bugün

yalnızca sözlükte değil her yerde ve sürekli devam eden ve edecek gibi duran polemik. insanların değişik inançları ve uygulamaları olması ve bunları savunabilmesi çok güzel. ancak olayın kötü olmaya başladığı nokta eleştirilen şey üzerinden değil de kişiler üzerinden gidilerek olayın bireysel polemiğe dönüştürülmesi, ne karşılıklı bir kazancın ne de sözlük için bir artının olmadığı atışmalar halinde devam etmesi.
1995'ten sonra yükselen irtica dalgası ile yavaş yavaş bazı üniversitelerin türbanı kısıtlamaları, 1998'de öss'ye giriş için türbansız fotoğraf istenmesi, 1999 yılında üniversitelerde sınıflara türbanlı öğrencilerin alınmamasının istenmesi ve akabinde merve kavakçı'nın türbanla meclisteki yerini almak istemesi sonucunda nirvana yapmış ve sonunda sozluk'e de sıcramış polemiktir. abuzer kadayıf'ın dediği gibi "burda haksızlık var, burda yolsuzluk var, burda yargısız infaz var demiyi kim kiminle tıngırdiyi"nin değişik bir versiyonudur. türkiye'nin türbandan önce çok daha önemli meseleleri vardır... temdit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp sunulası bir yemektir. her nedense desteçilerinin de , karşısında olanların da kursağında kaldığı bir yemektir. ortada bir gerçek vardır ve şu anda yasalarla korunur şekilde kamusal alanda türban takılması yasaktır. eğer ki anayasayı tanımayan varsa bu devleti de tanımıyor demektir. ortada bir hukuksuzluk yoktur, eşitsizliğin sebebi de laik düzen değil türbanı siyasi simge olarak kullananlardır...
sözlükteki pek sevgili yazarlar, türbanın siyasal bir simge olarak, laik düzen içerisinde kamusal alanlarda takılmasının "laiklik" ilkesine aykırılık teşkil ettiğini idrak edemediği sürece hiç bitmeyecek polemiktir. aslında, bu yönden bakıldığında tek taraflı bir polemiktir. zira, durum son derece net ve açıktır. açıklaması da budur. gerisi de boştur.
medyanın çok fazla etkisinde kalmış bünyelerin sözlük alışkanlığı.
gazetedeki manşet:
"şok şok şok, türbanlı evli kadın, kocası tarafından basıldı"
sözlükteki başlık:
"türbanlı evli kadının kocası tarafından basılması"
gazetedeki manşet:
"bu da mı gelecekti başımıza, ülke elden gidiyor"
sözlükteki başlık:
"irticacıların hortlaması.
gazetedeki başlık:
"rocker türbanlı kızlar"
sözlükteki başlık:
file corapli gotik turbanli
gazetedeki manşet:
"taşımıza taş yağacak"
sözlükteki başlık:
mezarlikta sevisen turbanli mantolu kizlar
gibi.
hic bitmeyecektir.
(bkz: bunlara gerenk yok)
sözlüğün amacının ne olduğunu tam olarak idrak edememiş olan yazarların yapmış olduğu gereksiz eylemlerden biridir.