bugün

hayallerimin katili olan kızdır. evet bunu her zaman, her yerde, her yaşta, her sofrada anlatacağım ölene dek. ayakkabılarını giyip gelemeyecek kadar sevmedi, 10 dakikasını ayıramayacak kadar gelmedi, gelmedi işte. yüreğimin bir tarafı bu gelmeyişle kapandı. ne kadar seviyorsam o kadar nefret ediyorum bu yüzden ondan. geleydi 2 dakika gözlerinin içine bakıp hoşçakal diyeydik bile dedirtmedi. geleydi, oturup bir çay içseydik, çok özlemiştim. aradım gelmedi. hep bir bahane buldu. gelmedi. gelemediğini söyleyip beni ikna edecekti göya, sanki ben çocukmuşum gibi. sonra biletimizi kontrol edip terminale gidecektik. gelmedi, sanki ben kapı komşusuydum, her dakika onu görüp gülümseyerek usulca kapıyı kapatıyordum, ayıp olmasın diye o gittikten sonra. değildim lan, değildim. ben başka bir şehirin, başka semtlerin, başka sokakların çocuğuydum. son bir kere göreyim istedim ama o son gelmeyişi o kadar koydu ki, evin yolunu zor buldum. sabahın köründe hiçbir şey göremiyordum. eve geldim çantayı fırlattım sinirle, gittim elimi yüzümü yıkadım. aynaya baktım, yanaklarım titriyordu. o son gelmeyişiyle kaplanmıştı yüzüm. ''bu nasıl allahsızlık lan'' dedim. ben bu kadar severken bu nasıl bir umursamazlıktı. öyle zoruma gitmişti ki, üstüme dökülen meyve suyunun 1 hafta sonra farkına varmışım. o günleri nasıl atlattığımı bilmiyorum, allah yardım etti. o zaman anladım ki , sevdiğim kızın bile içinin çıkarılmış kadavradan bir farkı yok bu dünyada. her şey boş...

edit:imla.
sonsuz ayıp etmiştir. ayakları ellerinden daha acımasızmış.
güncel Önemli Başlıklar