bugün

her gün yeni kararlar alıp , gün dolmadan aldığım kararlardan vazgeçiyorum sözlük.
tam bir dengesizim.

elimdeki ihtimalleri kafamdaki kefelere yerleştiriyorum, hiç birisi ağır gelmiyor, çünkü hepsinin gerçekleşme ihtimali senin çalışmana bağlı ve bu oldukça adil. Bu yüzden yeni insanlara , yeni ihtimallere , yeni sınavlara anlam yüklemek yerine kendime anlam yüklemeliyim.
boş beleş insanların boş beleş muhabbetlerinden gına geldi ama her gün 8 saat onlarla birlikteyim ne yazıkki.
şu sözlükte sıkça siyasi başlıklar görmekten bıktım.
az kalsın unutuyordum ve elbet birgün unutacağım ha gayret et zaman, olacak bu iş!
ağlamak istiyorum. hiç bir sebep yokken ağlamak.

düzeltme : vurmayın artık yeter harbiden ağlayacam :(.
Sevmiyorum uyumayı, gecem ziyan oluyor gibi hissediyorum. Ama yine de her gece dayanamayıp uyuyorum.

Alacağım var bu gecelerden sözlük.
azerilerin bi sözlüğü vardı neydi lan?
bazı günler onlarca entry girmeme rağmen ne beğeni alıyorum ne de özel mesaj , eksi oy alsam razıyım o kadar yani. hatta bir ara 20-30 entry girdim hiç tık yok ne eksi ne artı oy bende artık çaresizlikten "noldu la çaylakmı oldum acaba" diye kontrol etmeye başladım. bu sözlük paranoyak yaptı beni paranoyak!

edit : millet ilk entrleri eksilemek için hazır bekliyomuş amk.
bu gece de cartele taktım.

takınca da tam takıyom.
uludağ sözlük yazarlarının burada itiraf ettikleri düşünce veya hareketleridir. Çaylak oldum sinirden çıldırıyorum.
evlenme teklifi edeceğim. götüme kazık sokayım bakalım ne olcak. gazam mübarek olsun.
24 saat beklemem gerekiyor sözlük...
sevdigim kiz bana abi dedi. hem de arkadaslarimin yaninda. ulan ben kiza acilmayi dusunuyorum o bana abi diyor. gel de icme arkadas.
bir insandan bu kadar tiksinebileceğimi bu kadar nefret edebileceğimi hiç düşünmemiştim. ilk defa kendinden bu kadar soğutan, bu kadar nefret ettiren, sinsi bir insan girmiş hayatıma. ne bir söylediğine inanasım var ne de düşüncelerine tahammülüm.. tıpkı onun kalbi gibi simsiyahım ona karşı.
Şu an Çok mutsuzum.
sevdiğim birine seni seviyorum diyemiyorum. Çünkü geri çevrilmek berbat bir şey.
Orospu çocuklari ölmeli.
canım bir hayli sıkkın. hersey üst üste geliyor sözünden nefret ederim. cevremden cok duyardım bu sözü. anlam veremezdim. ama simdi anlayabiliyorum. bazen, keske insanların hersey üst üste geliyor dedigi zamanlarda ne dediklerini anlamayan bir insan olarak kalsaydım diyorum.
bir arkadaşım sürekli kendi fotoğraflarına ''canım. aşkım.'' lı yorumlar yapıyor, sonra o yorumları beğeniyor, ve hatta kendi fotoğrafını paylaşıp üzerine ''seni çok seviyorum.'' yazıyor.

ya bu adam şizofren, ya da salak.
Yahu arkadaş adama siktiri bastıkça kendine yediremeyip laf yarışına girmeye çalışıyor. Ulan bir yıl boyunca bu amına kodumun evladı için zır zır ağlamışım. inşallah ahım yakın zamanda fitil fitil çıkar. Götveren, sen hakkını helal etme dur, ben rahatım dedi ya la daha biraz önce. Elim ayağım titredi, ulan sen nasıl bir orospu çocuğu türüsün diyecektim, diyemedim. Ergen mallar gibi salak saçma cevaplar..işte onlar daha da tiksindiriciydi.

Notçuk; siz siz olun kimsenin ahını almayın!
evlenmiş. tost makinaları falan var yani. birlikte uyudukları yatakları. o evlenmiş.
Bazı yerler, bazı renkler, kokular, mevsimler, hatta bazı insanlar bende, biraz herkeste de olduğu gibi flashback etkisi yaratıyor.
Nasıl desem, böyle yolun ortası olsun neresi olursa olsun donup kaldığım oluyor. ama böyle dışardan çok küçük, belki saçma, ve bazen 3-4 yaşlarımdan kalan anılar yüzünden.
Nasıl hatırlıyorum Bilmıyorum ama en küçük yaşımdan beri tanıdığım her insanın yüzü beynimde kazılı resmen, ben tanıyorum, ama onlar tanımıyor beni. Boşver tanımasınlar da.
Ama bazılarını eskisinden daha kötü görünce ister istemez bundan zevk alıyorum, sanki içimin buzları eriyor, o kadar baskı kurmuş ki üstümde bazı şeyler, içlerinden birine bir şey olduğunda ateş yakıp etrafında halay cekesım geliyor.
Hele böyle gelip masum masum iyilik yapmaya çalıştıklarında, sanki Bilmıyorım nasıl çıkarcı olduklarını.
Günah olmasa da hepsini diri diri kessem, sonra yaksam filan oyş.
koca yurtta toplasan 10 kişi kalmışızdır. tatil falan geldi işte. tatilden hemen sonraya sınavları koyan fakültenin.. mühim olan bu değil, şey; eski sevgilim aradı. bu hafta pek çok 'korkunçlu' rüyama girmişti, bilinç'imde yer kaplamamasına rağmen. sonra bugün cüzdanımı temizlerken fotoğrafını görmüştüm, arkalara ittim ama atmadım henüz. kendisi bir şekilde arkadaş kalmaya meyilli. ne mi yaptım. çay koydum. lütfen ağlama diyecek kimsem yoktu. her gece yeni bir katharsis.
hayata pek çok eksilerle başladım; millet artıları toplarken ben eksileri artılara çevirmekle uğraştım.. hiçbir zaman güvenimi yitirmedim..
2006 senesinde üniversite birdeyken hayatımda ilk defa aşkı tattım. hakkaten cok sevdiğim bir sevgilim vardi. bugun düşündüm de ayrılalı 4 sene oldu, keşke benden alıp götürdüğü sadece seyrelen saclarim olsaydi. bugun seneler sonra profiline girdim (oysa kendime söz vermiştim, girmeyeceğim diye). ben israf etmezken bir zerresini o şerefsiz gönüllerde ziyan etmiş kendini (ciğeri beş para etmez herifin tekiyle işte) birde en az o hatun kadar cok sevdiğim cigaram vardi onuda içmeme sağlığım el vermedi, bıraktım. kalp carpintilarim, nefes darlıklarım ondan bana kalan en büyük hatiraydi.. ama her ne için onsuz yapamam, her kim için onsuz yaşayamam dediysem; allah yaptırdı, allah yaşattı.. yinede şükürler olsun. kimse bana zorluktan, çaresizlikten bahsetmesin.. sadece irade..
Makedonyadayım sözlük ve şuan ne düzgün peynir ne zeytin ne makarna bilimum herşeyi bulamıyorum ve daha 3. günden ülkemi çok özledim.