bugün

Bir istihbarat devleti olarak bilinen Suriye’de halk devrim öncesi on yıllar süren olağanüstü hal yasalarıyla sindirilmiştir. Birçok analizde Suriye krızi, 17 Aralık2010 Tunus devrimi ile başlayıp Mısır, Libya ve Yemen’e sıçrayan Arap Baharı’nın bir sonucu olarak değerlendirilmektedir. Oysa bu devrimlerin her biri onlarca yıl süren baskıcı yönetimlerin bir sonucu olduğu gibi Suriye devrimi de, devrimlerin bir sonucu değil, 48 yıl süren olağanüstü hal, Hama katliamı, sosyal eşitsizlik, mezhep temelli yönetim ve bastırılmış özgürlük taleplerinin dışa vurumu olduğu düşünülebilir.
Abd'ye biat eden bir lidere sahip olmadığı için.
Beşer esad Amerika'nın istediği haracı vermediği için.
Bu soruyu, bence, bu ortamda tartışmak yerine bir şekilde BOP eş başkanına sormak gerek. Ne de olsa kişi kendinden bilir işi.

"...Diyarbakır bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir."

(bkz: bir başbakan iki erdoğan)
ya yarrağımı iç savaş çıktı. bomba attı dediler yalan olduğunu kanıtladı, çatışma devam ediyor dediler ortada silah yok. sadece nüfusun bir bölümü kaydırıldı o kadar. afganistan da bile tek kurşun sıkılmadı. ama yine mülteciler bize girdi.
4 parçadan oluşan büyük kürdistanın 2. bileşenini oluşturmak için tabii ki.

demokrasi falan bebelere masallar.
türkiye'deki 15 temmuz olayları ile suriye'deki olayların kökü aynı.

şu benzerlik beni hep gülümsetmiştir:

suriye götü kurtarmak için rusya'yı getirdi.

türkiye ise götü kollamak için rusya'dan hss getirdi.