bugün

hemen hemen her gün yapılan artık rutine binmiş olaylardır.
(bkz: uyumak)
periyodik olarak yapıldığı için sıkıntı vermeye başlayan durumdur.

(bkz: işe gitmek)
(bkz: pazartesi sendromu)
ben butonunun her gün ırzına geçmek. hemde defalarca.

(bkz: ben)

(bkz: kolasikacmisasit)
(bkz: ingilizceyi türkçeyle kombine etmek)*
okula geç kalmak.
her gün düzenli olarak geç kalıyorum.
(bkz: biri beni durdursun)
(bkz: ders çalışmak)
işe gelmek, eve gitmek, entry girmek şeklinde olan liste. bir tek uyuma işini rutine bindiremiyorum o sıkıntı oluyor.
her sabah saat 7 sularında kendini saatin aslında daha 3 buçuk olduğuna ikna etmeye çalışmak, kendi kendine söylediği saatin ileri gittiği yalanına kendisi inanmak. *
(bkz: hazımsızım sıçıyorum mütemadiyen)
arabayı park et, çıkmadan bagaj düğmesine bas.
sol elcikten evin anahtarını al, arabadan in kapıları kilitle.
bagajdan fotoğraf çantasını al, bagajı kapat.
markete git, selam vermeden sigaranı uzatsın, paranı ver para üstünü al.
apartman kapısını aç, gözün posta kutusunu süzsün ama dokunma.
asansörü çağır, kata gelince “tık” sesini bekle, bin 3’e bas.
asansör aynasına bak, gün boyu neye dönüştüğünü gör ve kapıya dön.
“tık” sesi gelsin kapıyı aç 3 basamak in ve evin kapısını aç
girişe anahtarı, telefonu ve fotoğraf çantanı koy, odana gir.
ışığı açmadan, pantalonunu çıkar, gömleğini as, kıravatı katla
banyoya git direk duşa kabine gir suyu aç ve dizlerinden aşağısına soğuk su tut.
duşa kabinden çık klozetin kapağını kaldır işe.
sifona bas, kapağını kapat sağa dön.
sıvı sabuna iki kere dokun ve ellerini yıka, akan kiri izle.
temizlendiğini anlamak için kir görmenin gerektiğini düşün.
ellerini durula tekrar sıvı sabun hortumuna iki kere bas
ellerini tekrar köpürt ve yüzünü yıka, durula, kurula…
mutfağa gir, buzdolabının kapağını aç.
sağ kolunu arkadaşın omzuna atar gibi buzdolabının kapağına at ve 10 saniye içeriyi süz…
hiç bir şey almadan kapağı kapat, mutfağın ışığını yak ve ketıla su doldur.
düğmesini yukarı kaldır, fincanı çıkart kahveni koy…
odana yönel pantalonunun cebinden sigara ve çakmağını al ve balkona git.
bir sigara yak, bilgisayarın düğmesine bas, sigarandan bir nefes çek ve kül tablasına koy.
mutfağa git, fincanın %25’ine su koy ve biraz karıştır…
daha sonra kalanının %75’ine su koy ve köpüğünün gitmesi için tekrar karıştır.
köpük gidip fincanın içindeki suyun %50 olduğunu fark et ve %40 daha su ekle…
kaşığı, fincanın yanına üç kez vur ve lavabonun kenarına bırak…
sol elinle ışığı kapat balkona yürü.
fincanı monitörün soluna koy, klavye rafını çek.
google chrome’a tıkla ve sırasıyla 3 orta tuş vuruşu yap, “gmail”, “twitter” ve “facebook”
daha sonra bu rutinden sıkıldığını başka bir öğretmen arkadaşına anlat; “sıkma canını alışırsın” desin.
asıl sorunun bu olduğunu anlatmak bile isteme. boş boş yüzüne bak ama yarın tekrar aynı rutini yaşayacağını düşünme…

şimdi anlatabildim mi neden öğretmen olmak istemiyorum?
outlook express e yanlışlıkla tıklamak. *
(bkz: ütüleri ertelemek)
(bkz: osbir)
(bkz: ne yani çoğunuz her gün yapmıyo musunuz)
sözlükteki seri eksi veren ibneye küfür etmek.
Her gece annem yanımda ise yaz kiş ballı zencefilli süt yapmadan uyutmam.
saçlarımı taramak, krem sürmek,
uykusuz gecelerin sabahında uyanmak.
günde en az bir fincan kahve içip, bir tane çikolata yemek.
neden yaşadığım yere kendimi ait hissetmiyorum diye düşünmek.
google chrome da yer işareti eklediğim tüm haber sitelerini ziyaret etmek
müzik dinlemek vs. vs. yeter bu liste uzar da uzar,
son olarak, hayal kurmak
ota boka kafayı takmak. niye biz takıyoz amk biraz da onlar taksın da olmuyor işte öyle.
sevişmek.
Her sabah kalktığımda, tuvalete bile gitmeden yatağımı toplamak. Bu kadar da düzenli bir insanım işte.
karar verememek. önceden bu tek bir konuyla alakalı olsada artık her konuda karara varamamak beni ziyadesiyle yıpratmakta... (bkz: ziyadesiyle) (bkz: ne diyom lan ben değişik)
küfretmek. bazen içimden bazen dışımdan, yerine göre.