bugün

Yoktur böyle bir şey. Olanı için:

(bkz: sosyalist fakirleşme)
devletçi taksimatın esas alındığı kalkınma, ya da bir başka şekilde ifade edersek çöküş modeli. halkının kendi topraklarını sürme, ekme, biçme yetkisini elinden alıp fakirleştiren bir sistem de denebilir. liberalizm karşıtlığı varlığının teminatıdır, yaşam kaynağıdır.
(bkz: brezilya)
avrupa'nın en köylü ülkesini uzaya mekik gönderir duruma getirir.

zenginleşmeyi nüfusun %10 u bmw ye binerken %90 ının ip üstünde olmasını anlayanların tersine, herkese bir iş, başını sokacak bir ev ve gelecek güvencesi sağlar.

beğenmeyenler kapitalist belirsizlik ve serbest rekabet ormanında yem olmakta özgürdür.

(bkz: işsizlik oranının şubatta yüzde 16 1 e yükselmesi)

(bkz: işsizlik oranının nisan ayında yüzde 14 9 olması)
küba belgeseli ile daha iyi anlaşılan model. 50 yıldır "bekle oğlum kral olacaksın" diye diye uyutulan bir halkın "fidel bize ev sözü vermişti, toprak reformu sözü vermişti halen daha bekliyoruz" feryatlarını duymamıza neden olan kalkınma. nasıl kalkınmaysa!

edit: piyasada devlet tekeline karşı değilim, sosyalizm'e karşıyım.
(bkz: sosyalizm bitti abi ya)
kalkınmadan kastı süper güç olma olanlar için olmayan kalkınmadır.
(bkz: lock gelecek hepinizi öpecek)
Uzaya mekik gönderen ama açlıktan 1 milyon ukraynalıyı öldüren "kalkınma"dır.

BMW'yi üretememektedir ki, bmw'ye binsinler. Sosyalistlerin üretebildiği bmw ise ancak lada'dır.

(bkz: lada)
(bkz: sovyet arabaları)

Lada çalışanlarının ücretleri ile bmw içsininin ücretlerini ise hiç karşılaştırmıyorum.
öncelikle vatandaşı patronların insafından kurtarmaktır. eğitim , sağlık gibi temel ihtiyaçların güvence altına alınmasıdır , bu konularda eşitliktir. zenginliğin yüzde 1 -2 lik elitlerin elinden alınmasıdır. bu model günümüzde latin amerika ülkeleri tarafından uygulanmaktadır. misal biz hala imfnin bir tarafını nasıl yaşasak diye düşünürken, brezilya imfye olan borçlarını kapatmış ve kalkınmada büyük yol kat etmiştir.

kapitalist kalkınmanın masumluğunu görmek isteyenler. ırak a bakın, afganistan a bakın,afrikaya, cezair e bakın. oralarda kaç milyon kişi ölmüş acaba? o kadar uzaga gitmeyelim hocu derseniz, tuzla ya bakın.
Eğitim ve sağlık gibi hizmetleri verip halkı baskı altında yaşatmaktadır. Kaldı ki o eğitim ve sağlık hizmetlerinin kalitesi de tartışmalıdır. Dünyanın en iyi 100 üniversitesi arasında kaç tane sovyet üniversitesi vardı acaba? Kaç rus akademisyen, sovyetlerden kaçıp avrupa ve abd'ye sığındı acaba?
SSCB'nin dağılmadan önceki kişi başı gelirine, doğu almanya'nın insan hakları ihlaline, küba'dan her sene kayıklarla kaçmaya çalışan binlerce insana bakıyorum ve böyle bir kalkınma göremiyorum.

gördüklerim şunlar:

(bkz: baskı)
(bkz: zulüm)
(bkz: verimsiz ekonomi)
(bkz: fakirlik)
(bkz: petrol fiyatlarına bağlı ekonomi)
otoyolda 200 basayım diye araç üretmeyen bir kalkınma modeli. bmw üretmiyor, satayım kar edeyim diye gereğinden fazla otomobil bile üretmiyor, satamayınca o fabrikadaki işçileri kapı önüne koymamak için. onun yerine çok katlı metro sistemleri üretiyor. evine işine rahat ve hızlı bir şekilde gidip gelebiliyorsun. yaptığı ladayla da arka koltukta manita yiyemiyorsun ama birkaç litre benzinle ankara'dan istanbul a gidebilirsin.

"devlet kooperatifler kurup malımızı ürünümüzü elimizden ucuza alacak, biz de ürünümüz üzerinde spekülasyon yapıp karaborsadan vurgun yapamayacağız iyisi mi buğdaylarımızı saklayalım ya da yok edelim" zihniyetiyle milyonlarca insanın hayatına kastetmek te "komünizmin kara kitabı"nda kendisine havale edilen trajedilerden biridir.

refah düzeni dediği sistem kendi anavatanında çatırdıyor, adamlar yüzsüz yüzsüz devletten bankaları kurtarması için para istiyor. yani kapitalizmin kendisi bile kıçı sıkışınca serbest piyasa falan dinlemiyor devlet müdahalesi dileniyor. bizim buradakiler hala kapitalizmin refah getirdiğini zannedip olmayan beyinleriyle sosyalizmle dalga geçiyor.

öte yandan bu kapitalizmin ahlakı da öyle eğlencelidir ki, adam hem koca bankayı ve şirketi batırıyor; sonra da bunların pisliğini temizlemek için ayırtılan fondan kendi maaşlarını ve primlerini talep ediyor. (bkz: lehman brothers)

aloo, işsizlik diyorum, yüzde 13.8 küçülme diyorum canım kardeşim.

bmw ye binecek parası olanların ihtiyacı olmayan kalkınma.
sosyalizm halk için, halkın maddesel haklarını gözetmeyen ama maddeci bir kurguda gelişmesi çelişki doğurmasından öte, özel mülkiyet düşüncesine göre, ani değişim dönemlerinin arasına serpiştirilmiş tedrici değişim dönemleri her zaman olacaktır. gebelik döneminde tedrici bir gelişim dönemi görülür, sonunda ise son derece hızlı bir gelişim dönemi. aynı durum toplumun gelişiminde de geçerlidir. Marksistler sık sık bu gebelik benzetmesini savaşların devrimlere dönüşümünü tarif etmek için kullanmışlardır. bunlar toplumsal gelişme içinde nitel sıçramaları temsil ederler; ama onlar da toplumdaki nicel çelişkilerin birikimiyle ortaya çıkmış halleri gibi olduğundan üretimsel bir kabızlığa neden olur.

sosyalist kalkınma teoride, yadsımaların insanlık tarihinin ilk dönemlerinde sınıflı toplumun gelişmesi, daha önceki sınıfsız toplumun yadsınmasını temsil ediyordu. ve gelecekte liberalizm daha gelişimiyle birlikte, bugünkü sınıflı toplumun yadsınması demek olan başka bir sınıfsız toplum göreceğiz inşalla. Yani üretimsel yadsımanın yadsınması yasası yalnızca bir sistemin doğarken başka bir sistemi yok olmaya ittiğini söyler. Ama bu yeni sistemin kalıcı veya değişmez olduğu anlamına gelmez. o da toplumda daha sonra görülecek gelişme ve değişim süreçleri sonucunda yadsınır. nasıl sınıflı toplum sınıfsız toplumun yadsınmasıysa, komünist toplum da sınıflı toplumun yadsınması olacaktır yadsımanın yadsınması da aslında emperyal düzlemde olur.
kalkınmadan anlaşılan yönetim seviyesindeki zatların kalkınması ise, elbette sosyalist kalkınma söz konusu değildir.

bizim kalkınmadan anladığımız, genel olarak halkın kalkınması ise söz konusu olan, sosyalist kalkınma bugün dünyanın hala çok ihtiyaç duyduğu kalkınma modelidir.
Vakti zamanında çok yapılan bir fıkra vardır:

Bir Lada'nın fiyatını ikiye katlamak için ne ayaprsın?
Cevap: Benzin deposunu doldururum.

Böyle bir kalkınmadır sosyalizm. Kasapta et bulunmaz, buğday ambarında buğday olmaz. Ürettiği araba bir halta benzemez. Metro üretiyormuş. Yaptığı metronun kalitesi eğer batıdan insanlara yaptırılmadıysa yerlerde sürünüyordur büyük ihtimalle.

Kapitalizmin bitiyormuş ayrıca. Birkaç tane bankanın battığı, gelgitlerden birini yaşıyor dünya. Merak etme kapitalizm sosyalizm değil. Sosyalizm gibi verimsiz ,işe yaramaz bir üretim modeline dayanmıyor. bir kaç aptal bürokratın koskoca fabrikayı bir işadamından iyi yöneteceğine kimse inanmaz kapitalizmde.

sosyalist ülkelerden göç için ise sadece şu örnek bile yeterlidir:

(bkz: berlin duvarı)
işçilerin değil devletten geçinen bürokratların ve asalakların kalkınmasıdır. SSCB'de bir işçi kaç para alıyormuş, bir avrupalı işçi kaç alıyormuş acaba? Bir AVrupalının ürettiği malın kalitesine bak bir de rus işçisinin ürettiği dandik ürünlere.

sosyalizm ancak bürokratları ve tembel asalakları kalkındırır. ortlama insanı değil. olsaydı bütün insanlar, ab ve abd'ye değil, küba gibi ülkelere giderdi. ama tam tersi. küba'ya pedofillerden ve romantiklerden başka gideni duymadım şahsen.
Bittiğini iddia edenlerin sosyalizmi ne zaman yaşadıklarını çok merak ettiğim bir konudur.

(bkz: Sosyalizmi anlamak) *