bugün

(bkz: soba yanında ekmek kemirirken işçi düşmanı olmak)
garip bir durum, yakınma ve eleştiri tarzıdır.

tipik bir ulaşamadığı ciğere mundar deme vak'asıdır.

bakınız sevgili yazarlar, eleştirilerinizde bir bakıma haklısınızdır ama ihmal ettiğiniz bir hususa dikkat çekmek isterim. hiç bir kamu çalışanı kendine iş yaratmak zorunda değildir. kendisine verilen görev, yetki ve sorumluluktan mesuldur ki bunları yerine getirmeyecek olursa başı çok ağrır. yani bu bağlamda emekçiye değil işverene sormak lazım "kardeşim sen bu adamı neden yatırıyorsun?" diye. rüşvet mekanizması, adam bulma senaryoları artık çok geçmişte kaldı, şimdilerde tarikat mensubu olmazsan ağzınla kuş tutup havada 2 takla atsan nafile.. bunun içinde hasbelkader işe girmiş emekçiye değil. iktidara ve onun bürokratlarına söz söylemelisin.

haaa sen dersin ki kardeşim ben çalışacağım kurumuma faydalı olacağım 3'e 5'e bakmayacağım idealist ve milliyetçiyim. o zaman çalışmak isteyene iş bol, gel ankara sitelere burada eşya çekecek hamal bulamıyoruz.

ben neden mi savunuculuk yapıyorum? orasını gel bir düşün. günlük 100 tl yövmiye ile çalıştıracak adam bulamadığım için. sen çalışmak istiyorsan az in aşağıya da gel ayda 2.000 tl'de garanti. sigorta da benden.

ancak öyle yumuşak koltuğunda oturupta emekçiye laf söylersen dur derim sana orada 2 dakika. o adam, hakkını aramak için orada.o insanlara devlet değil, o insanlar devlete baktığını için orada bunu asla unutma.

ve anasının ak sütü gibi helal vergilendirilmiş ücretinin peşinde. sapla samanı karıştırmadan, uzanamadığın ciğere mundar demeden demokratik hakkına sahip çıkan bir bireye dil uzatmadan ve herşeyden önemlisi "insan olmak" nedir bilmeden eleştirmek hep ayıp hem de günah.
devletin malı deniz yemeyen keriz mantığı ile hareket eden bu tayfanın tek amacı ülkenin karışık olduğu bugünlerden faydalanıp ortalığı iyice toz duman etmek faturayı hükümete kesmektir. zaten bozacıların şahidi chp ve mhp li milletvekillerinin olmasından mütevellit durum gayet nettir. size biber gazı da az.