bugün

atatürk de hanedanı ülke dışına çıkarırken 2000 er sterlin verdi.
150 kişi çıktığına göre 300.000 sterlin yapar yani fazlasıyla geri ödemiş.
Vahdettin gerçekten kurtuluş savaşının başlatılmasında rol oynamıştır. Atatürk'ü anadoluya isyanları bastırmak için değil isyanları koordine etmesi için götevlendirmiştir. Atatürk en yüksek yetki ve olabilecek en iyi imkanla anadoluya yollanmıştır. Karşı çıkanlar şunu unutmasın Atatürk Vahdettinin yıllarca yaverliğini yapmıştır. Bu iş için en iyi seçenek en güvenilir o olduğu için görev ona verilmiştir.
Vahdettin vatansever veya hain olamayacak kadar ezik ve silik bir karakterdir. 36 padişahın 25'inin olduğu gibi.

Kendisi eğer vatansever olsaydı bunu daha net yollardan ispatlayabilirdi.

Son bizans imparatorunun yaptiği gibi elinde silahla ölebilirdi.
(bkz: at yalanı siksinler inananı)
yukarıda bir yazar arkadaş ezikliğinden bahsetmiş ve eksilemişler. vahdettin isteseniz de istemeseniz de osmanlı'nın belki de en silik padişahıdır. vahdettin şehzadeyken, mustafa kemal'le almanya ziyareti yapacaklardı. seyahatten önce mustafa kemal paşa ile vahdettin sarayda görüştüler. görüşmenin ardından mustafa kemal paşa, ali naci paşa'ya şöyle demiştir: "Bu zavallı yarın padişah olacaktır, kendisinden ne beklenebilir?"

mustafa kemal'in esas planı vahdettin'i milli mücadele lideri yapmak ve halkı örgütlemekti. vahdettin'le bahsettiğim almanya seyahatinde aralarında şöyle bir konuşma geçti:
"- Ne yapmalıyım?
+ Ben size bir şey söyleyeceğim, hayatımı size ortak edeceğim. Memnun olur musunuz?
- Söyleyiniz.
+ Siz veliaht prenssiniz, neden bütün işlerden uzak kalasınız?
- Ne yapabilirim?
+ Ordu kumandanlığı!
- Hangi ordunun kumandanlığı?
+ 5. ordu kumandanlığını alabilirsiniz. Ben de sizin erkan-ı harbiye reisiniz olurum.
- Bunu bana vermezler!
+ Siz isteyiniz!
- istanbul'a gittiğimde düşüneceğim."

istanbul'a dönüşlerinden bir süre sonra vahdettin tahta geçmiştir. mustafa kemal vahdettin'in huzuruna çıkarak,
"Başkumandanlığı bizzat üstleniniz. Kendinize erkan-ı harbiye reisi tayin ediniz." demiştir.
Vahdettin bu tavsiyeye olumlu bakıp düşüneceğini söylemiştir fakat birkaç gün sonra mustafa kemal paşa'yı yanına çağırıp bazı paşalarla görüştüğünü ve böyle bir şey yapmayacağını söylemiştir.

görüleceği üzere vahdettin kolay manipüle edilen silik bir padişahtı. görüşmelerinde yaverlerinden çok yardım alır ve tanımadığı insanlarla konuşurken gözlerini kapatırdı.
not: tüm bu yazdıklarım 2-3 entry üstteki doğruyu söylemesine rağmen eksilenen arkadaş içindi. bunu da eksileyebilirsiniz ama gerçekler bunlar.

40 bin altın mevzusuna gelirsek tabii ki mustafa kemal'e belli bir ücret ödendi. fakat bunun yarış atlarının satılmasıyla ödenmesi kısmı pek mümkün gözükmüyor. vahdettin'in yarış atları olduğunu hiçbir kaynakta görmedim. o paranın nasıl ödendiği konusunda bir çok iddia var. tarihçilere sormak lazım.

kaynak: f. rıfkı atay (1955). mustafa kemal'in ağzından vahdettin
efendim, size (bkz: ebu cehil in hatıratı)nın elime geçtiğini, tercümesinin sürdüğünü daha önce söylemiştim.

ebu cehil söz konusu hatıratında peygambere 40 bin altın borç verdiğini ama geri alamadığını yazmış!

bu yaptığı "emin" lakaplı bir peygambere yakışıyor mu müminler?

tabi şimdi bazılarınız "yalan söylüyor şerefsiz! kanıtı var mı? senet yapmışlar mı? hiç değilse alındı makbuzu var mı? hiç değilse bir şahit var mı? peygamberimizin düşmanının kanıtsız yalanlarına mı itibar edeceğiz?" diyecektir...

bilemiyorum kamil bilemiyorum...

bak şurada bir takım yobaz köpekler, atamızın bir düşmanının kendisine aynı miktarda altın verdiğini iddiasının üstünde tepiniyor ama ortada vahdettin haininin boş lafları dışında belge filan yok. o konuda ne dersin?

yobazlar, boklu badeli büzüğünüzü... anladınız siz onu...

(bkz: yobazların propaganda mekanizması)
Sadece Bin lira yol harcı vermiştir. Ki bu miktarın ne kadar az olduğunu damat ferit’in Paris konferansına giderken yürüttüğü paralar ile kıyas ederek anlayabilirsiniz.

(#39461291)