bugün

(bkz: bbyrgn)

Kırkında doğum yapan anneme eziyet, babama erkek çocuk gururu oldum. 93 yılının şubat ayında Muş'un erken gelen bir gecesinde, devlet hastanesinde gözlerimi açtım hayata...
işçi bir babanın son oğlu, ev hanımı bir annenin son çilesiydim... Doğumumu, bilmem kaç kuruşa alınana kızarmış tavukla kutlayan babamla, odadaki diğer hamilelerden utandığı için o tavuğu yiyemeyen bir annenin kollarında geçmiş dünyadaki ilk gecem.
Tarihin, herhangi bir kuşağının herhangi bir tarafında olamadım. 68 kuşağı geçmiş, kıbrıs harekatı bitmiş, un, yağ, şeker depolardan inmiş, fenerbahçe son türkiye kupasını müzesine yerleştirmiş... işte bunları kaçırmıştım ama epeyce yakaladıklarım da oldu kaçırdıklarıma nazaran...idam, ihtilal, çıkarma göremesemde, bir kaç küçük çaplı savaşa ve imralıda yatan o büyük utanca şahit oldum....
Anaokuluna izmir'de başladım... Yaptığım bir resme imza atmadı diye öğretmenime küstüm.. Hem resmi hem anaokulunu bıraktım son 4 ay.. Ve bir pazar alışverişinde öğretmenime rastlayınca, annemin elini sıkı sıkı tuttum, eteklerinin arkasında saklandım ve ilk utanmam'la tanıştım...Daha sonra çok utanmam oldu ama sadece bunu unutamadım...
ilkokul 1'e Buca'da gittim. O dönem kamyon şöförü olan babamla çok kereler işe gidip geldim... Dev inşaat kamyonlarıyla, şantiyelerle en önemlisi işçilerle tanıştım. Ve sonra kamyon şoförü olmaya karar verdim. Tuzlu Bekir ismini öğrendim. Bir arkadaşıydı babamın ama sanki benim arkdaşımdı... Çok neşeliydi ve çok terlerdi. Lakabının hakkını verirdi. Çividen futbol sahası yapardı bana...
Tahta bir saha, çividen futbolcular ve kuruşlardan toplar.... Parmaklarımızla futbol oynardık. Futbolu öğrendim...

Bir cuma günü kamyonun altında kalan tuzlu Bekir'in cenazesini gördüm. Ölümü öğrendim...
ilkokul'da ilk üç yıl matematik görmediğim için 4. sınıfta matematiği öğrendim. Ne olduğunu hala çözemedim...
Apartmana taşındık. Apartmanın ne olduğunu öğrendim. O yıl 3 kardeşim de okumak için şehir dışına gidince yalnızlığı öğrendim... Annemle babamdan kavgayı öğrendim ve unutması çok zor olan karanlık korkusunu öğrendim...

Bir kayserispor-fenerbahçe maçıyla kanarya aşkını öğrendim...Babamın elimi tuttuğu tek yer olan stadları heryerden çok sevdim... Telefonla arada bir konuştuğum insanlara teyze, dayı diyerek akrabalığı öğrendim...15 tatil ve bayramları herşeyden çok sevdim. Abimin sigaralarını sakladığı köşeleri keşfedince sır tutmanın faydasını öğrendim...

Yaz tatillerinde memleketime (muş) giderken pkk denen laneti yaşadım. Mahalle arkadaşı kavramıyla tanışamadım. Akşam 5'de evde olur, 8'de ışıklar söner, tv ışığında kadınların muhabbetini dinlerdim....
ilk hikayelerimi yazdım...Sonra bir gün geri gelip okurum diye köyümüzdeki evin bahçesindeki ceviz ağacının altına gömdüm onları. Tam 7 hikaye.... Ve gidince bir daha geri dönülmediğini öğrendim...
8. sınıfta ölen işçiler adına dikilen anıtta tuzlu Bekir'in adını görünce, iç burukluğu nedir onu öğrendim....
Fakir bir ailenin çocuğu olduğum için hep tek takıldım ve ilk dayağımı beyaz taklacı bir güvercin için yedim. Bela nedir onu öğrendim... Ve bir süre hiç yanımdan eksik etmedim...
Belanın en büyüğüyle lisede tanıştım... Aşk nedir onu öğrendim... Öyle bir kadını sevdim ki, sanki o yaşıma kadar hiçbir şey öğrenmemiştim...Liseyi beraber okuduk....

Daha sonra askeri okulu kazandım (kazanmaz olaydım).. 17 yaşında 3-5 nöbeti tutup sabah da derse girmenin zorluğunu öğrendim.. Attığım her adım yüzünden ceza almayı öğrendim. Ceza aldıkça komutanlarım tarafından dışlanmayı öğrendim. Biten onca okula, öğrenilen onca şeye rağmen ben adam olmayı öğrenemedim...
isimler, soy isimler, tarihler, dualar, günahlar, sevaplar, bir sürü hayatlar öğrendim...Ama şimdi 20 yıllık ömrümde öyle bir şey öğrendim ki...iyi ki de öğrendim....
orman işçisi bir babanın 2 çocuğunun büyük olanı. ilk ve orta okulu 9 okulda tamamlamış hafta sonları ormanda çalışmış liseyi memleketi antalya'da babaanne ve dedesinin yanındada okuyor ve bu sene lisesi bitecek. Şu an afyonda polis meslek yüksekokuluna stajerlikten gelen maaşıyla başvuru için gelebilmiş. Dün doğum gününü staj yaptığı otelde staj dosyasını yazdırarak kutlamış. Muhasebe öğrencisi ve okul bittiğinde eğer polis meslek okuluna giremediyse çalıştığı otelde muhasebeci olarak hayatına devam edecek olan kişi.
anlam veremediğim, nereye gideceği merak konusu olan bir hayat...

diyorum ki bırak hayatı ver kendini işine yüksel, sonra siktiri çekiyorum kendime jet hızıyla.

ikilemler ve kararsızlıklar en yakın arkadaşlarım.
Senaryosu alelacele yazılmış bir film gibi. Mantık hatalarıyla dolu. Kurgu desen olmamış, oyunculuklar sahte. Film yönetmenin elinde kalmış. Başrol oyuncusu da bitse de gitsek gibi bir havada oynuyor. olmamış bu film baştan yazıp baştan çekmek lazım. anca boş zaman geçirmek için izlenilebilir.
yoğun ve yorucu.
Son 12 günde yaşadıklarımı, yaptığım salaklıklarımı 20 yıllık hayatımda görmedim, anlatsam ansiklopedi olur sözlük. Boş zamanımda dertleşesim var seninle; geçsin şu zor, sıkışık günler; yine birlikteyiz.
Daha kötü şeyler yaşamamak dileğiyle, bu son olsun bu sooon!*
Hadi sağlıcakla..
görsel
(temsili)
sonuna gelinmiş olan.
Dışardan neşe kaynağı, ortamı şenlendiren insan. içerden triplolik, içi kan ağlayan zalım. *
Sagligim yerinde,
Vucudum tek parca,
Evim var,
Arkadaslarim var,
Kendimi gecindirecek kadar zenginim,

Allaha cok sukur be sozluk simdi ne diyim artik.

Bi sen eksiksin.
okulu bıraktım pavyonu bekliyorum, sevdiğin işi yapacaksın bu hayatta

hayatımı tesbih yaptım sallıyorum
adını duydukça ağlıyorum
deli diyorlar benim halime
gelmişine geçmişine sövüyorum
Her anlamda güzel olandır. Tu tu maşallahtır.
Onca dert ve tasaya rağmen amaaaan eğleniyorum işte dediğim hayattır benim hayatım.
lingo lingo şişeler ışte amk.
muzik olmasa cok renksiz olacak olan hayattir benim icin. annemde yok zaten. hic degilse hafta sonu cikar 2 calarim insanlari eglendirdigimi gorup biraz rahatlarim. gecenin sonu yine ayni bombos bir barda tek basina daha ne kadar icebilirim diye dusunurken barmenin sana baktigini farketmek. taksi..
- Üniversite hayatında yalnız kalmak
- ikinci Öğretim olmak
- Sabaha kadar uykusuz Anime Dizi Film vs izlemek
- Yurt hayatı
- Maddiyat ve manevi eksiklik
- insanların bakışlarından sıkılmak
- Sınıfı geçememe korkusu

Yinede Şükür ...
Dengesizin tekiyim. Evet.
bombok...

uzun mu oldu ne.
neyse öyle işte...
Nasıl olsun çok kötü yahu...
Ev, iş arası mekik dokuyorum. isimde mevkimin verdiği ağırlığı korumaya çalışırken, bir yandan da mutlu, eğlenceli olsun istiyorum. Gulup, yönetmek mümkün olmuyor suistimal edildigi icin maalesef mümkün olmuyor. Merhametim çok, sevmeyi sevilmeyi çok iyi becerebiliyorum. Sevemezsem zaten ben değil karşıda ki gidiyor. Hayatımi adayacak kadar çok sevebiliyorum. Son iki ilişkim beni yarım bıraktı. Mutsuz ederlermiş beni. itiraz da edemiyorsun, öyle çekip gidiyorlar. Kariyerime odaklanıp daha fazla ilerlemenin bilincindeyim, 28 yasında olmama ragmen dünya da çakılı bir civim bile yok, para,pul olaylarını oldum olası sevmedim. iyi kazanıyorum, bir halt sahibi olmuyorum. Hep bir kadının eksikliğini duyuyorum. Beni çekip cikartsin bu buhrandan, boş işlere uğraşmaktan kafam rahat çalışıp evime gideyim. Kahvaltı yapalım beraber, sarılıp, uyuyalim. Bana bunların cesaretini verecek kadar gozlerime bakan bir eş olsa, onun için dünyayı fethedebilecek bir adami, sadakati, merhameti, herşeyi yaşayacak.

Bu ikilemlerle gidiyor gunlerim.
Bak cok içten söylüyorum. Kendimi daha once hic bu kadar dibe vurmus hissetmemistim.
Lan amk ama ya.
çok boktan.
Haftaiçi çalışırken pek bir sıkıntım olmuyor. belki de kafam meşgul oluyor işle o yüzden böyle ama haftasonları tam bir eziyet, son bir aydır. Yaşıyor muyum onu bile bilmiyorum haftasonlarında. hiçbirşey yapmak istememiyor canım. Kısacası kimsenin umrunda olmasa da şuan için böyle, umarım geçmişte hayatımda olan herkes benim gibi hissediyor ve mutsuzdur.
keyifli bir şekilde evimin balkonunda hanımımın yaptığı orta türk kahvesi eşliğinde pipomu içip manzara izlemek istiyorum.
Hayaller mad men hayatlar behzat ç.