bugün

küresel krizde çok zor durumda olan , abd'de 600 şubesini kapatmak durumunda kalan starbucks'ı bir kahveye 10 ytl civarı para ödeyerek kurtarmaya çalışan türk gencidir.
starbucks'ı değil de kendi egosunu kurtamaya çalışan türk gencidir.
bir paket kahve fiyatı düşünüldüğü zaman allah akıl versin gencidir.
iyilikseverdir. takdir edilesidir. yarın bir gün övünebilir belki, starbaksı kurtardım ulen deyu. tey tey
işte komünist zihniyetin kafasının çalışma şekli böyledir. starbucks'a nasıl rakip olabilirim diye düşünmez, sadece starbucks'ın batmasını zevk ile izler. gerçeğe dönersek starbucks'ı kurtarmaya çalışan genç değil kaliteli bir şekilde hizmet almak isteyen gençtir.
(bkz: kocatepe kahve evi nin starbucks tan iyi olması)
kaliteli bir şekilde söğüşlenmek isteyen gençtir.
parası çok olan türk gencidir. E ne de olsa kriz kendisini teğet geçmiştir çok şükür.
çok şükürden ziyade one minute, hımmm eeee hamd olsundur. *
ibnedir, puşttur, bezemengin önde takla atanıdır. kendince hesaplar yapıp "şu kadar kişi işten çıkıcak sizi akılsızlar..." deyip aklınca kılıflar uydurmaktadır. bu gayet saf(!) düşüncesinin ardında asgari ücretli kölelerin daha çok sömürülmesini savunur aslında. o kadar kişi işten çıkarılsa n'olacak sanki güdük zeka? zaten bir çoğu asgari ücrete sabahtan akşama kadar çalıştırılan köle, hem de yabancı sermayeyi kalkındırmak için. türkiye gibi kahve kültürü yüzlerce yıl öncesine dayanan bir ülke de halan daha starbucks'un yeni açılımlar farklı tadlar getirdiğini öne süren şebeklerin bu toprakların yeme içme kültüründen zerre nasiplenmediği anlaşılıyor ve bu cahilliklerini savunmaları ayrı bir fecaat. en kötüsü de yabancı sermayeyi milli sermayeye üstün görmeleridir. özetle, s.ktiriniz ve de gidiniz efendim!
bir de kendisine; servisler yapılan, alelade cafelerdeki, kahvelerdeki garsonları küçümseyen tiplere verilen isimdir. çay getirir, soğuk der. kahve getirir, sütü az der. garsona "köle" muamelesi yapar, sonra da "para veriyoruz kardeşim. işini yapacak tabi." diye çıkışır. ama gidip starbucks'da iki katı parayı verip self servise itiraz etmez, sesini çıkarmaz. "ökkeş bey" diye bağırırlar, gelir kahvesini alır, paşa paşa gider. kahveyi yarı fiyatına satan, normal bir cafede aynı şey yapılsa; "ulan parasını veriyoruz. niye masamıza getirmiyorsunuz?" diye çemkirecek tip, aynısını, üstelik iki katı para alarak, amerikan isimli cafe yapınca, "aman abi amerikalıdır. vardır bir bildiği." deyip self servise "amenna" der. sonra da bunu açıklamaya çalışırken, "abi adamların kahvesi güzel. kaliteli hizmet alıyoruz." diye bir de kendini avutur. ulen hizmet dediğin, altı üstü biraz kahve, biraz da süt. adamlar masana bile getirip bırakmıyorlar. sen de "hizmet alıyorum" diye babandan aldığın paraları sağa sola dağıtıyorsun, olan yurdumun küçük esnafına oluyor. onlar da mı adını amerikanca yapıp, "lan ökkeş, gel kahveni al" diye bağırınca değerli olacak? sokağın köşesindeki şen cafe de adını "starshen" yapsa, kasaya da bir adam koyup "alooo ökkeş. lan zibidi. gel al, kahven hazır." dese, ona da bayılacak mısın bir kahveye 10 TL?
bebek starbucksın hatırına ne yapıyorsa yapıyordur.
cebinde parası olup pis fakirlerin çekemediği için bok attığı gençtir. kahveye verdiği 10 lira, bu pis fakirlerin cebindeki 10 kuruş gibidir. Bu pis fakirler kendileri züğürt olduğu için, 10 lirayı para zannederler. Bebek starbucks da boğaza nazır kahvelerini yudumlayıp dostlarıyla sohbet eden gençleri görüp hasetlerinden kinlerini interaktif sözlüklerde kusmakta, ve buna yabancı sermaye, kazıkcı starbucks, gibi ırkcı ve servet düşmanı kılıflar uydurmaktadırlar.
cebindeki son parasıyla starbucks a giden türk gencidir. ülkemizde böyle tipler çoktur. ancak bununla birlikte, starbucks'a her gideni de böyle nitelendirmemek de gereklidir. adamın parası çoktur, sıkıntısı yoktur, istediği yere gider. starbucks'ın sağladığı ortam düşünülürse, haksız da sayılmaz. özellikle ankara'da ki çoğu cafe adı altında işletilen ve hertürlü pisliği barındıran yerleri düşünürsek. bununla beraber eğer böyle bir şeyi söyleyebiliyorsak eğer, buna ortalamanın üstündeki fiyatlarıyla mcdonalds, burger king, vs. yerleri de dahil etmemiz gereklidir. ki hemen her şehirde "tabldot"cular mevcuttur, ve üç çeşit yemeği, mcdonalds da tek seferde ödediğimiz fiyatla üç kere yiyebiliriz. ayaklarda ki "converse"leri çıkarmamız gerekir çünkü bir converse fiyatına iki çift spor ayakkabı alınabilir, kollardaki "swatch"ları çıkarmalıyız çünkü bir swatch fiyatına 10 liradan 20 tane saat alabiliriz vs. vs. vs. diye uzar gider. bunlar gibi nitelendirmeler yaparsak galiba hemen hemen burda yazan bütün yazarlar bu sıfata dahil olacaklardır! o yüzdendir ki, bu gereksiz bir nitelendirmedir.

(bkz: zenginin parası züğürdün çenesini yorar) bazende, benimkiler gibi, parmaklarını yorar!
(bkz: ne hınçmış arkadaş)
(bkz: zenginin malı)
(bkz: züğürtün çenesi)
ve hatta,
(bkz: beğenmiyorsan devrim yap)
belki olmayandır. ama elimden gelse seve seve o kategoriye girerdim. tamam her gün kahve içiyorum starbucks'ta. çünkü bugüne kadar öyle lezzetli kahve içmemiştim yalan yok. mado da küçücük bir fincana 5 lira verirken kimsenin sesi çıkmaz ama burada bir hayli büyük bardakta gelen kahveye 7 lira vermek koyuyor kimisine. çünkü aşağılık kompleksi var ne yalan söyleyeyim. girin için lan valla adam yemiyorlar hatta ne içeceğini de yazayım git söyle kasmazsın

ays moka dersin anlar onlar! ya da kasma filtre kahve iç, küçük boy sadece 3,75! küçükte değil öyle şişirir adamı!
arada bir gloria jeans'i de kurtarmaya gitse keşke gencidir. birileri rahatsız oluyor da galiba...
starbuks ya da gloria jeans gibi yerlerde parasını verip aldığınız tek şey sadece kahve değildir. aldığınız şey aynı zamanda toplumdaki bir sınıftır da. bu böyle olduğu için de x kahveevinde 5 lira olan aynı ve de belki tadı daha güzel kahve yerine 10 liraya starbucks'tan kahve alırsınız. amaç burada starbucks'ın kurtarılması değil bir yerde kendini kurtarmak sınıfını belli etmektir.
bağdat caddesi, neden adım başı starbucks?
hangi birini kurtarıcan???
starbucks tan mayış alan kişidir.
(bkz: mission completed)
Artizlik yapcam diye salaklık yapan kişidir. hayır anlamadığım nokta buna bile bir mana buluyorsunuz. Kaliteli hizmet felan. Bir kahveye 10 lira para veriyorsunuz. Resmen kazıklanıyorsunuz. Bana de ki cebimden para taşıyor. Zenginim, harcıyorum. iyi al starbucks u ı zaman. Sen işlet. Hayır verdiğiniz 10 liranın nasıl kazanıldığı hakkında en ufak fikriniz yok. Saatlerce çalışarak emeğinizin karşılığı olarak alsaydınız harcamaya kıyamazdınız yemin ediyorum.

Starbucks a tek gidişim orada çalışan hatunlardan biriyle muhabbet kurmak üzere oluşumdan kaynaklanır. Sonra hatun starbucks ı bıraktı beni bırakmadı henüz.

10 lira verir miyim lan bi kahveye. Hem de artizlik olsun diye.
(bkz: bırakın batsın)
herşeyden önce parası bol olan türk gencidir 10 lira onun gözünde hiçbirşeydir. ama parası olmadan starbucksa takılan genç enayi türk gencidir. kendisini karizmatik sanan enayi türk genci.
(bkz: starbucks elden gidiyor)
bir kahveye 10 lira verirken sabahtan akşama kadar otursa hiç bir çalışanın "yeter artık kahveni içtin kalk git de masayı boşalt" gibi imalı bakışlarına maruz kalmadığının farkında olan gençtir...
güncel Önemli Başlıklar