkmak 3 sorunumun çözümü olucak. Ama dinim elvermiyor.

Ee peki ne yapmalı? Açıkçası 4-5 yıl önce ne düşünüyorsam aynı şeyi düşünüyorum. Gerçekten hiçbir şey değişmiyor. Madem yaşıyacağım bütün zorluklara göğüs germek zorundayım. Eğer ki kafama 2 kurşun sıkmayacaksam Ağlamaya hakkım yok. Mutlu olmaya ve gülmeye de hakkım yok maalesef.
Odamdaki muz kabuğu yüzünden kendimi zenci gibi hissettim ya günlerdir. Resmen leş gibi kokuyorum sanıyordum. Herkese koklatmaktan kendimi bir hal oldum. Peh anasını.
ben sizin eski kocalarınızla, eski sevgililerinizle, eski fanfinifinfonlarınızla, sevgililerinizle ya da kocalarınızla fazla yuz goz olmayı sevmiyorum.
yoksa tabi ki onlara saygı duyuyorum, bazılarını cok takdir ediyor, bazılarını cok seviyorum.

ama lutfen beni bu adamlarla muhattap etmeyin. rica ediyorum.
herkesin bir tarzı var bu dunyada. benim en sevdigim sey insanların bana "guvenilir" demesi, "yamugu olmaz" demesi.

gerek var mı sizce benim onlarla fazla yuz goz olmama?
siz siz olun alarm kurarken hafta sonunu seçip seçmediğinize dikkat edin, 08.00'de uyanmayın benim gibi...
Yürüyorum bu uzak ruhumla, saçma sapan günlük mutsuzluklara..

Biliyor musun seni düşünmeden uyuyamıyorum,
uyandığımda da aklımda sen oluyorsun..

Eylül akşamında, üşüyorum bazen. soğuk kalıyor her şey etrafımda tabi sen düşüncesi haricinde..

Ama kanayan kalbim, dur diyorum kendime..

Sen merhem olamazsın, Zulüm olma, istenmezsin dahası sen bir sönen ateşsin yakma..
görsel
Aptala yatmaya bayılıyorum. Böyle çakallıklar yapa yapa geldik bu yaşa hey gidi…

iyi geceler yaban çakalları.
gözlerim acıdı biraz.
son 5 ayda en az 5-6 kere hasta olup yataklara düştüm sözlük. artık bu durumdan inanılmaz sıkıldım.

bu hafta sonum yok mesela, cuma akşamı eve gelir gelmez yatağıma girdim, yemek yemek dışında pazartesi öğlen saatlerine kadar da yataktan çıkamadım. ateşler içinde, ağrılar içinde 2-3 gün uyumuşum. hayatımdan bilmem kaç günüm kayıp. hâlâ da tam olarak iyileşebilmiş değilim.

tam olarak sağlıklı bir beden nasıl oluyordu, vallahi unuttum.

son 5 aylık süreçte içinden geçtiğim (içimden geçen de olabilir) süreçlerden dolayı vücudum mu isyan etmeye başladı artık yoksa yaşlanmaya mı başlıyorum, bilemedim.

Birkaç gün tatil yapsam her şey çözülecek gibi sanki. Şöyle kafa dinlemeli, herkesten uzak, doğayla başbaşa bir tatile ihtiyacım var sanırım.
hayattan aldığım hiçbir zevk yok. mutlu değilim yaşamak istemiyorum.
Üç beş tane kişiliğim var gün içinde hepsini ayrı ayrı dolanıp, nahif ve soğuk olan kişiliğime geri dönüyorum.
her şey çok pahalanmış.. anneme diş fırçası aldığım parayı 4 sene önce maaş diye alıyordum.
Ben sana bir şey derdim; ama dua et bu film o film değil... Sadri Alışık gibiyiz: Bir türlü o filmi tutturamıyoruz. Bilakis her "tuzum var" diyene...
mercedes cls 350, beyaz renk, eski kasa..
......

Evet
Herkes ısrarla anlamayı reddettiğinden olmayanlardır. Uzun uzun açıklama yapıyorsun yine de herkes bildiğini okuyor. Açıklama yapıp yorulmak gereksizdir.
Deli gibi içesim var. 2 amsterdam 2 calrsberg patlatasım geliyor. Ama 2 gün beklemem lazım. Bu benim için çok zorrr.