bugün

--spoiler--
Ben sadece kafası karışık ve huzur arayan biriyim.
--spoiler-- *
karışık olur tabi, nasıl olmasın ki?

sabah kaltım yataktan çorabım ağzımda. çorabımın ne işi var ki ağzımda? hadi onu bırak bilgisayar sandalyemi yatağıma kim kelepçeledi? yoksa ben mi yaptım bunu? ya ben yaptıysam, ya gece sandalyeyle aramda bir yakınlaşma olduysa? hatırlayamıyorum. hatırlayabildiğim tek şey dün akşam çok fazla ballı süt içtim ve sonrasında kendimi kaybettim. aman tanrım! düşüncesi bile korkutucu. yoksa sevgili yastığımı sandalyem ile mi aldattım?

hemen üzerimi giyinip sokağa fırladım. bir çay içip kendime geleyim diyerek köşedeki kahveye girdim. beni gören kahve halkının tipi birden değişti.önce kasıldılar sonra ınının demeye başladılar. kahvedekiler ınının diyor, ınının ınının ınınının...sonradan öğrendim ki burası kahvehane değil ınınınlıları koruma ve yaşatma derneğiymiş.

kahvehaneden çıkıp yola fırladım. minibüse binmekti amacım. ama istikamet şaşırıp minibüsçüye bindim. adam koltuğun altından çıkardığı kalasla kovaladı beni kilometrelerce.

eve zor attım kendimi. nefes nefese kalmıştım.

şimdi pc min başında oturuyorum. sandalyemde çok seksiymiş bu arada. ballı süt içeyim bari.
zihinsel damıtma melaikeleri gelişmiş olan yazarlarda pek görülmeyen olgu olmakla beraber bu dertten muzdarip olan kişi ve kişilere söyle bir recete önerebiliriz.

1- camı aç
2- camı kapa
3- camı aç
4- dısarıya bak
5- camı kapa
6- amuda kalk
7- amuttan in.
8- minibuse bin
9- ördek gibi vak vak yap
10- camı ac
11- camı kapa
12- sunu dinle: http://www.youtube.com/watch?v=-o-c4M-gPNw&feature=related
13- camı ac
14- mutfağa git
15- portakal al
16- bas ucuna koy
17- sunu terennum et 'duma dum duma dum'
18- camı ac
19- camdan asaği sark
20- camdan asaği sarkmayi kes
21- kendine kendine 5 defa 'i am like lion in zion' diye yüksek sesle bağir
22- cami kapa
23- kafanin kairsikliği bitti, bak pürü pak oldu zihnin.
24- geçmiş olsun
25- sikayetler muessemize, övgüleri cevrenize yapiniz.

(bkz: yavas yavas deliyorum)

ek olarak: bazen sizde bu karısıklıktan nasibinizi alabilirsiniz, ondan pür dikkat ediniz please.
karışık olur tabi, nasıl olmasın ki?

sabah kalktım. 259 tane takım elbise arasından hangisini karar vericem. offff. hadi karar vedim. 1578 tane kravat arasından karar vericem. çorap olayına hiç girmiyorum. ayakkabı seçimi 1475 tane arasından nasıl yapıcam. oooo portakalı soydum başucuma koydum diye başlasam kısa kalıyor.

hepsini hallettim diyelim. garaja indim. mercedes mi bmw mi?. gel de çık işin içinden.

zengin olmak da zor yahu.
sözlük yazarlarının aynı zamanda kafalarının iyi olmasıdır. misal benim kafam çok iyi, sizlerin kafasının da iyi olması için dua ediyorum. herkesin kafası iyi olsun da güllük gülistanlık olsun dünya. hayat bayram olsun. arkadaşlarla king, poker falan oynayalım ama kumar oynamayalım. zaman zaman ne kadar da garip oluyor insan, kusuyor falan.
sozluk yazarlarinin da sorunlarinin olabilecegi gercegidir. bizde insanizdir.
kendilerine zarar, sözlüğe yarardır. kafalar karışık olmasa, okuduğumuz güzel entryler nasıl çıkacak?
sözlük yazarlarının beyin dalgalarının birbirine geçmesi halidir.

Türban mı mini etek mi?

Asker mi sivil mi?

Baykal mı Erdoğan mı?

Eski sevgili mi Şirinler mi?

Dinciler mi laikçiler mi?

Ulusalcılar mı ümmetçiler mi?

ve diğer birçok sözlük karmaşası arasında karar vermek gerçekten zor.

Neden yaşıyoruz, neden sözlükte yazıyoruz, ne istiyoruz gibi sorular beyin kıvrımlarında slalom yapan kayakçılar gibi süzülmektedir mütemadiyen.

Kafalar karışık, kafalar dumanlı...

Biraz da gelecek kaygısından kaynaklanmaktadır. Ülkedeki belirsizlikler beyinlere de sirayet etmektedir şahsen bilakis.

Entry girerken parmaklar tereddüte düşer, başlıklara tıklarken mouse'un isteksizliğini ruhunuzun derinliklerinde hissedersiniz ve kısır düşüncelerden sıyrılmak için çırpınırsınız. istediklerinizin olmaması hayatı zindana çevirir ve kutup ayısı tarafından öpülmüş bedevi misali paytak paytak yol alırsınız internetin tozlu yollarında.

Sonra düşünürsünüz neden bu ülkede doğduğunuzu ve anlam veremezsiniz çelişkilerle dolu kısır tartışmaların beyin kıvrımlarında meydana getirdiği o dalgalanmaya.

Eski sevgili çıkagelir birden, mini eteğinin altından kaçık naylon çorabı görünmektedir, kafasına da türban takmıştır en kreminden, elinde bira şişesi sosyalizm nutukları atmaktadır.

Seri eksi oy veren zibidiye hiç değinmiyorum bile, yok sayıyorum onu, görmezden geliyorum ve feysbuk şeysinde eski dostlarımı aramaya koyuluyorum. Eski dostlarımın arkadaş listesindeki hatunları röntlüyorum. Ulan herifin listesindeki karılara bak hamuğa goyim, acaba bize de iş çıkar mı? Sonra "Herşeyi s.keyim herkesi s.keyim" isimli bir grup oluşturuyorum. işte budur yaşanan ya da yaşanamayan.

Evet salakça...

Ama başlıkları alt alta okuyunca bir şifre farkediyorum : "anahtar paspasın altında".

Da Vinci'nin şifresi bile bu kadar karmaşık olamazdı değil mi?

içelim açılalım, öpüjem...
insan olmalarının ve fotosentez yapmadan yaşamalarının doğal sonucu.
(bkz: karışıksa kafadır değilse robottur)
bahar geldi ondandır. seçim falan derken hep böyle oldu tabii, iki vurun bi format atın düzelir.