bugün

hastane biten bir hikayedir. önce kız arkadaşınızı ararsınız sonra sokak ortasında yığılıp kalan bir adamdır fotoğrafınız sonra bir dost yetişir yıkıntınıza enkazın altından çıkarır sizi. üstünüz başınız toz toprak her yeriniz çizik dolu zira betonlaşmış bir sevdanın enkazından çıkmışsınızdır. tedavi şart..

sedye doktor serum.. zaman damla damla süzülür serumdan kum saati misali. gülen bir hemşirenin yavşak sesi ve kafanıza çivi gibi çakılan kahkahalar. saat 04: yirmi kusur ankara kanser hastası gibi çaresiz bırakmış kendisini soğuğa. dışarda bekleyen dostlar içeride yatan adam. hafzalasında kıyametler kopan adam..

serum biter. hemşire in the room..

- tamam sıkıntı yok eve git biraz dinlen bir şeyin kalmaz
+ eyvallah sağ olasınız.

yürüme bir yolculuk ardından ev. evde ne ev öğrenci evi. imkanlar da sonsuzdur ya(!)

yemek hazır çorba; yine mi mercimek..

yenir ve hasta adam yatar uyur serum etkisini gösterdi şimdilik bir rüya her şey.. ya sabah ya yarın?? meçhul...
* **