bugün

Türkiye'de akademilerdeki bir kaç akademisyen hariç çalıştığı, atandığı hiç bir kurumda kendi işini yapamayan meslek grubudur. istihdam yaratmak için alakasız işler için sosyologlara kadro açılmaktadır. Çoğuda tamamen bölümünden bağımsız işlerde çalışmaktadır. Çünkü özel sektörde kimse sosyolog çalıştırmaz. Zaten ihtiyaç duyulmaz. Ne iş yaptığını kimse bilmez. Ancak iyi bir sosyoloji bölümünden mezunsa kazandığı bakış açısı çoğu işin üstesinden gelmesine yeterlidir.
Dünya'da iyi iş sahibi olunabilen ama ülkemizde para etmeyen meslek erbabı.
türkiye de yokmuş söz hakkı mı verildi ki yok diyorsunuz.

tv de kaç sosyolog psikolog ya da felsefeci gördün tartışmak sorgulamak analiz etmek en son ne zaman geçerli oldu bu toplumda bi düşünüp hatırlamak gerek.

Osmanlının selçuklunun yükseliş dönemlerinin hepsinde sosyal bilimcilerin katkısı var.
türkiye'de yoktur.

ayrıca türkiye'de kafası çalışmayan ne kadar solcu (türk solcusu değil, atatürk'e düşman kürtçüler) varsa sosyoloji bölümündedir. bir çoğu 6-7 yıldır oradadırlar. amaçları o eylem senin bu eylem benim insanları yavaş yavaş pkk, dhkp-c gibi terör örgütlerine ısındırmaktır.

türkiye'de ne zaman en zeki, vatansever çocuklar sosyoloji bölümüne girer, işte o zaman sosyolog yetiştirebiliriz.

edit: gerizekalı, ben de sosyal bilimciyim ve iddia ediyorum türkiye'de sosyolog yoktur. almanca sosyoloji kitabını türkçe'ye çevirt. sonra o kitabı ezberle. noldu şimdi? sosyolog mu oldun? s.ktir lan. sosyoloji bölümünde daha araştırma yazısının nasıl yazılacağını bilen doğru düzgün insan yok.
(bkz: ulus baker)
Sosyolog ha deyince olmayan bir şeydir. Üniversitede okutulan sosyoloji sadece bakış açısı kazandırmaktır. Sosyolog olmak için yıllarını adamak gerekir. Ben sosyologum demek büyük cesaret ister. Hani nerde teorilerin, toplumdaki sorunlara karşı çözümlemelerin ya da önerilerin? Demezler mi adama?
sosyoloji güzel alan ama hobi olarak yoksa meslek olarak çekilecek dert değil. türkiye lan burası! bi bak etrafına...
Sosyolog deyince aklıma sokakta günlük 20 lira ücretle çalışan anketörler geliyor. Bir de açık Öğretimi bile bitireni Cv'sine sosyolog yazıyor. Sonra ortalıkta bilim Adamı pozları felan..
Bazıları asosyal oluyor bunların. Kimyalarına ters ama öyle, topluma karışmıyorlar.
gereksiz bulduğum meslek ve ünvan türü. sebebi de şu; sosyoloji aşırı geniş ucu bucağı olmayan bir tabirdir. bu tabiri 4 seneye sığdırıp(arkadaşlarımdan biliyorum) laylaylom geçen ders saatleri ve daha kötüsü hocaların kopyaya göz yumduğu sözel bir bölümdür. ki bu iş daha liseden böyle başlıyor. liselerde sözel bölümleri it kopuğun doluştuğu bölümler oluyor. ki çevremde gördüğüm sonuçlara görede sosyoloji okuyanların büyük bir çoğunluğu " bari diplomam olsun" mantığıyla hareket ediyor. bu tarzda insanların topluma bırak yararı daha çok zararı olur. saygılar.(tabi ki lafım meclisten içeri)
sosyoloğun anlaşılamama sebebi, gerçeği anlatmasıdır. bu bir bardak. bu kadar.

insanlar, siz konuştuğunuzda, aidiyetinizi anlamaya çalışırlar, anladıklarında, rahatlarlar. bir cümle kurduğunuzda, bu adam chp li, akp li, şuralı, buralı, şu dinden şeklinde çıkarımlar yaparlar. onlar için, söylediğiniz sözün bir değeri yoktur. eğer onun klanındansanız, ya da ona yakın bir gruptansanız, sizi alkışlarlar ya da onaylarlar.
(bkz: cemil meriç)
(bkz: ali şeriati)
(bkz: pınar selek)
Kesinlikle 21. yüzyılın mesleğidir. Toplumbilim geleceğin alanıdır. Bu alanda çalışmalar yürüten kişilerdir sosyologlar. Ama genelde sosyoloji bölümünü bitirenler akademisyenliğe yönelirler bunun dışında yapabilecek çok şeyleri yoktur zaten.
nasıl olması gerektiğiyle ilgili bir fikir için;
(#18248629)
toplumu sosyolojinin ilkelerine göre analiz eden kişidir. sosyoloji bölümü bitirilerek bu konuda bir şeyler yapılabilir.
bir sosyoloğun en büyük özelliği tabii ki objektifliktir. tabii bu pozitivist yaklaşımın sosyolojinin her safhasında kendini belli etmesi diğer bilimlere göre daha esnetilebilir bir kuraldır, çünkü: bir sosyoloğun toplumla ilgili bazı şeyleri idrak edebilmesi bence pozitivistliğin esnetilmesine bağlıdır.
meşhur sosyologlarımıza örnek verirsek:
(bkz: ziya gökalp)
(bkz: cemil meriç)
(bkz: şerif mardin)*
ülkemizde senin sorunların yok mu sanki sorularına maruz kalan meslek grubu.

ayrıca; (bkz: kelin ilacı olsa kendi başına sürer)
solipsist olamazlar.

eksileyene iki çift laf notu: kaç tane sadece ben varım diyip de toplumları inceleyen bir adam gördün.
ülkenin gripinidirler. ancak ülke mazoşisttir, acıları devam ederken azaltmayı reddeder. gripinler de skt'lerini raflarda doldururlar.
birbirinden izole olarak yaşayan kişilerle değil, aksine birbirini etkileyen, iletişim kuran, diğer bir deyimle bir sosyal ortam içinde bulunan insan gruplarıyla ilgili olarak çalışan kişi.
her sosyoloji mezunu için kullanılmaması gereken kavram.
her şiir yazanın şair olmadığı gibi.
hoş, bu ülkede zaten sosyolog olmak...hiçyolog olmak gibi bi şey...
sosyal hizmetler il müdürlüğünde sosyolog olarak çalışıyorum ama kendi mesleğimi yapamıyorum. 4 senede bir kez toplam 20 tane atanıyoruz kendi mesleğimizi yapamıyoruz AB ye uyum olsun diye göstermelik olarak kullanılıyoruz.
ilk türk sosyolog için

(bkz: ziya gökalp)
okuyup sonunda iş bulma umuduyla kendimizi kandırdıgımız 1. sınıfta ideoloji peşinde kosup toplum ne kültür nedir'erin cevabını arayan okuyup okuyup deliren insanların bölümü. aslında bir toplumu oluşturan entellektüel tabakanın ta kendisini oluşturan bireylerdir sosyologlar. ancak ne yazıkki kıymetimizi bilen yok..
sosyolojinin ve sosyologun "bilimseliz" fetişizmi yoktur. lâkin her çalışmalarında literatür taraması, metodoloji, yöntem, vs. gibi bilimsel her kriter sağlandığına göre "bilim uydurmak" diyebilen cehaleti anlamak zor.

lâkin toplumdaki bu cehalete bakıp şaşırmak da gereksiz. zira gelişmiş ülkelerde sosyal politikaların gerçekleştirilmesi aşamasında, ki bunda sıradan bir belediye yapısından sosyal devletin gereksinimlerine kadar geniş bir yelpazeden söz edilmektedir, sosyologlar görev alır.

türkiye'de ise sosyologlara "beleşçi akademisyen" gözüyle bakılmaktadır. devlet taşağı yalayan bir zihniyet için sosyolojinin bu minvalde değerlendirilmesi olağan. tabi görünmeziz diye oturup ağlayacak değil kimse. zîra birileri yerinde sayıyorsa da bilim yerinde saymaz.