Yıllarca iyi veya kötü eleştirdiğimiz, sevdiğimiz liderlerin kötü yönlerini görmezden gelip sevmediğimiz liderlerin iyi yanlarını bile sildiğimiz eski Türkiye'de belki de her kesim tarafından takdir edilen tek olgu siyasi saygıydı.

Açık oturumlar, sempozyumlar, tv programları, mitingler, halk söyleşileri ve daha onca konuşma ve tartışma ortamlarında birbirinin sözünü kesmeden, saygıyı elden bırakmadan, ses yükseltmeden tartışabilen liderlerimiz vardı bir zamanlar.

Bir araya gelmekten korkmayan, mevzuyu vatanın komplesi olarak algılayan siyasilerimiz hiç bir zaman birbirlerinden kaçmaz, söyleyeceklerini, kendi doğru bildiklerini veyahut karşısındakinin eleştirisini rakibinin yüzüne direkt söylerlerdi.

çok araştırdım, eskileri dinledim, gazete kupürlerini okudum birbirine şerefsiz, ahlaksız, zürriyetsiz, kafatasçı diyen bir lider daha görmedim.

Halkın içine karışmaktan korkmayan, miting alanlarında yüzlerce korumayla değil devletin tahsis ettiği kadar korumayla meydana çıkan siyasilerin içinde kendine yaklaşan halka ananı da al git, israil dölü, sen kimsin ya vb laflar eden kimseyi görmedim.

Onlarca programı saatlerce izledim, pek sayın mesut yılmaz, sayın ve değerli Bülent Ecevit, muhterem necmettin Erbakan, başbakan hanımefendi tansu çiller gibi hitap şekillerinden başka bir şey duymadım.

Varın günümüzde geldiğimiz noktayı bir de siz düşünün.

Hani diyor ya şelalelin önünde dayının biri, anlatmaya gerek yok görüyorsunuz, görüyooruz ama maalesef recep Tayyip Erdoğan sayesinde artık mükemmel diyemiyoruz ahlaki değerlerimiz için..

Sevgi ve saygıyla kalın...
görüyorum ve arttırıyorum ülkenin her türlü ahlakının erdoğan ile bozulması.