bugün

karşılıklı olması halinde aleviymiş sünniymiş bu gibi durumlarla pek iglilenilmeyen ama işin içine ailenin geçmesi durumunda bu alevilik sünnilik nerden çıktı allah'ım diyerek isyan edilebilecek en acı durumlardan biridir. sabaha karşı 5 gibi işin içinden çıkınmaz bir hal aldığı anda kafayı duvara vurmak tabirini gerçeğe dökülmesini sağlayan hayattan soğumanın bir bahanesidir. ayrılık nedeninin sadece "alevilik, sünnilik" olması durumu daha acı hale getirir. bu durum da genç kardeşlerimize yapılabilecek en güzel nasihat ne olursa olsun insanı insan olduğu için sevmeyi unutmamaları gerektiğidir.

(bkz: bugun cok dertliyim sozluk)
dinin bölücülüğünden güzel bir örnek daha.

düzeltme: yani din bölücüdür ki böyle saçma önermeler ortaya atılıyor. kime ne lan. isteyen istediğine aşık olur.
mümkünse tüm ilişkiler böyle olsun.

böylece daha hoşgörülü bir topluma doğru yelken açabilir, sorunlarımızı çözümleyebiliriz.
benzeri başıma gelmiş bir olaydır. (bkz: süryani ailenin türk kızı istememesi) oldukça acı vericidir. deli gibi seversiniz, günahlarınız, sevaplarınız bir olmuştur umursamazsınız ama aile faktörü üzerinizde aşamayacağınız engeller çıkarmıştır ortaya. bitti der sevdiğiniz için ondan vazgeçersiniz ağlayarak ve allaha yalvararak. onsuz geçecek zamanı düşünür kalbinizde tarifi olmayan bir ağrıyla ağlarsınız sabaha kadar. genede ayrı yapamazsınız. işin içinde töre vardır, ölüm vardır, ama siz genede vazgeçemez her fırsatta günah sayılan bu sevginizi yaşarsınız. bu aşkı yada diğer bir deyimle bu günahı gizli yaşamak dahada vazgeçilmez kılar içinizde büyüyen aşkı.ölümde olsa sonunda göze almışsınızdır bir kere.
gerçekleşmesi durumunda aileleri tarafından veto edilecek gençlerin aşkıdır.

Veto eden aileler asla bu fikirlerinden vazgeçmeyeceklerinden, "dediğim dedik çaldığım düdük ayrıca götüm de delik" yaklaşımını hiçbir şekilde terketmeyeceklerinden, onları ikna çabası yersiz ve dahi gereksiz bir girişimdir. Bu tip aileler derhal bir toplama kampına tıkılmalı ve zyklon b gazı ile imha edilmelidirler.

Beyni ve vicdanı temiz toplumlar için tek çözüm : zyklon b
ülkemizde ezelden beri yaşanan ve hala yaşanmakta olan durum. elbetteki aşık olabilir bu iki insan, ama devam edebilir mi orası biraz sürüncemeli. iki taraf ta istemez bu ilişkiyi. kabul ettiklerinde dünyanın tersine döneceğine ya da mezheplerinden çıkacaklarına mı inanıyorlardır nedir. (bkz: biz müslümanız bizde aforoz yok)
herşey yobazlıkla başlıyor. aleviliğinde aşırısı ve sünniliğinde aşırısı!

kafanızı bir etrafınıza çevirdiğinizde iyi yada kötü bü ilişkinin çok örneği vardır. elevi kız sunni çocuk, sunni kız alevi erkek. bir çoğu mutlu yada mutsuz sorunlar ilişkide değil aile akraba ilişkileri içindedir. yaşanmış gerçek ve her daim söylenen şu vardır 'alevi bir kız sunnilere gittiğinde rahat etmez ama sunnilerden alevi bir aileye kız geldiğinde rahat eder'.

çelişkiler içinde sürüp giden düşünceler biçimidir.

çarşaflı bir aileye kız verilmez soğuk bakılır ama sünni olsun geri kafalı olmasın atatürkçü olsun kız verilir. elevi bir kız almazlar çünki yıllardır kafalarında kurdukları sığ zihniyet vardır, ama alevi bir kız aldığında tanıdığında alevilerin nasıl bir insan ve kültüre sahip oldukları görüldüğünde '5 tane oğlum olsun alevilere veririm' derler.

tamam sen dersin ben sevdiğim insanla evleniyorum başımı yastığa onunla koyucağım gerisi benim için önemli değil. hayır arkadaşım öyle değil sen evlendiğinde kocamam bir kültürle evleniyorsun saklayamazsın gizleyemezsin.

bileceksin alevilerin hızır oruçları vardır, muharrem orucu vardır, cem evleri vardır. sen bileceksin ramazanda oruç tutarlar cuma günleri kutsaldır camiye giderler.

ve çaba göstericeksin evlenemesen de bu duvarları yıkacaksın ki bu nesilden sonrası bu tür sorunlarla karşılaşmasın, geri kafalı bir toplumda sığ zihniyetlerle uğraşıp durmasın. senin gibi onun gibi 'vay ben sevdimde niye almadım' demesin.

ve gerçeği bilin orta noktada buluşan bir düşünceniz yoksa ailelerin kafası hiç uyuşmadıysa ne kız alırsınız nede kız verirsiniz. yok ben kaçırım seviyorum dersen hiç bir zaman mutlu olamazsın!
hem sevgili hem aile çok seviliyorsa asıl çıkmaz orda başlar. ne sevgili terk edilebilir ne aile, ve sonunda taraflardan kendine daha çok güveneni* resti çeker, ya gider bizi yok sayarsın, ya da kalbini parçalarsın der. bunu söylediği için bile terkedilesi olsa da aile rızası olmadan mutlu olunamayacağına inananlar kendi elleriyle kendi kalplerini parçalar, kendininki de laf mı, sevdiceğinkini de parçalamış olurlar. bunun yaşanmasına sebep olan ailelerin çekecekleri bi ceza olması lazım ama evlatları tarafından değil de adaletin başladığı yerden olması lazım.
müslüman - hristiyan; yahudui - müslüman vb. ayrı din aşklarından farksızdır. oysa aynı dinin mezhebleridir. ilginç!
sunni gencin hristiyan kiza asik olmasindan daha zor bir durumdur. imkansiz asktir kisacasi.
annem ile babamın yaşadığı olaydır. aile anlaşmazlıkları (özellikle sünni tarafın) yüzünden ayrılıkla bitmiştir. tavsiye edilmez.
farklılıkların olduğu bir ülkede olabilecek en güzel olaylardan başında gelir. amerikadaki afro-amerikalılar ile beyazlar arasında yıllardır hasıl olan bu durumlar artık türkiyede olmasına şaşmamak gelir. hatta yılmaz erdoğan'ın bir şiirinde dediği gibi ;
" hep kardeş olacak değil ya,
yaşasın halkların sevgililiği..."
fazla pembe dizi izlemiş bünyenin gereksiz evliliğidir.
insanların başkalarına inanışları neticesinde değer vermediği bir ülkede sorun teşkil etmeyecek bir durumdur. peki bizim ülkemizde insanlara kişilikleri doğrultusunda mı yoksa inanış,ırk ve görünüşler doğrultusunda mı değer veriliyor?

(bkz: sad but true)