bugün

kısacık ömrümde kuru eleştirinin, kuru muhalefetin ciddi ciddi ne kadar mide bulandırıcı olduğuna bu oluşumda şahit oldum ben. hani söykü gerçekten hiçbir işine yaramadıysa hiçbir kimsenin, bana sırf "kuru eleştiri" denen olayın ne kadar komik ve ne kadar yersiz olduğunu öğretti. sırf bu yüzden söykü ekibine tekrar katılır, bunca hakareti tekrar işitirdim herhalde. eminim ki sözlüğümüzün ultra bilgili, ultra edebiyatsever, ultra muhalif kişiliklerini hiç bağlamayacaktır ama ben ömrüm boyunca kuru muhalefet yapmaktan kaçacağım artık. bedavaya hayat dersi oldu bana. bak ne güzel.

en başından bu yana, bizler yükselme duraklama ve gerileme dönemlerimizi yaşarken, kendilerinden "ellerini taşın altına koyma" isteğinde bulunduğumuz kişilerin türlü çeşitli bahanelerle tek tek bizi geri çevirirken, buraya baya baya satırlarca eleştiri döşemelerini iyi niyetli bir tavır olarak görmüyorum.

en başından beri ne reklam yapmadığımız kaldı, ne edebiyatın içine ettiğimiz, ne olayı başka yönlere saptırdığımız???? sırf söykü başlığına entry girdiğim için karaktersiz, kişiliksiz ne idüğü belirsiz bir insan olmakla bile itham edilmiştim vaktinde. mal gibi hevesli hevesli bir şeyler yazarken hem de.

bizler aksatıyormuşuz, geç yayınlıyormuşuz öyküleri, laubali, laçka ve pek sevimsizmişiz. e be kardeşim, iyi güzel de, bizler "yetiştiremiyoruz, ekibe insan gerek" dediğimizde arkana bakmadan kaçıyordun. kesinlikle tek bir kişiyi ya da kişileri kastetmiyorum. zaten ekip dışında kimden yardım istediysek depar ata ata koştu gitti yanımızdan sağolsun. bu bir tercihtir, saygı duyarım. ama asla ve asla, elini taşın altına koymadan ağzını köpürte köpürte söykü'ye sövmen yakışıyor mu? bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? bu nasıl bir şey benim aklım almıyor!

bu bir sözlük dergisi. belirli periyotlarla basılan, belirli bir kesime hitap eden bir dergi değil ki! insanlar bu dergiyi okumak isterlerse ve tabi ki yazarlar öykü gönderirlerse devam edecek! siz istekli olursanız devam edecek! ve evet, bu oluşumun bir ekibi de var ama bu ekip siz istediğiniz, siz istekli olduğunuz sürece istekli olacak. yoksa, bir başlık altına sayısız eleştiri olursa, kattı surette yapıcı eleştiriler değil tabi, "biz bu dergi için ne yapabiliriz" diyen insan sayısı sıfır olursa bizler de bırakın sorumluluk bilincinden azıcık sıyrılalım ha? yoksa üç dört kişi öykü gönderir ve o üç dört kişi okursa dergiyi, ne anlamı var! allah kahretsin o zaman!

söykü yazarlarından engelsiz öyküler projesine başladığımızda ne kadar hevesliydik... kaç öykü geldi? hemen söyleyeyim 15. kahretsin ki 15. e peki n'oldu! çok az öykü geldiği için proje iptal oldu. belki tekerlekli sandalyeye kavuşacak bir insanın önüne geçildi. ama ben hiç bu konulara geçmeyeyim. hep ajitasyon değil mi?

şimdi de facebook sayfamızda experimental'in blog yazılarını paylaşmamıza binbir türlü sitem. acaba söykü'ye gelen öykülerin kaç tanesini ciddi ciddi okudu ki bu eleştirileri yapanlar!

bu entryi tamamlamam tam 00.01'e geldi, yine reklam peşinde bunlar demesinler diye 15 dk bekletip yayınlıyorum. içine düştüğüm salak psikolojiye bakın!

yine de sağolun, eksik olmayın, ama yapmayın şu kuru eleştiri denen iğrenç şeyi, yapmayın! gölge etmeyin, başka ihsan istemez!
24. SAYININ konusu belirlendiğinde yazacağımı belirtmek isterim.

ne bileyim belki yeniden alevlenir harlı ateş...

hem güzel de bir sürprizim olacak bu işi başlatan arkadaşa...

ayrıyetten...

(bkz: moralini bozma bunlar kazma)
fazla eleştirel olduğu için heves kaçıran dergidir.

şimdi hacım buraya öykü gönderen arkadaşlar bir heves, bir istek gönderiyorlar. varlık değilsin kitaplık değilsin hani seninkini kabul ettim seninkini etmedim meselesi olmuyor. çok bokunu çıkartanı zaten almazsın da ne bileyim ben buraya öykü göndereceğime piyasadaki dergilere göndermeyi tercih ederim zira seçici kurulu tanınan, bilinen isimlerden oluşuyor. söykü'dekiler densizdir, bir halt bilmez demiyorum da malum seçme hakkı varsa ben daha iyi olandan yana hakkımı kullanırım. *
az önce yayınladığımız 24. sayı, sözlükler üzerinden yayınlanan son sayımızdır, bundan sonra herkese açık olacağız ve artık;

- bize yazılarını e-posta ile yollayan herkes söykü'de yer alabilecek,
- yazarlar ister kendi ismiyle, ister bir mahlas ile yazılarını yollayabilecek,
- öykülerde konu sınırı olmayacak,
- öyküler imla ve noktalama işaretleri düzeltilerek yayınlanacak,
- dergi 3 aylık periyot ile yayınlanacak

ve belki de en önemlisi,

artık büyük harf olacak.

bizi bu karara iten pek çok neden var, bunlardan ilki artık sözlüklerin bu tip uzun yazılar ile ilgilenen kişileri daha az barındırması, diğerleri; nispeten daha profesyonel yazarların bu oluşuma dahil olmak isteği, daha özenli ve daha iddialı bir dergicilik anlayışına geçiş zamanının gelmesi.

artık bu mecradan göçsek de, bir yanımız hep burada kalacak, sözlükler ve özellikle uludağ sözlük ile bağımız her daim sürecek.

yeni sayımız 1 nisan'da yayınlanacak, o zamana kadar hepinize mutluluklar diliyorum.

***

duyuru: 2013 antolojisi yarın geliyor.
duyuru: söykü'nün 25. sayısı; "2014-1"'e öyküsüyle katkıda bulunmak isteyen yazarlar, 1 mart tarihine kadar soykuyolla@gmail.com adresine yollayabilirler.

dergileri okumak için: http://www.soykudergi.com/
bundan sonra bizi takip etmek için: https://www.facebook.com/Uludagsoyku
hem kendi yazılarınızı duyurmak, hem de bizi takip etmek için: https://www.facebook.com/groups/235844273203561/
alabora olmamaya direnen tekne. sağa sola yalpalıyor.
şimdiye kadar içinde 4 öykümün bulunduğu oluşum.

kişisel spoiler

--spoiler--
yazamama nedenlerim fazla olmasından ötürü fazlaca zaman ayıramadım neyazık ki.

şimdilerde geçmiş konularda birşeyler karalamaya başladım.

ancak bu oluşum içersinde beni fazlasıyla memnun eden şey nedir derseniz? yazdığım öykülere söykü.com da oluşturulan kapaklardır.

tam istediğim gibi olmuştur her daim.

söykü ye soruyorum bu işi kim yüklendiyse bana bir mesaj atsın. ki ona teşekkürlerimi şelalece sunayım.

ha 24 sayı için 24 öykü yazacağım kendimce. ve enteresan birşey deneyeceğim.
şayet başarabilirsem bu 24 öyküyü ahbaplığımı sürdürdüğüm ülkenin en büyük yazarlarında birine okutturacağım.
o da beğenirse ve yönlendirirse kitap yoluna girişeceğim.
ancak bunun için çokça katetmem gereken yol var.
yazılmış olna öykülerimin tekrar tekrar gözden geçirilmem ve eleştirilerle güncellemeye gitmem gerekecek.

hani olurda kitap haline getirebilirsem şayet.
sözüm söz söykü yü başlatanlara da armağan edeceğim kitabı.
--spoiler--

milleti bilmem ancak benim için konu sınırlaması olması daha güzel oluyordu; zira, konu belli olunca hikaye gözlerimde bir şerit misali yolunu alıyordu.
o yüzden temasız öykülerden hep kaçındım. bla bla bla...
şu sıralar girilemeyen e-dergi. yeni formatla ilgili çalışmalar olduğunu duydum, hayırlısı.
sanırım azalarak biten proje. oysa ne kadar güzel hikayeler çıkıyordu içinden. üstelik web sitesinde bazı kısımlara da ulaşılamıyor, geçmiş hikayeleri okumak istesek de okuyamıyoruz.
YD Prevent Comment impersonation adlı plugin'i ftp'den kaldırırlarsa çalışacak olan site. zaten çok problemli bir plugin. YD'nin her türlü eklentisinden uzak durun derim. Bir de siteye optimizasyon doğru düzgün yapılmamış. indeks almaması gereken ve sitenin seo'sunu kötü yönde etkileyecek sayfalar hep indeks almış. Ana sayfa çok önde çıkması gerekirken, kategoriler (ki bana göre öncelik sırası en son olması gerekir bunların. kişiye göre de değişir) almış başını yürümüş.