bugün

o kadar çok şeyin neresinden başlayacağını bilememek.
.... ve sonunda patlamak

$eklinde devam edebilecek olaydır. evet evet anlatamamak vardır bir de anlatmamak. anlatamıyorsanız kesinlikle içinizde sıkı$ır, sıkı$ır, patlar. bir kıza ilan-ı a$k etmek gibidir.
içine atmakla sonuçlanan eylemdir.kalite için, zerafet için, belki kendini beğenmişlikten hakedene hakettiğini söyleyemezsin. budur..
demir leblebi yutmak da diyebiliriz bu duruma.. kelimelerin anlamını kaybettiğine inanır kişi..misal,son durağa gelmeden yolcuların inmesini isteyen dolmuş şoförüne ''son durakta inecektim ben'' durumunu izah etmeye çalışmak.. sonra da içinden ''neyse,seninle mi uğraşıcam lan gece vakti'' deyip,dolmuştan efendice inerek,güzel bir bahar gecesinde tertemiz gökyüzünü seyrederken yürüyerek yoluna devam etmek..
(bkz: iç tutulması)
nerden,nasıl başlasam şeklinde insanı kıvrandırabilen durum. karşısındaki de yardım etmiyorsa insana zordur.
(bkz: söyleyecek sözüm çok kollayacak götüm tek)
garip bir durumdur, sıkar insanı bir yerden sonra...anlatamazsınız ama bunun nedeni kelime bulamamanız değildir, o kadar çok şey düşünürsünüz ki hangi cümleyi kurmayı bırak, hangi kelimeden başlıyacağını bile bilemezsin...sadece düşünürsün, düşündükçe zihin bulanır, netlik kaybolur, kendin bi kaos yaratırsın içinde de kaybolursun sonrasıda malum ...çok fazla şey var ama hiçbir şey anlatamıyorumla biter...karşındakine göre kaçıştır belki bu ama aslında dürüstlüktür, kendi içinde yarattığın dumanın dışa vuruş cümlesidir.
(bkz: anladıkça anlatamamak)
tuhaf bir eylemdir. olaylar gözünüzün önüde cereyan eder. ağzını açmaya güç bulsanız, içinizde tuttuğunuz herşeyi sayacaksınızdır. peki karşıdakiler anlayacaklar mı, tekrar anlatmak gerekecek mi? bütün bu sorular insanı o kadar yorar ki, hiç birşey anlatamazsınız.
koşulların uygunsuzluğu yüzünden söylenecekleri bünyede sır gibi saklamak.
çeşitli sebepleri olabilecek insandır ama anlatılacak çok şeyin azı da olsa bişeyler anlatması gereken insandır yoksa sinir sistemini bozması içten bile değildir.
hitabet sanatı yeteneğinden yoksun insanların acınası durumudur. bir topluluğun önünde de konuşamaz bunlar, ağızları kurur. bir tane çakın düzelirler.
(bkz: nutku tutulmak)
(bkz: kal gelmesi)
he be, hübe, hebebebe, zarizop zip zip.
* *
sözlükte insanın sık sık başına gelir. artık bazı konular üzerinde yazarak insanlara bir şeyler anlatmayı lüzumsuz görürsünüz. kendi isteğiniz ile anlatmazsınız. şu anda adolf hitler başlığında yazılanları görünce bu ruh haline kapıldım.
tıkanmak.
kelimelerinin yetersiz olduğunu düşünmek, ifade edememek.
söylenenlerin bir şeye yaramayacağını düşünmekle birlikte başa gelendir.
gözaltında tek muhattabının, ilk okul mezunu, hayatında hiç kitap okumamış ve şiddet yanlısı bi adam olması durumda içinde bulunduğun durumdur.
en iyi cevaptır kimi zaman.
kendini yiyip bitirmek, belki de söylememen gerektiğini bilmek.

Ağlasam, sesimi duyar mısınız mısralarımda?
Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu,
Bu derde düşmeden önce
Bir yer var, biliyorum.
Her şeyi söylemek mümkün,
Epeyce yaklaşmışım,
Duyuyorum,
Anlatamıyorum...
buna orta dünyada sokak köpeği gibi kilitlenmek denildiği rivayet ediliyore.
çıkmaz sokağa girdiğini farketmek .
konuşmaya başlarsa eğer,o ana dek içine akıttığı gözyaşlarının patlama noktasına ulaşacağını bildiğinden, hiçbir şey anlatamamayı seçmiş olabilir.
saatlerce susmadan anlatabilirim sana aklımdan geçenleri. istersen tabii. merak edersen... dinlemek istersen. sonra ayağa kalkıp anlatmak istediğimi el kol hareketleriyle destekleyebilirim. başka birinin bana anlattığı bir şeyi sana anlatıyorsam yani hikayemde üçüncü kişiler varsa onları da taklit edebilirim. güldürebilirim seni. mimiklere dikkat ederim bilirsin, yüzümde yer bulan çeşit çeşit ifadeyle seni eğlendirebilirim. istersen tabii.

"niye sustun" dediğin anda bıraktığım yerden devam edebilirim. konudan konuya atlayabilir son söylediğim kelimeyi unutabilirim. başka yöne baktığını fark edersem " hu kime konuşuyorum en son ne dedim ben " diyerek seni sıkıştırabilirim. kem küm ettiğinde yanağına bi öpücük kondurabilirim. istersen tabii.

gün içinde başıma gelenleri de anlatırım hem. hatırladığım bi olayı, kulak misafiri olduğum bir diyaloğu? izlediğim bir film vardı sahi, tartışalım mı? istersen tabii.

ama anladın değil mi? anladın çünkü susmayı ne vakit tercih ederim bilirsin. çok konuştuğum anlarda hiçbir şey anlatmak istemediğimi, istesem de beceremediğimi bilirsin. havadan sudan malzeme bulmakta üstüme yoktur hem. içi boş hikayeler anlatabilirim sana. seni beni güldüren lakin bir acıyı perdeleyen... gene çok konuştum değil mi? fark ettin mi gizlediklerimi?

sıkıntımı anlatmakta iyi değilim bilirsin. "gözünden anlarım ben" dersen susabilirim. "susman anlatıyor zaten her şeyi" diyorsan, bilmek, izlemek istiyorsan susabilirim. gerçekten.

sen nasıl istersen.