bugün

(bkz: halk ı silahla korkutup devrim yapmaya çalışmak)
venezüella örneğinde olduğu gibi pekala mümkündür.
Öncelike özet geçerek konuşacağım. Sosyalizm tüm iktidarın koşulsuz şartsız komünist partiye geçmesi gerektiğini söyler. Sosyalizm hiç bir şekilde burjuva demokrasinin içerisinde seçimle veya kazandığı ufak zaferlerle nihai hedefine ulaşamaz. Tüm iktidarın sosyalizm'e sınıfın eline geçmesi gerektiğini kabul eder. Neden budur ki burjuva yani oligarşik devleti iktidarı sosyalistlere bırakıp çekip gidemez. Ancak zor durumda kaldığında yine çıkarlarını koruyacak şekilde barış elini uzatır, bunu tarihte hep yapmıştır. işte bu noktada komünist parti o ele kurşun sıkarsa komünist parti olduğunu kabul edebiliriz. Zira tüm devleti zaptetmesi ancak bir devrimci şiddet sonucunda bir savaş bir halk savaşı veya sınıf savaşıyla mümkündür.

Elbette ki sosyalistler kan dökmekten hoşlanmaz ama doğanın talanı halkların emeğinin talanına son vermenin başka yolu ve yöntemi yoktur. Oligarşi ancak şiddet yolu ile bertaraf edilir.

Eklemek gerektiğini düşündüm. Komünist parti kimseyi komünist yapmayı amaçlamaz yetiştereceği önderler dışında. Zira herkesin sosyalist olması ne mümkündür. Ayrıca sorunda oluşturur. Komünist parti sadece süreci keskinleştirir önderlerini sahaya sürerek kitleyi hareket ettirmede görevlendirir. Böyle bir yanılgıya düşmeyelim. Zira bugün hala öğrenci hareketiyle iktidara yerleşebileceğini düşünen ''tkp'' gibi yoz partiler hala bulunmaktadır. Seçimle uğraşır hükümet muhalefeti yapmaya çalışır onlarıda beceremezler. Gerçek komünist partiler çok daha farklı çalışırlar.

Bugün ve tarihte gerçek bir komünist parti üyesi olmak yasadışı ve o kadar kolay olmayan bir durumdur.
(bkz: halk a rağmen)
troçki: ben size böyle mi öğrettim lan?

gorbaçov: devrim dediğin silahsız olur.

lenin: gerekirse silah olmalı.

stalin: her şey silahla olur lan. silahsız hayat bile olmaz.
aklı başında marksistlerin şu günlerde düşündüğü, 'sosyalist devrimin silahlı mı silahsız mı olacağı' değil daha ziyade hiç olmayacağı yönündedir.

dünya, kaba kuvvet defterini en azından gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler bazında kapatmıştır. bu bağlamda, 'otoriter devlet' kavramı da önem ve değerini günden güne yitirmekte, insan odaklı ve bireysellikten toplumsallığa doğru gelişim ve bilinçlenme süreci ise gün be gün önem kazanmaktadır. bu durumu değiştirmeye yönelik, silahı alıp bir gecede devrim yapma ve o devrimleri kısa bir sürede rayına oturtma çabası göstermeye kalkabilecek küçük gurupların, ellerindeki kalaşnikofları alıp münasip bir yerlerine sokabilecek bir sistem de oturtulmuştur.

hal böyle iken, çağın gereklerine ayak uydurmak, denenmiş-tutmamış, insan unsurunun ve öznel değerlerinin atlanması nedeniyle de tutması pek mümkün görülmeyen bir takım köhneleşmiş düşünce kalıplardan kurtulup mevcut duruma göre konumlanmak ve bu durum içerisinde neler yapılabileceğine bakmak en doğru yol olarak görünmektedir.

günümüz anarşist komünist ve marksist liberallerinin ortak kanısına göre komünizm; sosyalist bir geçiş rejimi ve otoriter bir sosyalist devlet olmaksızın, dünya üzerinde yaşayan insanların ortak ve yüksek bir bilinçlenme düzeyine erişmesinin ve bilgi toplumları haline gelmesinin ardından, kansız, darbesiz ve doğal bir geçiş sürecinde kendiliğinden hakim olacaktır.

edit: anarko komünist > anarşist komünist.
kansız devrim olmaz dedirten durum.
çünkü bir sosyalist her ne kadar düşüncesine bağlı olsa bir emperyalist de aynı derece bağlı olabilir yani kan gereklidir ama o devrimi yapan gruba bağlı olarak ne kadar az kan akacağı tartışılabilir.
Marx, "barışçıl yollardan sosyalizme geçiş"i Kara Avrupa'sından tamamen farklı ve de çok değişik özelliklere sahip ingiltere ve Amerika için, bir ihtimal olarak öngörmüştür.
Bir kere, bu tarihlerde her iki ülkede de kapitalizm, diğer Kara Avrupası ülkelerinde olduğu gibi "serbest rekabetçi" dönemi içindeydi. ikinci olarak, özellikle ingiltere, ülkenin geleneksel siyasi özgürlüğünün bir sonucu olarak, Kara Avrupasına nazaran kültür düzeyi yüksek ve nüfusun içinde yoğun bir ağırlığı olan, sendikalarda iyi örgütlenmiş bir proletarya sınıfıyla, uzlaşma geleneğine sahip -kolayca satın alınabilecek- bir kapitalist sınıfa sahiptir. Bu niteliklerinin yanında güçsüz, az gelişmiş bir bürokrasi ve militarizme sahip olması nedeniyle ingiltere'ye ayrıcalık Marx tarafından tanınıyordu. (Amerika'nınki de ingiltere'ye benzer). Nicelik ve nitelik olarak oldukça güçlü bir proleter sınıfa ve güçsüz bir bürokrasi ve militarizme sahip ingiltere'de devrime ihtilâlle değil, barışçıl yollardan geçilebilinirdi, Marx'a göre.
"O sırada, işçilerin ingiliz kapitalistlerine barışçı yoldan boyun eğdirmelerinin mümkün olduğu fikrini yaratan şartlar bunlardı" [6*] diyen, Lenin, tekelci kapitalist dönemde, tekel öncesi kapitalist dönem için doğru olan bu görüşün, değerini yitirdiğini söyleyerek, bu dönemde koşulların değiştiğini ve bu ülkelerde militarizmin ve bürokrasinin Kara Avrupası'nın ülkelerinden artık farklı olmadığını, bu nedenle diğer ülkelerde olduğu gibi Amerika ve ingiltere'de de sosyalist devrimin temel şartının ancak "şiddet" kullanarak, "devlet makinasının" kırılması ve proletarya diktatörlüğünün kurulması yoluyla sosyalizme geçilebileceğini ileri sürüyordu. (D
evlet ve ihtilâl, 51, 52 ve 53, 84'de detaylı bir biçimde açıklamaktadır Lenin).

http://kutuphane.halkcephesi.net/mahir/keskin1.html
sosyalist devrim zaten hayal olduğu için silahlı ya da silahsız olmasının bir önemi yoktur.
şiddeti öven bir söylem. olabilir, bir insan şiddet yanlısı olabilir. ancak birinci cümlede katledilmekten, işkenceye uğramaktan bahsedip bunlardan yakınıp, ikinci cümlede biz şiddet göstermekte haklıyız demek için embesil bir sosyalist olmak yeterli oluyor herhalde. beyinciği ile idare eden bu bünye düşünemiyor ki birileri de çıkıp '' sizin o faşist terör dediğiniz şeyi biz, bizi satanlara, arkadan vuranlara, hainlere karşı yaptık ve haklıyız tarih bizimle'' der.

bir de kendilerini düzen karşıtı sanmaları var bunların. aslan, sen anarşist değilsin öyle değil mi? o halde düzen karşıtı falan da değilsin. savunduğun düzen mevcut düzenin üzerinden kurgulanmış bir düzen ve senin karşı çıkar göründüğün bu düzenin parçası.

son olarak; halk düşmanlarına, vatan hainlerine, 1000 yıldır türkiye olarak bilinen toprak parçasının adını silah zoru ile anadolu yapmaya kalkanların mezopotamyalı beyinlerine doğrultacak bir namlumuz var.