bugün
- fenerbahçe nin ligden çekilmesi33
- chp seçmeni14
- 4 mart dünya obezite günü8
- iv gyasaddin12
- farklı siyasi görüşler dost olabilir mi15
- 3 dünya savaşı çıkması durumunda gıda krizi8
- uzun boy17
- en büyük aşk acınız anketi10
- sözlük kızlarına bir şeyler söyle20
- trabzonspor9
- trabzonspor taraftarı8
- güllaç18
- kadının en güzel yaşı20
- sahurdayız uludağ sözlük21
- risale i nur dan vecizeler13
- günün sözü14
- telefona eşini benim karı diye kaydeden erkek17
- enflasyon 3 temmuz'dan itibaren düşmeye başlayacak40
- trabzon'a arapzon diyen tipler14
- fenerbahçe12
- benimle olan kıymetini olmayan haddini bilecek8
- zina neden günahtır12
- imamoğlu'nun kirli rant ağı deşifre oldu26
- kuresel ikinma'nın asalet ve kalitesi15
- yazarların iftar yemekleri8
- erecto'nun çaylaklılığı kaldırılsın13
- queen ravenna'ya saldıran kazlar11
- anneci erkekler8
- erkeklerin duygusuz olmaları20
- 17 mart 2024 trabzonspor fenerbahçe maçı75
- iyi ki doğdun bik biiik iyi ki doğdun bik biiiik25
- 18 mart çanakkale zaferi18
- sub zero mu scorpion mu15
- sözlük yazarlarının çektiği istanbul fotoğrafları14
- pazar günü erken kalkmak için bir sebep10
- kadınların kendilerini güzel bulma oranları8
- sözlük kızıyla sevgili olmak16
- türkiyede kadın hakları kısıtlanırsa nolur12
- rakip takım taraftarına saygı duymak11
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı9
- bisikletle işe gitmeyi medenilik sanan insan13
- 17 mart 2024 kasımpaşa galatasaray maçı25
- bir günahkar profil uzmanı sikmek13
- kan tutan kasap'ın çaylaklığı kaldırılsın11
- israil malıysa almam diyen market müşterisi14
- büyük uludağ sözlük grevi10
- arapça allahın dilidir13
- uyumlu ikililer8
- uludağ sözlük'e hintli yetkili alınması16
- chp'li teyzelerin kuaförü olmak10
Bizim Tevfik Fikret'i de bir hayli etkilemiş olan Fransız ozanı François Coppée'ye ait başlıktaki cümle. 26 Ağustos 1897'de yazmış günlük not defterine.
Eski zamanlardan kalma binbir tarihsel, bilimsel, sanatsal yapıtın; yıllar boyu tek tek incelenmesi sonucu hazırlanmış, bir "Salaklıklar Sözlüğü" var önümde. Onun ilk sayfasına koymuşlar Coppée'nin cümlesini.
Salaklıklar Sözlüğü"ndeki alıntılar, olağanüstü çarpıcı...
Örneğin "A" harfinde, "arı"yla ilgili bir alıntı:
"Bir kadınla yatmış olan kişi, ertesi gün kovana yaklaştığında arılar tarafından sokulur."
16. yüzyıl düşünürlerinden Scalinger'e aitmiş bu inci yumurtası.
Ya "Âdem" hakkında yazılmış olanlar...
200 yıl kadar önce "Âdem'in sakalı var mıydı, yok muydu" diye bir tartışma çıkmış.
Van Helmon diye biri, Âdem'in sakalsız olarak yaratıldığını iddia etmiş bir kitabında.
Vanetti adında bir italyan ise, bu iddiaya yanıt olarak yazdığı bir yapıtta şöyle diyormuş:
"Âdem babamız sakallı olarak halk edilmiştir. Zaten Tufan'dan önce bütün erkekler sakallı doğuyorlardı."
insanoğlu çok kolay hipnotize ediliyor. Ve çok uzun zaman alıyor bu hipnozların aşılması...
Örneğin 20. yüzyılın ilk yarısında, yüz milyon insanın ölümüne neden olan iki ayrı Dünya Savaşı yaşandı.
Ölenlerin anısına "Meçhul Asker" anıtları dikildi.
Sonra ne oldu?
insanlığa pek pahalıya mal olduğu sezilmeye başlanan "ulus - devlet" modelinin yarattığı hipnozlar, aşılma dönemine girdi.
Fransız frangı'yla Alman markı, "euro"da bütünleşiverdi.
Vaktiyle her iki ülke siyasetçilerinin söyledikleri kahramanlık nutukları, şimdi "Salaklıklar Sözlüğü"ne malzeme olma yolunda...
insanoğlu neden bu kadar kolay hipnotize oluyor ve uzun zaman alsa da, bu hipnozlar sonunda nasıl değişiyor?
Özellikle mesleksiz ve yoksul yığınlarda, "önemsenme" açlığı vardır. Gerek siyasal, gerek militer, gerek mistik liderler; onların bu açlığını kullanırlar. Onlara payeler verir, payeler vaat ederler. Ve onları belirli bir hipnoz içinde, kendilerinin çıkarlarına uygun düşen hedeflere doğru yönlendirirler.
Tıpkı II. Wilhelm'in, Enver Paşa'yı; Osmanlı devletinin adını "Enverland"a çevirerek büyülemesi ve kendisini - Tanzimatçıların kapısını açmaya çalıştıkları - Avrupa'dan kopararak, Orta Asya'ya doğru yönlendirmesi gibi... Hem de "Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur" türü, ırkçı bir siklon estirterek...
Neden?
Çünkü ulusal bir devlet olmayı ancak 1871'de gerçekleştiren Almanya'nın, ne Fransa, ne de ingiltere gibi sömürgeleri vardı. Şayet Enver Paşa'yı Orta Asya'ya doğru yönlendirirse; Almanya'nın da - bir ağabey devlet olarak - etkinliği, Asya içlerine doğru uzanmış olacaktı.
Zamanla da olsa, kitlelerin hipnozları, sonunda nasıl aşılıyor?
Kozmos sürekli değişim içindedir. Kozmos'un minicik bir gezegeni olan Arz küresiyle, onun üstünde yaşayan insan toplumları da, aynı değişimin etkisi altındadırlar. Kozmos kökenli enerji kaynaklarıyla, üretim teknolojileri değiştikçe; insanoğlunun hipnozları da değişir ve eski hipnozlardan kalma söylemlerle değerlendirmeler, "Salaklıklar Sözlüğü"ne girer.
Türkiye'de de "Salaklıklar Sözlüğü" yapmak için, henüz ortam uygun değil. "Yaşam kalitesi" açısından Yunanistan'ın bile 57 basamak altında kalmışlığın kahredici ezikliği var, "Türkün güneşleriyle dünya ufku ağardı" koşullanması içinde yetişmiş olan bizlerde. En ufak bir espriyi bile kahkahayla karşılamayacak, kadar tümörlenmiş durumda komplekslerimiz.
Ama "Siyasetçi Yalanları" diye bir sözlük yapılabilir Türkiye'de... Ve sanırım çok ilgi görür.
Örneğin:
"Avrasya'nın liderliğini üstlenme yolundayız; nurlu ufuklar çok yakın" gibi...
çetin altan
Eski zamanlardan kalma binbir tarihsel, bilimsel, sanatsal yapıtın; yıllar boyu tek tek incelenmesi sonucu hazırlanmış, bir "Salaklıklar Sözlüğü" var önümde. Onun ilk sayfasına koymuşlar Coppée'nin cümlesini.
Salaklıklar Sözlüğü"ndeki alıntılar, olağanüstü çarpıcı...
Örneğin "A" harfinde, "arı"yla ilgili bir alıntı:
"Bir kadınla yatmış olan kişi, ertesi gün kovana yaklaştığında arılar tarafından sokulur."
16. yüzyıl düşünürlerinden Scalinger'e aitmiş bu inci yumurtası.
Ya "Âdem" hakkında yazılmış olanlar...
200 yıl kadar önce "Âdem'in sakalı var mıydı, yok muydu" diye bir tartışma çıkmış.
Van Helmon diye biri, Âdem'in sakalsız olarak yaratıldığını iddia etmiş bir kitabında.
Vanetti adında bir italyan ise, bu iddiaya yanıt olarak yazdığı bir yapıtta şöyle diyormuş:
"Âdem babamız sakallı olarak halk edilmiştir. Zaten Tufan'dan önce bütün erkekler sakallı doğuyorlardı."
insanoğlu çok kolay hipnotize ediliyor. Ve çok uzun zaman alıyor bu hipnozların aşılması...
Örneğin 20. yüzyılın ilk yarısında, yüz milyon insanın ölümüne neden olan iki ayrı Dünya Savaşı yaşandı.
Ölenlerin anısına "Meçhul Asker" anıtları dikildi.
Sonra ne oldu?
insanlığa pek pahalıya mal olduğu sezilmeye başlanan "ulus - devlet" modelinin yarattığı hipnozlar, aşılma dönemine girdi.
Fransız frangı'yla Alman markı, "euro"da bütünleşiverdi.
Vaktiyle her iki ülke siyasetçilerinin söyledikleri kahramanlık nutukları, şimdi "Salaklıklar Sözlüğü"ne malzeme olma yolunda...
insanoğlu neden bu kadar kolay hipnotize oluyor ve uzun zaman alsa da, bu hipnozlar sonunda nasıl değişiyor?
Özellikle mesleksiz ve yoksul yığınlarda, "önemsenme" açlığı vardır. Gerek siyasal, gerek militer, gerek mistik liderler; onların bu açlığını kullanırlar. Onlara payeler verir, payeler vaat ederler. Ve onları belirli bir hipnoz içinde, kendilerinin çıkarlarına uygun düşen hedeflere doğru yönlendirirler.
Tıpkı II. Wilhelm'in, Enver Paşa'yı; Osmanlı devletinin adını "Enverland"a çevirerek büyülemesi ve kendisini - Tanzimatçıların kapısını açmaya çalıştıkları - Avrupa'dan kopararak, Orta Asya'ya doğru yönlendirmesi gibi... Hem de "Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur" türü, ırkçı bir siklon estirterek...
Neden?
Çünkü ulusal bir devlet olmayı ancak 1871'de gerçekleştiren Almanya'nın, ne Fransa, ne de ingiltere gibi sömürgeleri vardı. Şayet Enver Paşa'yı Orta Asya'ya doğru yönlendirirse; Almanya'nın da - bir ağabey devlet olarak - etkinliği, Asya içlerine doğru uzanmış olacaktı.
Zamanla da olsa, kitlelerin hipnozları, sonunda nasıl aşılıyor?
Kozmos sürekli değişim içindedir. Kozmos'un minicik bir gezegeni olan Arz küresiyle, onun üstünde yaşayan insan toplumları da, aynı değişimin etkisi altındadırlar. Kozmos kökenli enerji kaynaklarıyla, üretim teknolojileri değiştikçe; insanoğlunun hipnozları da değişir ve eski hipnozlardan kalma söylemlerle değerlendirmeler, "Salaklıklar Sözlüğü"ne girer.
Türkiye'de de "Salaklıklar Sözlüğü" yapmak için, henüz ortam uygun değil. "Yaşam kalitesi" açısından Yunanistan'ın bile 57 basamak altında kalmışlığın kahredici ezikliği var, "Türkün güneşleriyle dünya ufku ağardı" koşullanması içinde yetişmiş olan bizlerde. En ufak bir espriyi bile kahkahayla karşılamayacak, kadar tümörlenmiş durumda komplekslerimiz.
Ama "Siyasetçi Yalanları" diye bir sözlük yapılabilir Türkiye'de... Ve sanırım çok ilgi görür.
Örneğin:
"Avrasya'nın liderliğini üstlenme yolundayız; nurlu ufuklar çok yakın" gibi...
çetin altan
"iki şey sonsuzdur. biri evren, diğeri insanoğlunun aptallığı. yalnız ilkinden o kadar emin değilim." - albert einstein
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar