bugün

platon (eflatun) tarafından kaleme alınmış, sokratesin mahkemedeki savunmasıdır. sokrates gençlerin beyinlerine nifak tohumları serpmek ve bölücülük suçlamalarından dolayı ölüm cezasına çarptırılmıştır. fakat asıl konu ileri gelenlerin kendi egemenliklerini tehlikeye atacak bir beyinsel gelişmeye karşı aldıkları önlemdir. Sokrates savunmasında bedensel her türlü ihtiyacın yanlış olduğunu, asıl hedefin saf ve doğru bilgiye ulaşmak olduğunu, yaşama ait her türlü somut olgunun bedenin arzularının bir sonucu olarak kişiyi yanlışa sürüklediğini ve Gerçekten önemli olanın yaşamak değil iyi yaşamak olduğunu, bunun da bilgi ile sağlanacağını anlatmıştır.
o zamanın atinasındadaki devlet ve hukuk sisteminin işleyişindeki saçmalıklara değinen bir kitaptır.
mükemmel bir kitaptır. herkesin okuması gerekir bu kitabı...
konuşmalarıyla gençleri yoldan çıkardığı düşünülen sokrates cezalandırılır ve platonun diliyle yaşanılan herşey anlatılır...
sokrates savunmasının sonunda ıctıgı baldıran zehırı ıle hayatına son vermıstır.
rivayetlere göre çok iyi olan savunmadır..sokrates in zamanında barcelona da oynadığı bilinmektedir..uzun boyuyla kafa toplarında çok başarılı olan sokrates tan "adam geçer top geçmez"di..
ayrıca (bkz: kel erkeklerin savunmaları) *
...
Belki şöyle diyecek biri bana:

Peki Sokrates, seni böyle ölüme sürükleyecek bir yaşam sürmekten utanç duymuyor musun?

Bu adama şu doğru yanıtla karşılık verebilirim:

Yanılıyorsun gönüldeşim. Bir adamın değeri nedenli az olursa olsun, ölürmüyüm kalır mıyım diye düşünmemelidir. Bir işi görürken doğru mu eğri mi davrandığını, yiğit bir adam gibi mi, yoksa ödlek bir adam gibimi davrandığını düşünmelidir.

Bölümüyle bana yuh dedirtmiş kitaptır.Güzeldir
(bkz: at sineği) örneklemi

'ben bir at sineğiyim, varoluş gayemse sizin miskin bedenlerinizin üzerine konarak hepinizi uyarmaktır. Sizler kuyruğunuzu oynatıp beni uçmaya mecbur bırakmak suretiyle uzaklaştırmaya çalışsanız da ömrüm birinizin bedeninden yükselip bir diğerine konmakla nihayet bulacaktır.'
zehri içmeden evvel karısıyla geçen dialog herkes tarafından özellikle ibret alınasıdır:

S.K- sokrates seni haksız yere yargılıyorlar, sen kötü hiçbir şey yapmadın ki?

S- eğer ki haklı yere yargılasalardı bu daha mı iyi olacaktı!!!
Sokrates, kendini bir şey biliyor sananlara sorular sordu ve onlara aslında bilmediklerini gösterdi sonra bu insanlar ondan cevap beklediklerinde ise en iyi bildiği şeyin hiçbir şeyi bilmediği olduğunu iddia edip geri çekildi, işte bu hal ve hareketler sokrates'in toplum içerisinde nefret edilen bir adam olmasını sağladı..Sonra zamanla bu nefret büyüdü ve iftiralar atılmaya başlandı işte bunlar da onun sonunu hazırladı, insanın lan pezevenk bir şeyi merak ediyorsun soruyorsun sonra taaa şeyinin şeyine kadar gidip bir şey bilmediğimizi ispat etmeye çalışıp insanları kafaya alıyorsun, kusura bakma ama amca sen hak etmişsin diyesi geliyor ama yine terbiye bizde kalsın..Ayrıca bu kitabın yazarı da öğrencisi platon'dur..
sokratın bir nevi intehar ettiğini öğrendiğim kitap. ibne olduğunu öğrendiğim için ise (bkz: sokratın karısı)
sokrates in ölerek yaşamının onurunu koruduğunu anlatan platon ve xenaphon tarafından aktarılan savunmadır.
öğrencisi pluton tarafından yazılmıştır.sokrates dönemin en önmeli filozoflarında biridir ,dönemim gençlerine dersler vermekte ,onlara hayatı sorgulamayı öğretmektedir bu konu da o kadar çok başarılı olmuştur ki ünü atina'yı aşar gençler düşüncelerinden etkilenirler,bu durum aymazların hoşuna gitmez sokratesi dinsizlikle ve bunu gençlere yaymakta olduğunu gerekçe göstererek tutuklarlar, sokratese bir tas dolusu zehir içmek suretiyle kendini öldürme cezası verilir,öğrencileri ve pluton onun kaçması için her türlü olanağı sağlar ama sokrat kaçmaz yasalara bağlı kalınması gerektiğini bu ceza eğer devlet tarafından konulan yasalarca veridiği için buna uymak zorunda olduğunu söyleyerek bir tas dolusu zehiri içer..
akıllara sokrates ve karısı ile ilgili fıkrayı getiren savunma da olabilir.

fıkra:

bir gün sokrates eve gelmiş , her zamanki yerine geçmiş ve çalışmaya başlamış. yine kendi dünyasına dalmış ve bu dünyadan soyutlanıp felsefenin engin dünyasında yol alırken , sokrates'in karısı başlamış şikayet etmeye. ilk başlarda kendi kendine konuşuyormuş , sözüm ona sokrates'ê duyurmak için sesini... daha sonra direkt sokrates'e dönmüş ve yüzüne karşı hayıflanmaya ve şikayetlerine devam etmiş. bağırıp çağırıyormuş fakat sokrates hiç ses çıkarmıyormuş. karısı gelmiş , sokrat'ın başına dikilmiş ve

- bre adam! sabahtan beri sana diyorum! neden hiç konuşmuyorsun? bir şey söyle bari... bıktım kendi kendime konuşmaktan , konuş be adam!

demiş. kayış iyice kopmuş kadında fakat sokrates yine oturduğu yerden kalkmamış ve ilgilendiği işe devam etmiş...
birden karısı gözden kaybolmuş bir hışımla. sokrat yine umursamaz bakmamış bile arkasından.
derken kadın birden elinde bir kova suyla çıkagelmiş ve geldiği gibi suyu sokrates'in kafasından aşağı boşaltmış!!!
sokrates yine sakin. karısı demiş ki:

- buna ne diyeceksin bakalım?

sokrates kapağı kapatmış:

- bunca gök gürültüsünden sonra bir yağmurun geleceği belliydi zaten...

demiş ve hafifçe gülümsemiş...

(bkz: canını yerim sokrates)
(bkz: arkandayım sokrates)
(bkz: erkek beeeeee) *
ayrıntılı bilgi için: http://www.biyografi.info...ates?PHPSESSID=4312f327d3
öğrencisi pluton tarafından yazılmıştır.sokrates dönemin en önmeli filozoflarında biridir ,dönemim gençlerine dersler vermekte ,onlara hayatı sorgulamayı öğretmektedir bu konu da o kadar çok başarılı olmuştur ki ünü atina'yı aşar gençler düşüncelerinden etkilenirler,bu durum aymazların hoşuna gitmez sokratesi dinsizlikle ve bunu gençlere yaymakta olduğunu gerekçe göstererek tutuklarlar, sokratese bir tas dolusu zehir içmek suretiyle kendini öldürme cezası verilir,öğrencileri ve pluton onun kaçması için her türlü olanağı sağlar ama sokrat kaçmaz yasalara bağlı kalınması gerektiğini bu ceza eğer devlet tarafından konulan yasalarca veridiği için buna uymak zorunda olduğunu söyleyerek bir tas dolusu zehiri içer..
(selsuyuna, 09.03.2007 14:58)
?
erdem dersidir...
sevgili hocamın hediye ettiği ve daha yeni başladığım kitap.çok güzel olduğu rivayet ediliyor.
sokrates'in atinalı gencleri cezbettigi bahanesiyle onu kıskanan diger dusunurlerin ona dava acması sonucu gelisen olaylar kapsamında sokrates'in kendini mahkemede savunmasını anlatan iyi bir kitaptır.
çok yavşakça yapılmış (belki de kaleme alınmasında sorun vardır, nitekim Xenophones başka türlü anlatmaktadır durumu) bir savunmadır. mahkeme heyeti sokratik ayağı yememiştir...
sokrates'in olumunden once mahkeme konusmasi. platon tarafindan kaleme alinmistir.

Güçlük, dostlarım, ölümden kaçınmak değil, ama haksızlıktan kaçınmaktır; çünkü o ölümden daha hızlı koşar. Sizin istediğiniz gibi konuşup yaşamaktansa, kendim gibi konuşup ölmeyi yeğlerim.

Beni suçlayanların üzerinizde nasıl bir etki bıraktıklarını bilemem, Atinalılar; ama öylesine inandırıcı konuştular ki, neredeyse bana kendimi unutturdular; ve gene de söylediklerinin hemen hemen tek bir sözcüğü bile doğru değil. Ama söyledikleri sayısız yalan arasında beni en çok biri şaşırttı: Sizlere benim tarafımdan aldatılmamak için kendinizi kollamanız gerektiği çünkü çok inandırıcı bir konuşmacı olduğum söylendi. Aslında ağzımı açar açmaz büyük bir konuşmacı olmaktan nasıl uzak olduğumu göstereceğimi bile bile bunu söylemeleri bana çok utanmazca göründü?hiç kuşkusuz usta bir konuşmacı ile demek istedikleri şey gerçekliği dile getiren biri değilse. Ama demek istedikleri buysa, usta bir konuşmacı olduğumu kabul ederim, hiç kuşkusuz onlarla aynı tarzda olmamak üzere. Evet, dediğim gibi, söyledikleri arasında gerçek tek bir sözcük bile yok; ama benden yalnızca gerçeği işiteceksiniz. Gene de, Atinalılar, onlarınki gibi güzel sözlerle ve deyimlerle süslenmiş bir konuşma biçiminde değil. Hayır, hiç de değil; benden duyacaklarınız dosdoğru o anda aklıma gelen sözler ve uslamlamalar olacaktır; çünkü söylediklerimin haklılığına inanıyorum. Aslında, benim gibi yaşlı bir insana sizlerin karşısına sözlerini hoş göstermeye çabalayan genç bir söylevci gibi çıkmak yakışmaz?ve kimse benden bunu beklemesin. Ama, Atinalılar, sizlerden bir ricada bulunmam gerekiyor: Eğer kendimi alışıldık tarzımda savunursam, ve eğer pazar yerlerinde ya da başka yerlerde kullanma alışkanlığında olduğum sözleri kullandığımı duyarsanız, şaşırmamanızı ve bu yüzden sözümü kesmemenizi isteyeceğim. Çünkü yaşım yetmişin üstünde, ve şimdi ilk kez bir mahkeme önüne çıktığım için buranın diline oldukça yabancıyım. Bu yüzden bana sanki gerçekten de bir yabancıymışım gibi, eğer büyürken işittiği kendi lehçesinde ve kendi ülkesinin tarzında konuşursa bağışlayacak olduğunuz biri gibi bakmanızı istiyorum. Sizlerden haksız bir istekte mi bulunuyorum? Lütfen tarzıma aldırmayın, iyi olabilir ya da olmayabilir; ama yalnızca sözlerimin haklı olup olmadığını düşünün ve yalnızca bunu dikkate alın. Çünkü yargıcın erdemi budur, tıpkı konuşmacının erdeminin gerçeği söylemek olması gibi.
Benim için doğru olan şey ilkin bana yöneltilen ilk yalancı suçlamalara ve beni ilk suçlayanlara karşı savunma yapmaktır, ve ardından daha sonraki suçlamalara ve suçlayıcılara geçeceğim. Bu ayrımı yapıyorum çünkü sizden önce birçokları tarafından yıllarca yalan yanlış suçlandım; ve bunlardan Anitus ve arkadaşlarından olduğundan daha çok korkarım, üstelik onların da kendi yollarında oldukça tehlikeli olmalarına karşın. Ama sizleri daha birer çocukken yakalayıp kafalarınızı bana karşı doğru olmayan suçlamalarla dolduran ötekiler çok daha tehlikelidir. Bunlar bir Sokrates'ten, yukarıda gökyüzündeki şeyler hakkında kafasını yorup aşağıda yeraltındaki şeyleri araştıran, zayıf uslamlamayı kuvvetliye çeviren bir bilge insandan söz ettiler. Beni korkutan suçlayıcılar bu masalı yayanlardır, Atinalılar; çünkü onları dinleyenler böyle şeyleri araştıranların tanrılara tapınmaya bile inanmadıklarını sanırlar. Dahası, bunlar sayıca kalabalıktır, ve bana karşı suçlamaları eskilere gider, ve üstelik bu suçlamaları onlara en kolay inanabileceğiniz çağda yaptılar?çocukluğunuzda, ya da belki de gençliğinizde; ve yargı gıyaben verildi, çünkü beni savunacak kimse yoktu. Ve tüm bunların içinde en usdışı olanı suçlayıcılarımın pekçoğunu tanımamam ve adlarını bile bilmememdir?tek bir durum, bir güldürü ozanının2 durumu dışında. Kıskançlık ve çekememezlikten sizi bana karşı döndürmüş olanların tümü?ki bunlardan bir bölümü yalnızca başkalarından duyup inandıklarını yinelemişlerdir?, tüm bu insanlar uğraşılması en güç olanlardır; çünkü onları buraya getirtemem ve yakından sorgulayamam; bu yüzden kendimi savunmak için bir bakıma gölgelerle savaşmak ve yanıtlayacak kimse yokken sorgulamak zorundayım. O zaman lütfen, söylediğim gibi, karşıtlarımın iki sınıfa düştüğünü anımsayın; birinciler suçlamalarını şimdi getirmiş olan yeniler, ötekiler çok önceden getirmiş olan eskiler. Ve umarım kendimi ilkin ikincilere karşı savunmamın yerinde olduğunu kabul edeceksiniz, çünkü bunların suçlamalarını yenilerden çok daha önce ve çok daha büyük bir şiddetle yaptıklarını duydunuz. Evet, şimdi savunmamı yapmalıyım, Atinalılar, ve böylesine uzun bir zamandır kafalarınıza yerleştirilen bu iftirayı elimdeki bu kısa sürede gidermeye çalışmalıyım. Aslında eğer benim için olduğu gibi sizler için de iyi olacaksa bunu başarabilmeyi ve savunmamda başarılı olmayı isterim. Ama sanırım bu güç olacak, ve görevin doğasının ne olduğunu çok iyi anlıyorum. Ne olursa olsun Tanrının istediği olacaktır, ve şimdi yasaya boyun eğmeli ve savunmamı yapmalıyım.

Şimdi baştan alarak bana yöneltilen iftiraya yol açan ve gerçekte bana karşı bu davayı açarken Meletos'un inandığı suçlamanın ne olduğunu soracağım. Evet, suçlamacılar beni suçlamak için neler dediler? Onları sanki savcılarımmış gibi görelim, ve yeminli bildirimlerini ben okuyayım: ''Sokrates herkesin işine burnunu sokan bir suçludur, yerin altındaki ve gökteki şeyleri araştırır, zayıf uslamlamaları güçlü kılar ve yukarıda sözü edilen öğretileri başkalarına öğretir.'' Suçlamaların doğası böyle birşeydir, ve bunları Aristofanes'in komedisinde kendiniz gördünüz. Bir Sokrates sunar ki, ortalarda dolanıp havada yürüdüğünü söyler ve haklarında az ya da çok hiçbirşey bilmediğim konular üzerine bir yığın saçma sapan sözler eder. Eğer [fizikle ilgili] bu konularda bilgili olanlar varsa sanmasınlar ki bunu söylerken bu tür bilgiyi küçümsüyorum. Eğer Meletos bana karşı böylesine ciddi bir suçlama getirecek olsaydı, bu beni gerçekten çok üzerdi! Ama, ey Atinalılar, işin aslı bu [tür fiziksel] konularla hiçbir ilgimin olmadığıdır. Burada bulunanların pek çoğu bunun doğruluğuna tanıktır, ve onlara, beni söyleşilerimde dinlemiş olan pekçoğunuza sesleniyorum. Anlatın o zaman; şimdi birbirinize aranızdan birinin beni bu tür konular üzerine ister uzun uzadıya olsun isterse kısaca birşeyler söylerken duyup duymadığını söyleyin. Yanıtlarını duyuyorsunuz. Ve bundan kalabalığın hakkımda söylediği başka şeylerin de doğru olmadığını anlayacaksınız.

Ama gerçekte bunların hiç birinin doğru olmaması gibi, eğer birinden benim insanları eğittiğimi ve karşılığında para aldığımı duymuşsanız, bu da doğru değildir. Gene de, eğer biri gerçekten de insanları eğitebilirse bence bu iyi birşeydir. işte Leontiumlu Gorgias, Keoslu Prodikus, ve Elisli Hippias. Bu insanların her biri herhangi bir kente gidebilir ve gençleri onlara karşılıksız öğretim verebilecek olan kendi yurttaşlarını bırakıp kendilerine katılmaya, bunun için para ödemeye, ve bunun üstüne bir de minnettar kalmaya inandırabilirler.

Aslında bu sıralar burada bir başka bilge, Atina'da kaldığını öğrendiğim Parioslu biri var, ve onu duymam şöyle oldu. Bir gün Sofistlere dünyalar denli para ödemiş biriyle, Hipponikus'un oğlu Kallias ile karşılaştım ve iki oğlu olduğunu bilerek şunları sordum: ''Kallias,'' dedim, ''eğer iki oğlun iki tay ya da iki buzağı olmuş olsalardı, onlara bir bakıcı bulmamız güç olmazdı. Onlara bir at yetiştirici, ya da belki de bir çiftçi tutardık ve onları kendilerine özgü üstün yanlarında güzelce ve eksiksizce yetiştirirdi. Ama insan olduklarına göre, onları kimin yetiştirmesi gerektiğini düşünüyorsun? Kim bir insanın ve bir yurttaşın erdemlerini bilir? Bu konuda düşünmüş olmalısın, çünkü oğulların var. Böyle biri var mı yok mu?'' ''Var,'' dedi. ''Kimdir o,'' dedim, ''ve nereden gelir ve öğrettikleri için ücreti nedir?'' '' Evenos'' dedi, ''Parios'tan, sevgili Sokrates, ve beş mina.'' Ve Evenos mutlu biri olmalı, dedim kendi kendime, eğer gerçekten de bu bilgelik ondaysa ve böyle alçakgönüllü bir ücretle öğretiyorsa. Eğer aynı şey bende olsaydı, en azından burnu büyük ve kendini beğenmiş biri olurdum; ama işin gerçeği benim bu tür bir bilgimin olmadığıdır, ey Atinalılar.

O zaman, Atinalılar, belki de aranızdan biri çıkıp bana şunu söyleyebilir; ''Evet, Sokrates, ama sana karşı getirilen bu suçlamaların kaynağı nedir? Yapmakta olduğun tuhaf birşey olmalı. Eğer başkaları gibi olmuş olsaydın, hakkında tüm söylentiler ve konuşmalar hiçbir zaman doğmazdı. O zaman nedir bunların nedeni, söyle ki hakkında yanlış bir yargıda bulunmayalım.'' Bu bana bütünüyle haklı görünüyor, ve bana böyle yanlış bir ün kazandırmış olanın ne olduğunu açıklamaya çalışacağım. Lütfen kulak verin. Ve belki de kimilerinize şaka yapıyor gibi görünsem de hiç kuşkunuz olmasın sizlere bütün gerçeği anlatacağım.

Atinalılar, bu ünü bana kazandıran yalnızca bir tür bilgelikten başkası değildir. Ne tür bir bilgelik diye sorarsanız, yanıtım bunun belki de insan bilgeliği olduğudur, çünkü gerçekten de bu düzeye dek bilge olduğuma inanıyorum. Buna karşı sözünü ettiğim kimselerin insan-üstü bir bilgelikleri olabilir; ama bunu nasıl tanımlayabileceğimi bilmiyorum, çünkü bende böyle bir şey yok; ve kim bunu bildiğimi söylerse yalan söylüyor ve bana karşı önyargı yaratmak için konuşuyor olacaktır. Ve lütfen burada sözümü kesmeyin Atinalılar, üstelik size övünüyor gibi görünsem bile; çünkü söyleyecek olduklarım benim kendi sözlerim değildir. Size güvenilmeye değer bulacağınız bir tanığın sözlerini aktaracağım.

edit: boyle gider.. sayin moderatorlerime duzeltme icin tesekkur ederim.
ölerek yaşamanın onurunu korumak.
(bkz: sokrates in kiz istemeye gitmesi) *
kesinlikle herkesin okuması gereken kitaptır.
9 ŞUbat 2008 Cumartesi günü saat 16:00'da izmir Alsancak'ta, "Kıbrıs Şehitleri Cad. Muzaffer izgü Sokak no:5"te bulunan "aktiffelsefe yeni yüksektepe kültür derneği" adlı mekanda yapılacak ücretsiz konferansta ele alınacak durumdur. ilgilenenlere duyurulur...
http://izmir.yeniyuksektepe.org.tr/