bugün

ilk msn adresimi aldığımda hem listemde çok kişi gözüksün diye hem de yeni arkadaşlar edinmek amacıyla rastgele adresler ekliyordum. mal@hotmail.com, salak@hotmail.com*, çitirkiz@hotmail.com, sikiciosman534234@hotmail.com gibi...
demet akalının çanta şarkısını içten içe beğeniyorum.
fırat a hastayım sözlük. öyle böyle değil ama bütün günümü ona ayırıyorum. elli kez okuduğum karikatürü ellibirinci kez okuyup yine aynı aşkla gülebiliyorum. çok seviyyorum o veledi. hatta fırat gibi oğlum olsun istiyorum.

(bkz: yenir ki bu)
-yolda giderken dışardan kendini beğenmiş biri gibi durabilirim. beni kibirli falan sanmayın. içimden kendimle konuşuyorum. mimik falan yapıyorum bazen. espri yaparım çok komik ona gülüyorum, sonra telefonu alıyorum elime ona gülüyomuşum gibi hani.

-çok salak birini özlüyorum, hem baya salak. kendi bile kabul eder. kimse de sevmiyo onu. ben seviyorum en çok. salak ve kimsenin sevmediği birini özlemek ne demek, işte ben bunu biliyorum.

-biz yengeç insanları aynı fabrikadan çıkışlıyız bence. hepimiz aynıyız çünkü. düşünce tarzımız, yaşadıklarımız, sevme şekillerimiz, sevgi sözcüklerimiz. bizi şu para atılıp da oyuncak yakalamaya çalışılan makineler var ya, ona atsan hangimizi alırsan al farketmez. aynı çünkü.

-twitter da abuk fikirlerimi paylaşmayı da seviyorum lan. o takipçilerin hala neden unfollow tuşunu aramadıklarını merak ediyorum. kesin yerini bilmiyolar.

-insanlara inancımı iyiden iyiye kaybediyorum. çok fena yere gidiyo bu işin ucu ya, bilmiyorum. ya piç olup herkesin ağzına sıçıcam ya da depresyon. başka seçenek yok. aslında tek bi seçenek var. ben onun bunun ağzına sıçtım diye de üzülüyorum çünkü. oturup ağlıyorum sonra.

-yalnız, hayatımdaki bi insana resti, bi insana da siktiri çektim. mutluyum. her şey daha güzel böyle. daha az depresyon.

-biz yengeçler olarak depresyona meyilli bünyeye sahibiz. sinirle yaklaşmayınız.

-bak akrepleri de severim ben. valla lan. aslında değişik bi masumiyetleri var da millet bilmiyo sinsi diyo bunlara. kafanızı kıskaçlarının arasına koymazsanız ısırmaz, sevmeyi bilin, adam olun len! he bi de tutkulu oluyolar. tutku iyidir, sonradan biraz can acıtıyo ama sööliyim. belki çok sevildikleri için nefret ettiriyolar sonradan.

-kelimeleri değiştirerek telaffuz ediyorum bazen. "kumanda" -yazarken bile zorlandım- bu kelimeyi hep "kömende, komando, kumende,kömanda" diye söylerim. insan içinde doğrusunu söyleyememekten korkuyorum. ne bu kumanda takıntım onu da bilmiyorum.

-köstebek kelimesine de taktım bu ara. "kestebek" diyorum. bence kestebek pasta sörvayvır oğuzhan a benziyo.

-yeter bu kadar. döktüm içimi, oh.
güneş gözlüğü gözümde değil de başımdayken çok hoşuma gidiyor. sıf bu yüzden bazen gözüme güneş girmesine göz yumuyorum sözlük.
bugün birkaç günlük sakalımı kesiyordum. aynaya bakarken aklıma komik bişi geldi, bıyığı bıraktım. kardeşime gidip "eheheh tayyip bıyığı bıraktım eheuheueh" dedim. o da "ahahahaha" dedi. bir süre "ehehhhue ve ahaha" arasında gidip geldik. bıyığımı kesmek için tekrar banyoya girecektim ki kardeşim "bi saniye gireyim mi?" dedi. "tamam" dedim. kardeşim banyodaydı ki kapı çaldı. tekrar tekrar çalan kapıyı açmaya direnmek ne zordur, herkes bilir. ama açmamalıydım. kimse beni tayyip bıyığımla göremezdi. açmadım. kapıyı kim çaldıysa da gitti.
sonuç olarak benim tayyip bıyıklı halimi bir ben bir de kardeşim biliyoruz. ikimiz aynı uçakta uçmuyoruz. coca cola formülü gibi filan yani. bu da öyle bir anımdı.
aslında o an daha komikti de anlatınca komik olmadı.
sözlükteki tüm balkan göçmeni insanlarla tanışmak, kafamın uyuştuğu bi kaç kişiyle de akordeonlu şarkıcılı bi balkan gecesi yapmak istiyorum. şöyle erik rakısının su gibi aktığı* yerel yiyecekler, yerel müzik, eğlence, sohbet.. ben kafam estikçe arkadaşlarımla bu keyfi az çok tadıyorum zaten maksat böyle bi gecenin ne kadar güzel olabileceğini bilmeyen insanlar da bilsin, kültürünü tanısın.
Araba kullanmayı bi türlü beceremiyorum sözlük.Sanırım arkadaş çevremizde arabayı kullanmayı bilmeyen bir tek ben varım.Bu ciddi ciddi dalga konusu olmaya başladı ve bu moralimi çok bozuyor.
Sanki dünyada herkesin yapabildiği birşeyi yapamayan bir tek ben varım gibi bi durum var. *
yalıtımlı odada çılgınlar gibi sevişmeye benzeyen bi şey yapıyorum sözlük. dışardan bakınca hiçbir şey yokmuş gibi sanki. * *
fm 2005'te süpersonik, seksi takımım valencia cf ile şampiyonlar ligi'nde yarı finale çıktık. ligin bitimine 6 hafta kala 2 puan farkla liderim, ispanya kupası'nda da yarı finalin ilk turunda da zaragoza'yı 4-0 yenmenin mutluluğunu yaşıyorum. ilk defa fm'de şampiyonluğa bu kadar çok yaklaştım.

bu arada lebohang mokoena adında 19 yaşında bir yetenek keşfettim. sezon sonunda da o geliyor.

oh la la fişna, süper takım kurdum lan.

ilk 11'imi merak edenlere de bir pm kadar yakınım efenim.*
sevgilim yani eski sevgilim terkedeli 17 gün oldu 17 günde staj gördüğü yere gittim çiçekelrle kovdu 1000 den fazla mesaj attım cevap vermedi şuanda arkadaşıyla konuşuyorum bakalım nolcak ama itiraf etmek gerekirse öküz gibi seviyorum gel desin giderim bu saate hiç üşenmem hemde ağladm onun için sözlük buda günün en baba itirafıdır herhalde.
itiraf ediyorum
tıp fak. okuyan ablamın üroloji kitaplarına bakıp otuzbir çekerdim.
Aslında nasıl biri olduğumu daha kabullenemedim, göründüğüm kişi ile olduğumu sandığım kişi arasında hala gidip geliyorum. insanı yaptıkları tanımlar, derinlerde yatanları değil. bunu beynime kazımam lazım.
sıkıntıdan masaüstünde yenile yenile yapmaktan yepyeni bi masaüstüm oldu sözlük. çok sıkılıyorum lan!
ekşi sözlüğün çok daha seviyeli olduğunu biliyorum ama oraya yaptığım başvurunun onaylanmasını bekleyemediğim için uludağ sözlüğe geldim. yoksa gelmezdim.
(1 yıl oldu onay sıram 39bin)
eğer yarın da bu sabah-dün sabah-ondan önceki sabah ve geleceğe tozunu yutturmuş tüm sabahlarda olduğu gibi uyanacaksam;
eğer yine müthiş bir boşlukta olacak;
yine kendimi yalnız hissedecek;
yine yavru köpekler gibi buğulu gözler, anlamsız hüzünlerle bakacaksam hayata; ben yarın uyanmak istemiyorum!
eğer yine hayat gailesi herkesi ele geçirmiş olacaksa;
sevdiklerimden ruhen daha da uzaklaşmış olacak, hatta hayatta en çok kimi sevdiğimi yarın sabah da anlayamayaksam;
özlemlerim yine baş döndürücü boyutlara gelip, nefesimi kesecekse;
ve ben yine inatla öldüğümü düşüneceksem; yarın sabaha uyanmak istemiyorum!
ilgi çekmeye çalışmıyorum artık. önemsenmek istemiyorum. tüm "siktir git"ler ödüldür bana... iğrenç bir şekilde mutlu oluyorum. yanlış anlaşılmasın...!!!
asla başarılı olamadım bu hayatta... dönüp bakıyorum da;
girdiğim ortamlar, edindiğim dostluklar, aldığım ek eğitimler, aşklarım...
hiç mi bi tanesi bile beni ben yapmaya yetmedi? hiç mi bi tanesi bile birilerinin beni anlamasına yetmedi. bu bir ölçüt değil. bilirim...
ya asıl mesele bu da değil... herkese kızgınım bu hayatta. asiliğim ile perçinlenen asabiyetim beyin kıvrımlarımı ele geçirdi bugün! soluk almadan, ne yazdığıma bakmadan, klavyem evimize yatıya gelen misafir insancıkları rahatsız etmesin diye dikkatli basarak tuşlara yazıyorum sadece... rahatlatır belki diye...
rahatladım mı? hayır!
bunca yaşanmışlığa rağmen, bunca emeğe-çabaya-efora rağmen bugün beğendiğim 60 liralık ayakkabıyı alamadım!!
istediğim şiir kitabını raflarda bulamadım!!
saatlerce uğraşıp çırptığım kekin altı yandı!!!
loto da çıkmasın amk! para da istemiyorum!
sadece eniştemle takas yaptığım şu aptal ayfon'umsu cihazın tuşuna 1 defa basıldımı açılsın!...
kadir diye bi çocuk vardı üni de. benden sonraki dönem ve başka bölüm. annesi kanserdi. o çocuğu merak ediyorum.. napar acaba?
bir de beni koyup giden kimi insanları merak ediyorum: mutlular mı diye? huzura erdiler mi o "seni mutlu edemem" diyenler??
hepsinin taaaa amk!
gel gör beni aşk neyledi...
aşkı da sikiyim.. ızdırabına da sokiyim!!
götüm de ağzıma kavuşsa, sıçardım yeminle!!...
öyle kızıyorum ki kendime... öyle dövesim var ki kendimi...
çük kadar beyni olmayan insanlar (gerek eş-dost-akraba, gerek en yakın arkadaş, gerek işveren, gerek sevgili...) harcamış beni bozuk para gibi...
ben de mal! ağzının içine bakmışım milletin... dilim dışarda salyam dilimin ucunda... hızlı hızlı ve diyaframdan nefes alarak, kulaklar dimdik!!! biri elindeki sopayı atsın da koşup getireyim...
o sopa da bana girsin, onlara bişey olmasın!!
allah kadınları eziyet çeksin diye yaratmış: otomatik ayarımız olaydı da çok sıcak havalarda regl olmayaydık!! vıcık vıcık-sıcak kokar-ped yakar!!! ben ne zaman menepoza giricem yaa???
eski bi dost vardı, "rahatsızsın kızım sen" derdi... bi o yaklaşmıştı sonun başlangıcına...
bizim mahalledeki davulcunun tokmağı bana, davulu ona girsin... adam asabi yaaa!!! gece vakti davul mu çalınır hem?? herkes uyanıyo... off... çoluk çocuk ayakta...
yazık la, ablam her gece 02 sularından itibaren ayakta... cunku bizim ufaklık davulcu mağduru...
uzun lafın kısası;
uzun lafın esası;
ne adamlar sevdim, zaten yoktular!.....
-Abimi kıskanıyorum. bu ailenin iki kardeşi kayırmasından falan değil. tamamen farklı durum. ikna edebilme kabiliyetini. bu ikna her türlü ikna. one night stand olayının tanrısıdır bu adam. o olayı kıskanmıyorum, yeteneğinin ne boyutlarda olduğunu vurgulamak amaçlı. 30 yaşına basacaksın, sevgilin var, hatta evleneceksin, bi durul be adam. neyse, yaklaşık 1 saat öncesinde sevgilisiyle ayrılma noktasına geldiler. abim " görüşürüz " diyordu, sevgilisi " görüşmeyelim " diyordu. benden rahatsız olup diğer odaya gitti. yarım saati bulmadan kahkahalar atmaya başladı. ulan ayrılıyordun insafsız, kahkaha ne oluyor. üstelik az bir şeyde olsa, bayanın ne kadar kötü yönü varsa hepsini suratına vurduğunu duydum. Aynı durum bende olsa, 10 dakikaya kalmaz ayrılırdık, ki hep öyle oldu. ne kadar alttan alsamda, gerektiğinde özür de dilesem, bir türlü barışmayı başaramadım.

-bilgisayarları ben bozuyorum. kasti olarak değil. bu benim cünüplüğüm. abim kullanır bir şey olmaz. babam, bir şey olmaz. ama ben alayım elime, ya kitlenir, ya virüs girer. Hayır öyle virüs girebilcek, ya da bilgisayarı o kadar kastıracak bir şey de yapmıyorum. internet explorer'da toplasalar 3 sayfa açık. onlarda facebook, sözlük, arada lastfm. msn ve müzik. bu kadar.

-babamın kızdığım huylarını arada istemeden, farketmeden kendim yapıyorum. tepki gösterdiklerinde neyseki hatayı anlayabiliyorum.

-müzik tutkunu birisi olsamda, ortamda yapılan müzik sohbetinden sıkılıyorum. açın dinleyin müziğinizi ulan.

-ilgi gösterip, sevgili durumunda ilgiyi kesen, bir daha arayıp sormayan, yavşak, ibne olur ya. o benim. bu biraz kararsızlığımdan. hepsinden özür diliyorum.

-ilgimi çeken bir bayan var. bir arkadaşımın yakın arkadaşı. sırf tanışmak için arkadaşa arşiv verdim. onunla tanışmak istiyorum falan demedim. arşivi vermemdeki sebep, onla buluştuğu bir zamanı kollayıp arşivi isteyecektim. zamanı tutturdum. fakat kişiyle tanışamadım. arşivi getirirken yolda ayrılmışlar. kahpe felek.

-abim biraz daha gülmeye devam ederse, aramızdaki 9 yaşa bakmadan dalacağım. yeter ulan.
ezan ile selayı ayırt edemiyorum.
hani dedim ya 2 saat önce valencia cf falan, rüyalarım gerçek oldu sözlük.

şampiyonlar ligi yarı finali'nde manchester united'ı 4-3 yendim. finalde milan ile oynayacağım.

ispanya kupası yarı finali'nde real zaragoza'yı toplamda 6-1 yenip finale çıktım. finalde real madrid ile oynayacağım.

ligin bitimine 2 hafta kala barcelona'yı yenip liderlik koltuğuna yeniden iki puan farkla oturdum.

elbette bu fm 2005, bir oyun ama, bu dediklerimi yaş ortalaması 24 olan bir takım ile yapmak gerçekten büyük zevk veriyor.

kısacası guardiola halt etmiş.
(bkz: malım)

yaptığım hataların sayısı beştir belki de.
ama aynı hayatı ellibin kere yapabilecek çaptayım.
gene olsun gene yaparım.
yine gelsin yine sevmeye çabalarım anasını satayım, sikrirolup gideceğini bile bile.
yine aynı şeyi yapsın o adam, yine kafa atarım bakmam gözünün yaşına.
yine aynı sınava girecek olsam, yine son geceye bırakırım çalışmayı.

malım..
ama en azından bunun farkındayım.
daha zayıflarsam vücüdumun parçalara ayrılmasından korkuyorum sözlük* (bkz: dişteli)
bi de ruhumun yaşımdan en az 20 yaş daha büyük olduğunu düşünüyorum bu kadar da olgun olmak zorunda değilim he bi de niye hayattan bu kadar çabuk hevesimi aldım *ah sözlük sen de olmasan
Akşam olup, iş yerinde tomar tomar paraları sayarken şeytana uymamak için kendimi zor tutuyorum. içimden bir ses al paraları kaç git diyor ama ben onu şimdilik kaale almıyorum. Ya birgün alırsam diye de korkuyorum.
çok şükür öğretmenlik yapmaya başladım sözlük, özel bir yerde de olsa. ve bir şey fark ettim. yeni başlık yazdırırken çocuklara "evet arkadaşlar yeni bir başlık açıyoruz" diyorum. ee tabii üniversiteden çok sözlük okursak olacağı buydu.
köpek gibi öksürmeme rağmen**doktorun verdiği ilaçları içmiyorum. pişman değilim sadece gece öksürmekten uyuyamıyorum.
(bkz: yine olsa yine yaparım)
birileriyle konuşmaya ihtiyacım var sözlük.bu böyle gitmez. * *