bugün

Şimdi senin yüzün kalbime işlediğine göre, bakarım
Daha az onun göze çarpan özelliklerine kararan çerçevesinden
Orada ayva ve kavun, taze alev kadar sarı,
Yatar dikenli yıldız çiçekleriyle ve kancasıyla çobanın.
Ötede, bir bahçe. Orda, arsız rahatlıkta
Seyrederler Kurşun ve mermer şekiller gösterisini
isteksizce giden başka bir yazın daha
Tırpanlar asılı durmasına rağmen elma ağaçlarında.

Şimdi senin yüzün kalbime işlediğine göre, bakarım.

Şimdi senin sesin kalbime işlediğine göre, okurum
Siyah notaları duygusuz bir sayfanın üstündeki
Müzik kafesine niyetlenilmemiş müziği,
Simgeleri sallanan ve kanayan sözcüklerle karışan.
Porteler mekik gibi işlenir yalın
Basılmamış bir sessizlikle. iki kişilik bir rüyada
Fırtınayı hece hece okumalıyım, koşan akarsuyu.
Tempo çok çabuktur. Notalar yerlerini değiştirirler karanlıkta.

Şimdi senin sesin kalbime işlediğine göre, okurum.

Şimdi senin kalbin kalbime işlediğine göre, görürüm
Yük iskelelerini kocaman gemileriyle ve tepetabanlarıyla;
Donanımları, ve yükleri ve köleleri
Garip bir sahilde altında kırık bir gökyüzünün.
Ah, ayrılış değil, fakat bitmiş bir yolculuk!
Balyalar taşın üstünde durur; çapa ağlar
Kırmızı pası onun aşağıya doğru, ve uzun sarmaşık sürünür
Yanında tuz otunun, içinde uzayan güneşin.

Şimdi senin kalbin kalbime işlediğine göre, görürüm. *
sezen aksu - masum değiliz

Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer
Her gece
Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa
Koynuna
Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık
Herşeye
Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan
Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan

içindeki çocuğa sarıl, sana insanı anlatır
Eller günahkar
Diller günahkar
Bir çağ yangını bu bütün
Dünya günahkar
Masum değiliz hiç birimiz.