bugün

Sodom ve Gomore, istanbul’un işgal yıllarındaki yozlaşmış ahlak ve kıt düşünce anlayışlarını belirli zümreler üzerinden eleştirir. Bu yılları istanbul sosyetesi, Fransız ve ingiliz zabitler üzerinden anlatır. Romana, Geral adındaki ingiliz bir subay ile Leyla adındaki Türk kızının arasında gerçekleşen flörtten söz açarak başlar. Akabinde vurdumduymaz, banknot sever, mevkiye tapan ve yozlaşmış karakterler üzerinden romanın mimarisini oluşturur.

Söz konusu yapıt, Batı edebiyatlarından ve Kitab-ı Mukaddes’ten oldukça etkilenir ve bu yazınlara göndermeler yapmaktan geri durmaz. Romanda Yunan mitolojisinden ve Faust gibi unutulmaz eserlerden de esintiler görülür. Metinlerarası, zengin ve eleştirel dile sahip bir eserdir Sodom ve Gomore. Sodom ve Gomore; aynı zamanda Puşkin’in Yüzbaşının Kızı romanı tadında, tarih konulu bir belgesel niteliğinde ve yapmacıklıktan uzak bir yapıt.
yakup kadri karaosmanoğlu 'nun milli mücadele yıllarının panoramasını çizdiği romanı. istanbul'un kokuşmuşluğunu bu eser üzerinde eleştirir.
Edebi bir niteligi var mi merak edilen.
Lut kavmine olanların, günümüze uyarlanarak anlatıldığı Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yazdığı yakın geçmişe ait edebiyat romanlarındandır. Ne oldu, nasıl oldu, neden oldu sorularına cevap verebilir niteliğinde bir romandır.
Şezom ve omore adlı Lut kavmince iskan edilmiş bu iki lanetli şehre Eski ahit ve kuranda bolca değinilmiştir. Pompei gibi kalıntılarla desteklenmiyor olsa dahi bu sapkın kavimlerin ahvali birçok açıdan 'Günahkarlar' için sansasyonel ve ders niteliğinde olmuştur.

ibrahim Tanrısından sapkınlar için merhamet dilerken Tanrı, salt haz ve sapkın ilişkiler üzerine kurulu bu vadiyi yerle bir etmiştir.

"sonra tanrı, cennetten sodom ile gomore üzerine alev ve duman yağdırdı
ve o, iki şehre birden yıkım getirdi; bütün toprağı, insanları ve tüm yeşilliklerine kadar" (genesis 19: 24/25)

- "lut'u da (peygamber olarak kavmine gönderdik). o, kavmine şöyle demişti: "göz göre göre hala o hayasızlığı yapacak mısınız?"
-"siz ille de kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşacak mısınız? doğrusu siz beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz!"
(Kuran/neml süresi, 54-55)

Kendilerine gönderilen melekleri zorla, ahlaki ve dini normlara aykırı olarak alıkoymak isteyen kavim böylece cezalandırılmış ancak insanların hafızalarında oldukça canlı olarak tezahürüne devam etmişti.marquis de sade gibi bilinen örneklerin yanında Birçok yazar, ressam hatta din adamlarını etkileyip ortaya koyulan eserlerde derin izler bırakmıştır. Zira bu metinler bir mesaj taşımaktadır. Ve o mesaj insanoğlunun en karanlık noktalarına ışık tutmaktadır.

Sodom ve gomore şehirleri dini, ahlaki, sosyal, etik vb. hiçbir kaygı gütmeksizin yalnızca hazza dayalı düzenin yaratacağı kaosun ve yıkımın esaslı bir tezahürüdür. Sayıca çoğalarak doğaya hükmeden akabinde ise bilerek yada bilmeyerek ortak bir amaç için oluşturulan hayali/düşünsel lokomotiflerle harekete geçirilip birleştirilen insanoğlu için eşcinsellik dönem şartlarında türün intiharından başka bir şey değildir. Ve bu her devir için ziyadesiyle tehlikeli bulunmuştur. insanlar onbinlerce yıldır kendi istençleri doğrultusunda yahut evrensel aklın doğasına dair herhangi bir fikre sahip olmaksızın, yalnızca kendine ve yakın dönemdeki çıkarlarına hizmet etmek üzere gerçekleştirdiği eylemlerinin bir sonucu olarak yarattığı düzende, yaşamın ve bizatihi kendi doğasına aykırı koyduğu kurallar ve sınırlamalarla bir alüvyon birikintisi kadar girift olmuştur. içeriğinde lokomotif görevi gören değerler, bir bakıma gelenekler çeşitli Bölgelerden plato ve vadilerden kopup gelen toprak birikintileri kadar belirsiz, sınırsızdır. Sodom ve gomore ilahi bir ihtardır. Mevcut düzen, geliştirilen ahlaki normlar, kurallar insan doğasına ve hazza galip gelir. Sodom ve gomore insan eliyle yine insandan sakınılan mevcudiyetin direnişidir.
ibneliğin nirvanaya ulaştiği,bu nedenden dolayı tanrının gazabına uğramış,içindekilerle birlikte yok edilmiş bir yer.gizlenen saklı tarihte kazı çalışmaları sonucu taş olmuş insanlar bulunmuş ve gizlenilmektedir.
lut kavmini anlatan şehirler. evet.
"çatla sodom gomore patla bizans ve roma."
Yakup kadri'nin batı hayranlığını ve Osmanlı'nın son dönemlerindeki batı etkisini anlattığı başarılı roman.
dün kitabını kütüphane den aldığım ve yarın okulda sunmakla yükümlüğü olduğum geometri yazılısından dolayı okuyamadığım ve şu an da internetten bilgilerini aradığım kitap .
Hemen sımdı edebıyat dersınde ısledıgımız bır Yakup Kadrı eserı.
müslüman (!) türk halkının yarıştığı kavim.
Kiralık Konak'a karakterler bakımından benzemekte olan bir diğer yakup kadri karaosmanoğlu eseridir. kiralık konakta çağ çatışmasını işlerken sodom ve gomoreda ise kurtuluş savaşı yıllarını işlemiştir. Aynı Kiralık Konak kitabında olduğu gibi bu kitapta da bir aşk hikâyesi vardır. Kiralık Konak’taki Seniha bu kitapta Leyla; Hakkı Celis, Necdet; Servet Bey, Sami Bey olmuştur. Tabii ki bu benzerlik birebir değildir ama yazar çürümüşlüğü anlatmak için benzer roller biçmiştir .
bu 2 şehirden birinin adı alman adlı bir trash metal grubuna* aittir. gomore adlı bi grup var mıdır acaba?
ahlaksızlıklarıyla ünlü iki şehir.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Mondros Ateşkesi ile birlikte istanbul'a ayak basan itilaf donanmasının yarattığı ahlaksal ve manevi çöküntüyü, soysuz istanbul Sosyetesini ve eşcinsel ilişkileri eleştirel bir dille ele aldığı eseri.Hüküm Gecesi'nin devamı niteliğindedir.

Kitapta, 269. sayfadan başlayacak şekilde hoş bir Kurtuluş Savaşı Destanı da yazılmaktadır.O dönemde "yürüyerek bile altı günde alınamayacak olan izmir-Afyon arası mesafenin iki yüz bin nüfuslu; son teknoloji donatılmış yunan ordusuna karşı savaşarak altı günde kat edilmesinden" övgü ile bahsedilmektedir.

Bu bölümden bazı cümleler:

1."osmanlı saltanatı çökmeye başlayalıdan beri arkasında uzun bir bozgun dizisinin ağır ve paslı zincirini hafızası ve ruhuyla sürüklüyor.Bilmiyor ki, bu sefer susulan fakat her gözde, her sözde hissedilen zafer osmanlı saltanatının tarihine ait değildir.Anadolu'nun içinden yepyeni bir millet doğmuştur.Bu milletin, sarayının kafesleri arkasında titreyen aciz ve korku heyülasıyla, bu milletin Babıali denilen viranede uluyan yıllanmış baykuşlarla hiçbir ilgisi yoktur."(Kaynak:iletişim Yayınları, Yakup Kadri Karaosmanoğlu;Sodom ve Gomore s.269)

(2. ve 3. ve 4. alıntılar, itilaf donanmasından captain gerald jackson read'in annesine yazdığı mektuptan alıntıdır.)

2."Belki bizim hariciye erkanımız kadar diplomat olmayan, fakat, silah kullanmada, strateji kurmada herhangi bir avrupalı milletle boy ölçüşecek dereceye ermiş bulunan Türkler kılıçlarını sallayınca bütün tasarılarımız darmadağınık oldu."(Kaynak:iletişim Yayınları, Yakup Kadri Karaosmanoğlu;Sodom ve Gomore s.278)

3."Aziz anneciğim, demin 'Ankara Kedisi' kelimelerini yazarken epeyce eski bir arzunuz aklıma geldi.Bu uzun tüylü, kocaman ve vakarlı hayvanlardan bir tane istediğinizi biliyorum.Fakat, ne çare ki Ankara yolu bize kapalıdır ve günün birinde açılacağına da ihtimal veremiyorum"(Kaynak:iletişim Yayınları, Yakup Kadri Karaosmanoğlu;Sodom ve Gomore s.279)

(Ne diyelim efendim, Allah emperyalistlere ankara yolu'nu bir daha açtırmasın.)

4."Aziz anneciğim, görüyorsunuz ki, oğlunuz bu uzun Şark seferinden hiçbir ganimet olmaksızın dönüyor; hatta bir kedi bile...Tarih bir tekerrürden ibaretmiş.Bundan sekiz-dokuz yüz sene önce bizim geçtiğimiz yollardan geçenlerin hazin akibetine uğramış oluyorum; yani pek yorgun, kırılmış ve ellerim kollarım boş olarak dönüyorum."(Kaynak:iletişim Yayınları, Yakup Kadri Karaosmanoğlu;Sodom ve Gomore s.280)

(bkz: geldikleri gibi giderler)

5."izmir zaferinden sonra itilaf kuvvetleri daha birkaç ay istanbul'u işgalde devam ettiler.Lakin işgalin bu devresi onlar için, adeta dante'nin cehennem'indeki Araf gibi bir şey oldu."(Kaynak:iletişim Yayınları, Yakup Kadri Karaosmanoğlu;Sodom ve Gomore s.280)

okunması gereken bir kitaptır efendim, türklük değerinin yüceliğinin anlaşılması açısından önemlidir.

Üslup açısından ele alacak olursak, eser fazlaca arapça-farsça kelime içermektedir ve akıcı olduğu pek söylenemez.

http://tdkterim.gov.tr/bts eşliğinde okunması tavsiye edilir.
insanı okurken tiksindiren, nefretle dolduran bir kitap.

türk vatanını postalları ile çiğneyen düşmanlara yapılan yalakalıklar, onların budalası olmalar, lut kavmini aratmayan (zaten buna kitapta değiniliyor) ahlaksızlıklar.

okunmalı.
benzer bir kitap için ise kemal tahir'in:

(bkz: esir şehrin insanları)
allah'ın gazabına uğramış sapkın kavim.
hz lut peygamberin halkıdır.. lut peygamber bu sapkın insanlara bu işten kurtulmaları için kızlarını vermek istemiştir.. işte allah için vermek bu oluyor sanırım.. acaba bizler bu imana sahip miyiz?

"sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. her ne infak ederseniz, şüphesiz allah onu bilir. (al-i imran suresi, 92)"
'canlarını allah yolunda harcamak' ayetini hiç böyle düşündünüz mü?

"lut kavmi de uyarıları yalanladı. biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. yalnız lut ailesini (bu azabtan ayrı tuttuk;) onları seher vakti kurtardık; tarafımızdan bir nimet olarak. işte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz. oysa andolsun zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp-yalanlamakta direttiler. "
kamer suresi, 33-36

kızıldeniz'in kuzeyinde kurulmuş olan bu kavmin aynı kuran da yazılanlara uygun bir şekilde helak edildiği anlaşılmıştır. yapılan arkeolojik çalışmalardan anlaşıldığına göre şehir, israil-ürdün sınırı boyunca uzanan tuz gölü'nün (ölü deniz) yakınlarında bulunmaktadır.
tarihin en cafcaflı iki kentidir. batmadan önce dünya gözüyle gezip görebilseydik keşke şehirleridir.
günümüz türkiye'sini düşündüğümde aklıma ilk gelen eserdir Sodom ve gomore. müslüman taklidi yapan ve işleri güçleri cumhuriyete ve onun kurucusuna küfretmek olan zavallılar, bir kaç kuruş için adam öldürenler, düne kadar birlikte sevinip birlikte ağlayan insanların şu an birbirinden nefret etmeleri, ağlamak isterim çok kez ama başaramam.
elin fransız yayınevi * türk yazarlarını fransızlara tanıtmak amacıyla bazı önemli eserleri fransa da bir seri başlatmış.sodom ve gomore adlı eser de bu serinin bir parçası imiş. konu itibariyla şöyle bir göz attım da , bu kadar zamandır ben bu kitabın adını nasıl olur da duymamış olurum diye hayıflandım.ve okunacak kitaplar listeme bir yenisi daha eklendi böylece.
aşırı şekilde "À la recherche du temps perdu" havası taşıyan bir eserdir. özellikle 4.Bölüm olan "Sodome et Gomorrhe" dan baya bir etkilenmişiliği vardır. Proust okuduktan sonra romanın iyiden iyiye tadı kaçmıştır diyebiliriz.
savaş yıllarında istanbul daki ahlaki çöküşü anlatır. filistin in türlü ahlak bozukluklarıyla tanrı nın gazabına uğramış iki şehrinden esinlenilmiştir. işgal altındaki istanbul, barındırdığı insanların günahlarından dolayı allah tarafından yerle bir edilen sodom ve gomore şehirlerine benzetilmiştir.
romanda mütareke yıllarının istanbul unun iç yüzünü, siyasi tarihimizin bir dönemini okur ve yaşarız. bu dönemini yansıtan özelliği ile ile sodom ve gomore, belge roman niteliğindedir.
iki şehrin başına gelenleri bugün ki mantıkla düşününce sanki başlarına nükleer bir felaket gelmiş gibi duruyor. çünkü hiroşimada da uzakta olmasına rağmen nükleer patlamaya bakanların gözleri falan eridiği, beyni aktığı söyleniyor. tuhaf bir benzerlik.