bugün

Alışveriş merkezinden çıktığım an elimdeki gratis ve lc waikiki poşetlerini farkettigim an yerin dibine geçiyorum ya. Olamaz böyle eziklik, fakir hissediş.

Ortamlarda en iyi markalardan giyiniyorum derim kim bilecek diye düşünürken o poşetlerin kara bir leke gibi elimde olduğunu aklıma getiriyorum.

Neyse ki yanımda her daim beymen poşeti taşıyorum...
sevilen kızla konuşmak.
Tükkanımın açık kalmış olma kaygısı. Sokakta rahatça eğilip kontrol de edemiyor insan.
Yanımda kaba saba biriyle dolaşmak. Dolaştım, biliyorum.
Utanma duygusunu kaybeden insanlar.
tıka basa yediğim bir mekandan çıkarken sokakta aç yatan birini gördüğüm an yerin dibine girdiğim andır.

yediklerimi kusmak isterim.

ancak elimden gelen tek şey:
istanbul büyükşehir belediyesi kimsesizler numarasını tuşlamak ve adresi vermek.
Aynen
mecburi arkadaş yanımda duruyor lan her hareketi cahillik milletin yanında kafamı kaldıramıyorum bu varken.
23 yaşında baba parası yemek.
(bkz: sakar olmam)

Kesinlikle.
az önce girdiğim entry olabilir. başka yok.
Biri beni övdüğünde, özellikle de o övgüye layık değilsem çok utanıyorum. Mesela ortamlarda bir arkadaşım "ya onun da sesi güzeldir" diyince ulan şimdi söyle bakalım bi şarkı derlerse ne bok yiyicem diye düşünüyorum. En yakın örnek de babam bizim oğlanın ingilizcesi de çok iyi diye bi tanıdığa anlatırken adam hadi ya konuşsun bakalım diyecek diye aklım çıkıyor. Tamam bir zamanlar öyleydi lakin artık değil napayım öleyim mi lan?
Kendi kendime konuşurken birine yakalanmak.

Çok çetin tartışırım kendimle.
mastürbasyon yaparken yakalanmak başı çeker. sanki kimse çavuşu tokatlamıyormışcasına höh o nasıl kelime sikişi.
Hatıralardır.

Yaş 17 falan. Evde küçük sünger bi top buldum. Kendimi böyle önemli futbolcuların yerine koyarak maç yapıyorum. Topu bir duvardan diğerine atıyorum. Tam bu sırada kapıya nişan aldım. Kapı sözde kale ben de frikik kullanıyorum. Topa abanmamla babamın kapıyı açması bir oldu ve top babamın yüzüne laps diye yapıştı.

"Oyna oğlum sen top oyna, oyna..." diye diye söylenerek uzaklaştı ama ben de yerin dibine geçtim.
ilk tanışmalar. Enteresan bir şekilde hiç insan yüzü görmemiş bir kabile üyesi edasıyla kalakalıyorum.
Asosyallik de değil çünkü o ilk tanışma evresini geçince her şey normal oluyor.
Okulda veya başka bir yerde ansızın bir yerlere dalabilme özelliğine sahip biri olarak çoğu kez öpüşen çiftleri falan basıyormuş hissine kapılıp utanıyorum. Tabi kosarak uzaklasıyorum o ayrı.
Yemeğimi yedim, tabağımı ve bardağımı alıp mutfağa götürdüm. Annem teşekkür etti. Teşekkür edilecek ne varsa? Eşşşek gibi yapmam gereken şeyi, artık kadına yıllarca nasıl yıktıysak garip geldi. Canım annem, hakkın ödenmez.
Bir restorantta bir arkadaş ve 2 karşı cinsten kişi ile oturduğumuzda aşırı saçmalayan arkadaş.
kendimde bi değişiklikle girdiğim ortamda dikkatlerin üstüme dönmesi.

düz bırak kardeş aynı gibi ya darlama insanı.
görsel
işte bu görüntü. Her şey var ama kuzum yiyemiyor. Nefret ediyorum lokantanizdan.
görsel
(#37470226)
Utandım keşke açmasaydım diye düşündüm gerçekten.
-Cığım, -cım hitabıdır.
dilenci olmadığını gördüğüm ama zor durumda olduğunu bildiğim birine maddi yardım yapmak istediğimde. incitmeden nasıl yardım ederim diye düşünürken aklıma gelen fikirleri uygulamak utandırıyor.
uludağ sözlük yazarı olduğumu toplum içinde söylemek. herkes sen otistik misin iq'n kaç diyip duruyor.
güncel Önemli Başlıklar