bugün

yazarımız ordeq salı günü iş görüşmesine gider, istediği fiyatı da belirtir. Perşembe günü şirket sahipleri kendisini arar acil olarak çağırırlar, şirket sahipleri 3 aydır finans bölümüne yönetici aradıklarını aradıkları kişinin kesinlikle ordeq olduğunu söylerler. ordeq mutlu olur ama kısa bir mutluluk; daha sonra iki ay asgari ucret sonrasında da istediği ucretin yarsını teklif ederler. ordeq orada şok olmuştur ama ben yarın size haber vereyim diyip olay mahalinden ayrılır.
yarın olur ordeq arar sizinle bu şartlarda çalışamam der, şirket sahibi ısrarla kendisi ile çalışmak istediklerini söyler, ordeq'e 100 tl daha arttırım yapacaklarını söylerler ordeq ya sabır sizin gibi şirketin der içinden ve tabi insanların laçkalığından oldukça etkilenir.

hem banyo yapmak istiyorsunuz hemde ıslanmak istemiyorsunuz, nasıl iştir bu?
bugün evin kapısında anahtarları çıkarmak üzereyken, yan taraftaki inşaatta iki köpeği bastım. yani cinsel ilişki sırasında gördüm. sonra onlar işlerini bitip bana doğru bakınca korkudan apartmandaki bütün zillere bastım. magazine yakalanmış ünlü gibi bakıyorlardı. ama sonra allahtan beni takmayıp birbirlerini yalamaya devam ettiler.
yazarların gün içinde yaşadığı ilginçliklerdir...

an itibariyle işyerime löbürşt diye dalan iki apaçi, yakalarında teknomag falan con con giyimli ama surat apaçi istediğin kadar düzgün giyin surattan belli insan sarrafıyız artık, çantalar falan...

- merhabalar efendim teknomag önleyici ve savunma cihazları bir tanıtım yapmak istiyoruz

+ hayır! teşekkürler ilgilenmiyorum..

- ne olduğunu biliyor musunuz efendim bir tanıtım yapsaydık..

+ ya istemiyorum kardeşim ne olacak alarm falandır bizde var zaten sağol..

- (suratta sinsi bir gülümseme) hayır efendim (çantadan hop çıkarır anahtarlık şeklinde kamera) bu ne efendim (salak anahtarlık diyeceğimi sandı)...

+ mini casus kamera (suratını görmeyin çocuğun)(başka hiç bir kelime edemedi)...

- tamam teşekkür ederiz bi kartınızı alabilir miyiz tanıtım yaptığımıza dair referans olarak...

+ hayır...
(bkz: yazarların komik anıları)
sabahın saat 7 sinde evden çıktığım vakit merdivendeki kara kedinin mölüm mölüm suratıma baktığıdır.. kedinin yanına gidiyorum kaçmıyor falan gözlerimin içine bakıyor, birazcıkta tırstım yani, arabanın yanına gittim ön sağ lastik inmiş, değiştirmedim tırstım hayırdır dedim arabayı bırakıp otobüse binip işe gittim... *
sanırım bundan daha ilginç şey yaşamamıştım hayatımda. şöyle ki bundan 5 sene evvel bir kızla birlikteydim ve kendisi en uzun birlikteliğim olmuştu ömrü hayatımda. anlaşamadık, ayrıldık. birgün* şu an beraber olduğum kız arkadaşımla tanıştım, bir süre sonra numaralarımızı verdik birbirimize. daha doğrusu ben verdim, o çaldırdı, ben kaydettim siktir olup eve gittim. biz ilişkiye başladık iyisiyle kötüsüyle belirli bir süreyi geride bıraktık, birgün aptal aptal evde otururken telefon rehberimi kurcaladım azıcık. sevgilimin numarasına rastladım o anda. telefonun ekranına 5 dakika bakakaldım sanıyorum. şaşkınlığımın nedeni eski sevgilimin telefon numarasının son iki rakamının bir üstü yeni sevgilimin numarasıydı. yani şöyle oluyor:

0599 555 55 55 eski sevgilimin numarası

0599 555 55 56 yeni sevgilimin numarası

herşey aynı bir tek son hane bir üst rakamdı. aptala dönmüştüm, birbirinden alakasız yerlerde ikamet eden bu iki insan nasıl olupta birbirini takip eden telefon hattını alıyorlar. bir ara ciddi ciddi düşündüm bu ikisi birlik oldu beni mi sikiyor diye. sonra böyle birşeyin olmadığına emin oldum tabi ama söyleyemedim kimseye bu olayı. neyse şimdi anlattımda içim rahatladı amk.
daha küçüktüm 9 yaşında falan o zamanlar bir kürt gerginliği var mı yok mu bilmiyorum ama yaşadığım gurbet ellerde(tekirdağ) herkes milliyetçiydi ve hiç kürt sevgileri yoktu. ben de orda doğup büyüdüğüm için babam, ablam ve annemin(hümanist) aksine siyasetten bi' bok anlamadan faşist olmuştum. neyse biz eskişerihir' e amcamlara gidiyoruz her tatil de giderdik zaten.

neyse gittik dışarda top oynuyoz ben, ablam, 2 kuzenim ve murat abi(benden 3-4 yaş büyük) topumuz kürt çocuklarına kaçtı.(4 kız)

-topu atar mısınııızzz? diye bağırdık
+(topu attılar)bi' daha atarsanız vermeyiz! diye bağırdılar

neyse biz oyuna devam ediyoruz top yine oraya kaçtı.

-topu atar mısınııızzz? diye tekrar bağırdık
+olmaz o top artık bizim size demiştik! dediler

2 kuzenim(2si de kız) ve ablam lafı duyar duymaz koşa koşa yanlarına gittiler kavga ediyolardı. ben çok pis tırsıyodum çünkü onları yarı insan-yarı yaratık sanıyodum. neyse murat abi koştu bende arkasından koştum. yanlarına vardığımızda emin olmuştum onlar artık yarı insan-yarı yaratıktılar. murat abi küçük kızın suratına balgam attı. kız birden bağırdı.

-anneeeeeeeeee

annesi çıktı bizi süpürgeyle kovaladı. ama yakalayamadı. bu olay bize kar kaldı çünkü 4 kürt dövmüştük, en küçüğünün suratında balgam vardı. 50 metredeki evimizin önüne gittik ve oyunumuza devam ettik.

edit:imla
lise zamanımdı. bilenler bilir izmir atatürk lisesi'ni. eğlence amaçlı(?) yarım dolu su şişelerini yola fırlatırdık. şans mı desem bedevilik mi benim attığım su şişesi kazakistan konsolosu'nun aracına denk gelmiş. sınıfa aniden dalan müdürümüz sorar:

-kim attı bunu?

sınıf:.......

-getirin hocam şişeyi parmak izine bakacaz.

ileri atılan ben:ben attım hocam.

-tenefüste beni ziyaret et.

sınıfta büyük bir geyik malzemesi olmuştum. başıma bir iş gelmedi, hatta müdür ve yardımcıları da baya gülmüştü.

bu da böyle bir anımdır.
dün akşam 4 kız arkadaş botanik parka gittik. bisiklet sürüp ardından yusuf köfteye siparış derken oruçlarımızı açtık.kahve keyfini başka yerde yapalım dedık ve kalktık.

saat henuz 20.45 suları...
botanık parkı bilenler bilir 2 altgeçit var .otobuse binmek için karşıya geçmemız şart . geçitin içinde ışıklandırma mevcut.

neyse geçitte yürüyoruz başladık aynı anda hepımız öksürmeye.öyle böyle öksürük değil. direkt eroin falan içtiler dedım.

önumuzde başka bi adam ilerliyor ve o bir sonrakı alt geçite varmış durumda.
2 altgeçit arasında yaklaşık 50 metre vardır.biz öksürüyoruz adam bize bakıp bakıp diğer altgeçitte ileriyor.
elinde biber gazı şeklınde bişey olmalı çunku sağ elini arkadan getiriyodu.muhtemelen o altgeçite de sıkmıştır gazı.
tabı bizi bi korku aldı...
yoldan geçtık karşıya 2.altgeçite girmedık.
karşıya geçerkende o adamın geçitten çıkmasını beklıyoruz çunku çıkması lazımdı.1 dk önce gelmıştı merdıvenlerıne.

geçtik karşıya geçite eğıldım gölgesi görunuyodu.bir an 93 numaralı otobus geldı hemen atladık.

otobos hemen gelmeseydı adam muhtemelen çıkardı geçitten sonrasını düşünmek bile ürkütmek için yeterli.
taksiden indim, yürüyorum. bir bankanın önünde broşür uzattı görevli:

eleman=e
ben=b

--spoiler--

e: taksit kart istermisiniz?
b: ha yok taksici değilim ben, müşteriyim.
e: ?
b: arka kapıdan indim, taksi benim değil.
e: bu sadece taksiciler için değil ki
b: taksi kart değil mi?
e: taksit taksit!

--spoiler--

şu dalgınlığım yüzünden kaç kere daha rezil olucam bilmiyorum.

edit: (bkz: taksit kart)
iki saat önce başımdan geçenlerdir.

arkadaşımdan ales kitaplarını almak için fatihten kocamustafapaşaya gittim aldım kitapları yüküm ağır otobüs bekliyorum.. neyse beklerken iki tane taş hatun geldi taksim otobüsüne binicez aktarma yapıcam ben.. birinin akbilinde para bitmişti centilmenlik yapıp ben basıyorum birinizin yerine dedim. kız geldi bi 50 krş iki tane 25 krş üç tane de 10 krş luk bozuk verdi yok dedim önemli değil niye ya dedi istemiyorum canım önemli değil falan filan derken kız yanımdaki koltuğa bıraktı parayı arkaya oturmaya gitti.. iki durak parayı almadım parayı alayım derken elim ayağıma çarptı bozukluklar şıkır şıkır yere döküldü. herkesin gözü bende rezil oldum. yerden topladım üstüne fakir giib neden yaptığımı da bilmiyorum..

her neyse olayın vehametiyle aktarma yapacağım yere geçtim tam beşiktaş otobüsü geçiyordu koştum elimde poşetlerle yetiştim. içeri girdim maçtan gelen tipler var kalabalık ortalık ortaya geçtim biri ön durakta inecekti tam inerken elimi çektim elim paltosunun içine çarptı cüzdanı yere düştü. adam amınakoduumun hırsızı diye üzerime çullandı iki yumruk yedim arkadaki iki piç de enseye belime girişti orasını hatırlamıyorum.. otobüsü karakolun oraya çektiler yaka paça karakola götürdüler beni. abi öğrenciiym diyorum elimdeki kitapları gösteriyorum zor bela.. ikna ettim tutanak tuttular adam inandı şikayeti geri çekti ben de evime sik gibi döndüm hırsımdan deliye döndüm. hala mal mal etrafa bakınıyorum.
bir gün kaldırımda yürürken bi ara gözlerimi yere diktim o anda karşıdan gelen biriyle çarpıştım. adam hemen benden özür diledi, meğerse oda önüne bakmıyormuş. önemli değil dedim.
şehirler arası yolculukta otobüs durunca tuvalete gittim.. tuvaletlerin alt duvarları 30 santim kadar yerden yüksekte duruyordu.. içeri girdiğimde yan bölmede de başkası vardı.. hafif bi şekilde inleme sesleri geliyordu.. ben de sıçmak için gerekli hazırlakları yapıyordum.. sonra inleme sesleri birazcık yükselmeye başladı.. biraz daha yükseldi. birazcık daha yükseldi.. cıraaakkk diye yere bişi yapıştı.. yapışan şey o şiddetle ayakkabıma ve paçama sıçradı.. sonrasında ne bok yiyeceğimi bilemedim.. otobüse de binemedim.. paçama neyin sıçradığını söylemicem.. büyük bir gizem olarak kalsın..
(bkz: astral seyahat)

eşini benzerini yaşamamışsınızdır eminim. *
arkadaşımla buluşmadan önce simit sarayı'nda oturdum, çay içiyorum. yan masada oturan 70-80 yaşlarında gazeteci tripli bir amca bana gazete uzattı, hem de okuduğum gazeteden, "al bak şu makale çok değişik bilgilenirsin." dedi. ben de saf saf aldım. neyse efendim, sonra amca: "buradaki kızları rahatsız ettiğimi söylüyorlar, ama napayım güzel kızlar." diyince ben de ampul yandı. kendi kendime "buradan bir an önce tüymelisin" diyorum. tam kalkarken amca " nereye gidiyorsun?" diye sorunca ben de "gitmem lazım" dedim ve kaçtım. yolda devamlı arkama bakarak yürüdüğümü hatırlıyorum. çok korkmuştum sözlük. demekki 40' ından sonra azanı teneşir paklarmış lafı doğruymuş.
sonradan ekleme:tabi arada amcanın çapkın bakışlarla kendini tanıttığını söylemeyi unuttum.
cok kisa, iki satirlik anlatabilecegim olaydir. otobuste boyle bildigimiz 150 kilo teyzenin yer veren genc kiza artislik yaparak 'yeaaa otur sen kizim ben dururum boyle' diyerek artislik yapmasi, otobus soforunun bi freniyle teyzenin ustume dusmesi ve hala yasiyor olmam..
üniversitede tek başıma kafeteryada otururken, yanıma yakın bir erkek arkadaşım geldi oturdu.

arkadaş- zipciik sana çok önemli bi şey anlatıcam ama kimseye anlatma. çok önemli.
zipcik- tamam anlat bakalım.
a- zipcik dün gece ne oldu biliyor musun?
s- ne oldu anlat hadi.
a- ilk defa şey yaptım... çok heyecanlandım ya. çok güzeldi.
s- hııı ayşeyle mi?
a- evet evet. evde oldu. çok heyecanlıyım. ama ayşe hala aramadı beni. neden aramıyor acaba?
s- sonuçta kız için de ilk bu değil mi? çekinmiş utanmıştır. akşama kadar aramazsa ararsın. ne zamandır berabersiniz.
a- evet. tabi ki ilk. ararım zaten... off... nasıl cesaret edebilmişim ya.
s- iyidir iyi. kaç yaşındasın olsun artık.
a- evet ya.. ilk defa öpüştüm.
s- ne?
a- ilk defa işte. evde film izliyoduk. böyle bir öptüm. iki saniye sürmemiştir. ama ayşe aramıyor hala beni. neden acaba?
s- .... *
(#13614824)gibi olaylar olabilir.
ikinci öğretim öğrencisisinizdir ve son dersin hocası dersi uzatırda uzatır bir türlü bitirmez. ders nihayet bittiğinde okuldan çıkarsınız otobüs veya görevli arabasına binmek üzere okulun kapısına gidersiniz. sizin biniceğiniz otobüsün yolda arıza yaptığını öğrenirsiniz ve görevli beklemeye başlarsınız en azından hafif raylı sistemle giderim dersiniz fakat o da ne..! görevli arabasıda gelmeyecektir. dağ başında olan okulda sadece siz ve otobüs beklerken tanıştığınız kişiyle kalakalırsınız. kart dolum görevlisi ve otobüs görevlisi sizi tramvay durağına götürmeyi teklif eder. sizde başka çare olmadığı için peki der ve binersiniz. durağa giderken nereye gidiceğinizden konuşursunuz ve sizi gidiceğiniz yere bırakabilicekleri söylenir. şans o ki yanınızda ki yeni tanıştığınız kişiyle yakın yerde oturuyor olursunuz ve teklifi kabul edersiniz. gidiceğiniz yere vardığınızda ise derin bir ohh çeker sonra yeni arkadaşınıza veda ederek evinize gidersiniz.

bugün bu yazarın başından böyle bir olay geçmiştir.
yazar olduğumdan beri bana sürekli (s)övgü mesajlarını 5 vakit namaz gibi bıkmadan usanmadan gönderen zihniyete sizlerin huzurunda söylemek istiyorum. hepinizin zamına koyim.
(bkz: yazarların başından geçmiş gerçek olaylar)
dün gece 'acaba telefonu kapatsam alarmı çalar mı?' diye düşünürken ve bunu henüz eyleme dökmemişken, aradan 1-2 dakika geçmesi üzerine telefonumun birdenbire alarmı çalması... acaba ilahi bir güçle donatıldım da benim neden haberim yok?
yıl: 2006
yer: sarıyer - beşiktaş minibüsü

iki liseli piç * birbirleriyle minibüste müziplik yapmakta.. bi oyun falan oynuyorlar sanırım, minibüse beşinci binen ile sen sevişcen yedinci binen ile ben falan gibilerinden.. ilk arkadaşa şişman çirkin bi teyze denk geldi, sonradan sözlük yazarı olacak olan arkadaşa ise zenci bi rolex saat satan abimiz denk geldi. iki sene taşak malzemesi oldum sözlük.
yer : ankara kurtuluş parkı

cisim : cüzdan

o gece saat 2 gibi yine ben hatem ve bir iki arkadaş daha kurtuluş parkında top oynamaya gitmiştik. bildiğin düz bi alanda hedef çalışması yapıyoruz falan. hava da nasıl soğuk nasıl soğuk, konu bu diğil tabi.

ben tabi o anın verdiği heyecanlan seke seke koştururkene cüzdanımı düşürmüşüm. farkettiğimde rahat bir yarım saat vardı cüzdanla benim aramdaki saat farkı. çoktan zeminimeçhul biyerde beklemekteydi. tüm gece aramama karşın bulamadım.

sağolsun can dostlarım yaw sen canını sıkma bizdensin para möhim değil deyip acımı hafifletse de ben giden kartlara, kimliğe yanmaktayım.

aradan 2 gün geçmişti ki facebook hesabıma girdim. bir de ne göreyim mesaj kutumda a new massage. dedim kesin kampanya falan bir şeydir, neyse açtım baktım emaliartatoo gibi birisi yazmış ki, genç ben bir cüzdan buldum kimliğe falan baktım kaşı gözü aynı sen. dedim durun, aramayın artık, aradığınız kişi benim.

nerdesiniz siz şimdi bu iş nasıl oldu falan derken, herif benim cüzdanı kaybettiğim saatlerde işten çıkmış eve gidiyormuş cüzdanı bulmuş, ertesi gün face'den mesaj atmış sağolsun. bi de tatoo dükkanı varmış, şekilli tatoolar yaparmış arkadaş. gittim mekanına, adam açıp içine bakmamış bile, paralar kartlar kimlik vs tastamam yerinde duruyor. abi dedim sağolasın ya kalbin temizmiş. senin gibi adam kaldı mı ya geyiği falan döndü. sonra oradan ayrıldım.

geçenlerde duydum ki evlenmiş. hüzünlendim lan bi ara. çok ilginç yaw, neyse allah mesud etsin. sağlıcakla kal.
az önce karşı karşıya kaldığım arkadaşımın ve kardeşinin saç saça kavgasından daha ilginç birşey olacağını düşünemiyorum. yoldular birbirlerini.
anneannem hastaydı ve ben gece bir ricası olur alamaz susar falan isteyemez diye yanında yattım.
sabah kalktığımda buz gibiydi ayaklarının altıda morarmıştı meğersem ölmüş evet doğru biri öldüğünde ilk ayaktan kan çekiliyor. buna inanmazdım.
herneyse lisedeyken okulun kütüphanesine melissa p. nin kitabını götürdüm.
ilk başta hocalar farketmedi okuyan okudu. sonra ben disipline gittim.
sarhoş olunca genelde yanlız alkol alanlardanım yada alkol alınca yanındakileri kaçıranlardanım
sapıtıyorum yani ya kumsalda gözümü açarım sabah yada parkta ya dayak yemişimidr gecenin sonunda düşüp kafa gözü dağıtmışımdır. aynen öyle her içtiğimin sabahı bidaha içmicem derim bu yüzden.
birkaçkere bilerek ve isteyerek uzun şehir otobüsleri yolculuğumda kendimi yemek molalarında terkettirmişimidir. macera olsun diyerekten.
muğla üniversitesinde okurken geceleri ormana yolculuğa çıkmaya bayılırdım. büyük yaban domuzunun grubuyla karşılaşıp ağacın birine tırmanıp 1 saatten fazla ağaçta kalıp telefonumu kaybedinceye kadar.
şehir otobüsüyle yolculuklarımda otobüsün yanından geçen diğer şehir otobüslerinin içindekilere
el sallarım öpücük atarım komiklikler yaparım hayat saçma bende saçmayım.
aksyon olsun diye bir kere giden bir arabanın altında ayağımı sokmuştum ayağım ezilmiş ve sinirleri patlamıştı bir hafta yürüyemedim okuldan izin aldım yemeğim suyum önüme geldi.
anahtarları evde unuttuğum zamanlar komşunun balkonundan bizim balkona atlardım. bir kere alt komşunun balkonuna düştüm.
lisedeyken eğlence olsun diye ozamanlar kalabalık bir şehir merkezinin göbeğinde oturuyorduk.
5. kattaydık aşşağıya domates soğan yumurta patates atardık. sonunda aşağıdaki esnaflar. bizim evi bastı yusuf yusuf etmiştik.
orta okul sonu lisenin başları arasında benden hoşlanan erkekleri eve çağırır eteklerimi giydirir makyaj onlara yapar fotoraflarını çekerdim gizli hobimdi.onlara bunun en büyük sırrımız olacağına ve bizi brbirimize bağlayacağına inandırırdım birşekilde sonrada gidip okuldaki kızlara gösterirdim. çok kötüymüşüm la ben.
güncel Önemli Başlıklar