bugün

durakta, yolda, hayatta ilk defa görüldüğü halde, aileden biri gibi davranıp, akıl veren teyzelerdir.

-kızım, çıkarsana çocuğun başındaki bereyi.
-çıkaramam teyze, çocuk titriyor, doktora götürüyorum.
-vah vah. nesi var? ıhlamur içir ona.
(iyi ki söylemiştir, akıl verdiği kişi embesildir. otuz kırk yaşına kadar ıhlamur denen şeyi duymamıştır. teyze, hayat kurtarmıştır. belki de doktora gerek yoktur.)

iki kişi yürümektedir.
1.kişi: ay tırnağım çok kötü düşecek galiba.
2.kişi: çok kötü görünüyor.
yoldan geçmekte olan teyze: aaa ne oldu tırnağına yavrum?
1.k: düşecek galiba teyze.
teyze:bant tak ona.
büyük olasılıkla yalnız yaşayan teyze modelidir.çenesine vurmuştur bu durum.müdahale değil; idare edilmelidir.
(bkz: evladim donun gorunuyor)
iki kişi yolda yürür ve yandan geçen teyze;
teyze: göğsünüzü kapatın üşütüceksiniz
-oeh
teyze: kapat çocuğum kapat
+tamam teyze

sonra yola devam edilir

-kadın manyak galiba
+ne?o senin akraban diil miydi?
-yoooo,hatta ben önce senin tanıdık sandım
+hay .... manyak mıdır nedir?
evet belki fazlasıyla meraklı, çok konuşan, bilmiş ve sinir olunası teyzelerdir.

ama bir kez başka bir açıdan düşünsek, hangimiz yolda yürürken rasladığımız bizi ilgilendirmeyen şeylere burnumuzu sokarız. (bazı istisnalar var tabii, kayıtsız kalınamayacak haller hariç)

bu etrafla ilgilenme hali; yaşlılığın güçsüz bir bedene mahkum ettiği, gençken sahip olduğu ilgi ve meraka hala sahip olan ve bunu yaşanmışlık deneyimi ile de güçlendirmiş bir insanın, hayata tutunma çırpınışları olamaz mı?

bu insan, bir zamanlar senin benim kadar dinç, güçlü, dediği dinlenilir, saygı gösterilir bir insan değil miydi? şimdi bu halden emekli olduğunu kabul etmesini beklemek biraz acımasız değil mi?

evet, belki kendi yaşlılığıma yatırım yapıyorum, ama madem biz kendimizi daha yetkin görüyoruz, bu duruma hoşgörü göstermek de bize düşmez mi?

hem bazen ummadığın bakış açıları ve deneyimlerle zenginleşmekte mümkün. en kötü olasılıkla kaybedeceğin biraz zaman. ama bir insanın kendisini iyi hissetmesini sağlamak da bir kazanım değil mi?

evet, ben bilirim edası sevimsiz, ama aynı hissi, çocukken büyüklerin buyurgan davranışlarına karşı da hissetmedik mi?

özetle, aşırı bağnaz bir tutum sergilemedikleri sürece ben sabırla dinlemeye çalışırım.
çoğu zaman iyi niyetli olan teyzelerdir.
hava soğukken belinizin açık olduğunu görürse "üşütürsün kızım/oğlum" der, zira kendisi zamanından üşütmüş veya belinden rahatsızlık geçirmiştir.
en uca gidip ayaklarınızı denize doğru salladığınızda "dikkat et düşersin" der, istemez kimsenin oradan düşmesini.
en nihayetinde paylaşır düşüncesini, iyi kalplidir kimsenin onun söylediği şeyleri "her işe burnunu sokmak" olarak algılayacağını düşünmez. kimi zaman çekilmez ve/veya gereksiz görülse de saygı duyulası kişiliktir.
65 yılı askın bır suredır dunya uzerınde yasamsal faalıyetlerını surduren dısı ınsan. nedendır bılınmez yasını basını almıs bu teyzelerın duyma problemlerı erkek olanlarına gore daha sık meydana gelmekte.poliklinikten edinilen tecrube.
-gecmıs olsun teyze,neyın var,
-heee,
-neyın var ne oldu dıyorum,
-duymuyorum evladım bıraz bagır,
-boynunan ne oldu dıyorum sısmıs bıraz(boynun ortasında kocaman bır sıslık mevcut)
-anlamıyorum kı cocugum(kısık sesle kendı kendıne)
-teyze,tumor dıyorum ne zamandan berı var(sabrın sonu tonlamayla)
-ne bılıyım cok oldu,
-nasıl ne bılıyım yav,
-heee,
-hay kulagına kedı ısesın teyze ya,bogazım patladı burda,
-yok yok kedım yok benım, **
sokakta olmayanı da mevcuttur. türksel reklamında ayakkabı alan dişicana karışan yaşlı teyzedir.
- çok konuşuyosun çok para gidiyo
+ hebele hüp hüp
- ben de onu diyorum. çok konuşuyosun çok para gidiyo.
otobüste kolunu çekip yanına zorla oturtandan tut, yer verdiğiniz de sülalesinden bahsedenden tut, oturduğunuz yere oturup sohbete başlayandan tut doludur bu teyzelerden. arkadaşınıza nezle olmuşum der demez başlar anneniz gibi olmaya. en garibi ineceğiniz yerde inicem teyze derken '' niye kızım böyle iyiydik'' diyen teyzelerdir.
"örtün, kapan, bu ne böyle" diyen karaçarşaflıları da mevcuttur.
otobüs durağında beklerken kızlara torunu ya da evde kalmış oğlu için potansiyel gelin olarak bakan tehlikeli insandır.
* kızlara, dikkatli ve hiç gözünü ayırmadan bakar.
* siz onun size bakması sonucu yaşlıdır yazık diyerek dudak ucu ile gülümsediğin an bitmişsindir.
* o da size gülümser ve bir kaplanın avına yaklaştığı gibi sessiz sessiz yaklaşır.
* sizi izlediği vakitte aklında hazırladığı soruları sıralamaya başlar.
- ne iş yaparsın?
- nerelisin?
- kaç yaşındasın?
- kaç kardeşsin? gibi.
evli misin diye sormaz çünkü yüzük olup olmadığını çoktan kontrol etmiştir. favorileri genelde öğretmen olur, bankacı ya da hemşire iseniz rahat bir soluk alabilirsiniz.
bu teyzeler kendini topluma adamış genelde yalnız yaşayan ki yalnız yaşamaları normaldir sigara içmenizden tutunda kulaklıkla dinlediğiniz müziğe kadar herşeye karışan herşeyden sorumlu devlet görevlisi gibi hareket ederler. en büyğk silahları sizi ayıplamalarıdır eğer çevredeki insanlarda teyzelere destek verirse bir anda ne olduğunu anlamadan linç edilme tehlikesiyle başbaşa kalırsınız.
herşeye karışa karışa mahallelinin kabusu olarak tanınan teyzedir.
kız arkadaşınız karşıdan geldiği zaman, araya maydonoz olan ve binlerce evlilikle alakalı nasihat veren teyzedir.
mahalledeki herkesi tanıyan ama adını asla bahşetmeyen, her zaman tecrübesini insanlarla aktarmaya çalışan, kedi ve köpekleri sürekli besleyen kişi.
her zaman temkinli, yaz kış yelekli, 1.50 boylarındaki karışması bile huzur veren büyüklerdir ancak yolda açıkta kalmış, yan gelmiş çamura batmışa bile karışan teyzenin evindeki torun olmayı kimse istemez. kısa zamanda kendisine benzetebilme yeteneği vardır.
bu teyzelere genelde manavda meyve seçerken rastlıyorum ben hep, "evladım hiç bilmiyorsun meyve seçmeyi, en kötülerini seçtin vallahi" diyorlar.
güncel Önemli Başlıklar