bugün

" Sinirliyim fakat ne yapacağımı bilmiyorum " haleti ruhiyesidir. Zor bir durumdur. Genellikle türk filmlerinde duvara,aynaya falan yumruk atılır. ince belli çay bardağı falan da sıktırılarak kırılır.
Geçmişte defalarca cinnet eşiğinden dönmüş hatta karakolluk olmuş biri olarak artık;

“Bir lafa bakarım bakarım laf diye, bir söyleyene bakarım adam mı diye” der ve değmiyorsa güler geçerim.

Gerzekle gerzek olmaya gerek yok.
Evden çıkar sokakta yürürüm, bazen kilometrelerce. Babam da böyle, ama o evde yürüyor. ¤
Ya ortalığın *mına gorum, ya da ortamdan sessizce uzaklaşırım. Ortası yok evet..
Şu sıralar cinnet geçiriyorum. Dört duvar arasında kalmışlığın baskısı, yasakların haşin kelepçesi, virüsün prangası... ahh şu özgür ruhum.
Küfür ederim.
Ağlarım, küfrederim, söylenmemesi gereken her şeyi söylerim, etrafımdaki nesneleri bir yere fırlatırım. Öfke kontrolümü sağlayamayan bir salağım. Halbuki içimden 10'a kadar saysam geçecek. Güya.
Ağlıyorum
Öyle de zararsız bir insanım.
önce içime atarım aynı günün gecesi bir elliliği susuz, mezesiz, oda sıcaklığında içip kendime işkence ederek zen Budizm'ine yönelirim.
bıraksalar sabaha kadar yürürüm yoksa geçmiyor hıncım.
Şarkı dinlerim.
döverim.

edit: kendimi.
kavga etmek için gücüm yoksa direkt ağlamaya başlıyorum.
söverim.
Genelde sakin bir insanım.zor sinirlerim ancak Evdeysem yemek yapıyorum söve söve nedense.şu an yaptığım gibi.
kek yaparım...