bugün

Sartre ile yaşadığı ilişki, ömrümce ikili ilişki modelimi oluşturmuştur.
Sonuç: şu an pramidimden mumya olarak sesleniyorum..
Sadece yazar değil, toplumsal tabuları yıkmış bir feylesoftur da aynı zamanda. Feministtir fakat kadının erkekle eşit olması gerektiğini savunmamıştır; insan olmada bir eşitlik söz konusu. eşitlik, iyi de kiminle eşitlik. zira burada insan modeli olarak da erkek ele alınmış oluyor bir yerde.

kadınlar, erkeklerle eşit olmak istiyor. peki neden? ya da hangi erkeğe eşit olmak istiyorlar? erkekler arasında da sınıfsal farklar var. üst sınıftan bir kadın neden alt sınıftan bir erkekle eşit olmak istesin? o yüzden insan olarak eşitliği düşünmek gerek. fakat insan dediğimiz şeyin de modelini erkek kurmuştur.
Bir kadının örnek olması gereken kişiler arasında başat roldedir.
Bir intihar olayı okuyunca, insana buz gibi ter döktüren şey, pencerenin demirlerinde asılı duran narin ceset değil, intihardan hemen önce o kalpte olup biten şeydir.
https://www.youtube.com/watch?v=VmEAB3ekkvU
bir insanın kendine feminist diyebilmesi için kendisiyle tanışması gerekmektedir.

ayrıca tarihin en sevimli çiftidir.

jean paul sartre ile birlikte. sözlükte konuşulduğunu görmek keyif verdi bana.
çağımızın kilometre taşlarından olan düşünür.
En sevdiğim şarkıcı.
kendisinin eserlerini okumayan bir insan kendisini ''feminist'' olarak tanımlamamalı.
yeryüzünde beni en çok etkileyen kadınlardan biridir,sartre ile yaşadığı yakınlık çok konuşulmuştur modern feminizmin temel kitaplarından olan ikinci cins in yazarıdır,en sevdiğim kitabı ise mandarinler'dir.
"Kadın kadındır çiçek babandır" sözünün sahibidir.

Bir kadının en güzel frikiği, gülerken saklayamadığı gamzeleridir. Sessizce kalpleyelim lütfen.
Jean paul ü "Satre" yapan kadın.Yaşam boyu süren serüvenleri, tutkunun, cinselliğin, hayatlarına giren başka kadın ve erkeklerle paylaşıldığı girift bir ilişkiye rağmen, sarsılmaz bir zihni beraberliğe dönüşerek efsanevi bir nitelik kazanmış.
Çünkü onun düşüncesine göre özgürlükten kaynaklanmayan, özgürlüğü hedef almayan tüm eylemler anlamını yitirmekte.
Zaten özgürlüğün tanımı kişiden kişiye değişiyor ve tamamen tecrübe ve hayattan beklentilerle alakalı.
Filozof değildir.

Hegel'in "tinin fenomenolojisi"nde uzunca işlediği "şeyleşme" "köle-efendi ilişkisi" "sınır-özgürlük" gibi hususlarla yakından ilgilenmiştir. Ona göre tarihte ve onun döneminde kadın köle-efendi ilişkisinde köle değil, köle olmaya zorlanan ve öyle kullanılan taraf olarak kalmıştır.

Ama simone hanım, kadının köle olmadığını belirttikten sonra doğma doğrulma Hususunda kadını tek ve biricik bir varolan gibi ve töz gibi ele almasıyla sartre'dan bile tepki görmüştür.

Öte yandan tarih hakkında ve sosyolojik tespitleri bugün hâlâ faydalanılan şeylerdir. Kim olduğunu hatırlamıyorum, birisi şöyle demişti: "simone de beauvoir dünyanın tanıdığı en zeki kadınlardan birisi. Tespitleri çoğunlukla haklı çıksa da çıkardığı sonuçlar aynı haklılıkta değildir."

Edit: daha zeki ve ilerisi için; (bkz: hannah arendt)
"Evlilik geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecektir. Birçok kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir ya da evli olmadığı için acı çekiyordur." sözünün sahibi filozof ve yazar.
“Etrafımızdaki dünyanın sarsıcı boyutlarına, cehaletimizin yoğunluğuna, bizi bekleyen felâket risklerine ve o muazzam topluluk içindeki bireysel zayıflığımıza rağmen, gerçek şu ki varlığımız kendi sınırlılığı içinde, sonsuza açılan bir sonluluk içinde sürdürme irademizi kullanırsak tamamen özgür oluruz. Ve aslında, gerçek aşkları, gerçek başkaldırıları, gerçek düşleri ve gerçek iradeyi tanımış olan her insan bilir ki, hedeflerinden emin olmak hiç kimsenin iznine, güvencesine muhtaç değildir; O kesinlik duygusu kendi içgüdüsünden kaynaklanır.”
sözünün sahıbı postmodern femınızmın kurucularından sayılan kadın filozof. sartre yle hıcbır kanun ve kurala baglı kalmadan yasadıgı bır ömurluk bırlıktelık, insanların bir imzayı bırbırlerıne karsı kelepçe olarak kullandıkları gercegıne aykırılık olusturur. o tamamen özgur bır kadın olarak sartreyle özgur bır ılıskı yasadı ancak sartre kör oldugu zaman da ona kıtaplar okuyan, dedıklerını teybe alan da yıne bu özgurlukcu kadındı. yanı ona baglı kalması ıcın bır toplumsal kurala ihtiyacı yoktu. ataerkil bir ailede buyumesıne ragmen gelmıs gecmıs en cesur kadınlardan bırı olmustur.
jean paul sartre a boynuz yapan edepsiz karının teki.
“Ölüm bizi buluşturamayacak. Böyle işte! Beraberliğimize gelince, tek kelimeyle harikaydı.”

Simone de beauvoir.
Uzun uykuları ve uykusuz geceleri seviyordum, ama en çok sevdiğim başıma buyrukluğumdu. Hemen hemen hiçbir şey kaprislerime karşı çıkmıyordu. Büyüklerin kulağıma doldurduğu "yaşamın ciddiyeti" deyiminin aslında pek de fazla bir ağırlığı olmadığını neşeyle görüyordum.. -Simone De Beauvoir-
“Gerçek yeteneğinizi göstermek daima, bir anlamda, yeteneğinizin sınırlarını zorlayarak, ötesine gidebilmektir. Cüret etmek, araştırmak, yaratmak; işte ancak öyle bir anda yeni yetenekler ortaya çıkar, keşfedilir ve hayata geçirilir.”

Simone de beauvoir.
şu fotoğrafıyla dillere destan olmuş kadın.

fotoğrafta hazırlandığı erkek de sartre. vay arkadaş.

görsel
Bazı insanlar vardır, onları gördüğünüz zaman kendilerine nasıl tahammül ettiklerini düşünürsünüz. Beyinleri sulanmadıysa eğer, kendilerinden nefret etmeleri gerek." -Simone de Beauvoir-
tam adı simone lucie ernestine marie bertrand de beauvoir olan, la beauvoir lâkabıyla anılan, 1908 - 1986 yılları arasında yaşamış, fransız yazar, entelektüel, düşünür, politik aktivist, feminist ve sosyal teorisyen.

http://fr.wikipedia.org/wiki/Simone_de_Beauvoir

"evliliğin, bir erkeğin hayatını kısıtladığı çoğu zaman doğrudur. ama kadınınkini sona erdirir." sözüyle beni benden almıştır. (bkz: #17325803)
the second sex kitabının yazarı.
Fransızdır kendileri. En önemli eseri ikinci Cinsiyet kitabıdır. Toplumsal cinsiyet ve kadının toplumdaki yeri ile ilgili kafaları, beyinleri açıcı bir yazardır. "Kadın doğulmaz kadın olunur." sözü favorimdir. Eğer toplumsal cinsiyet çalışılıyorsa Judith Butler'dan sonra mutlaka okunması gereken yazardır. Biseksüeldir.
"Etrafımızdaki dünyanın sarsıcı boyutlarına, cehaletimizin yoğunluğuna, bizi bekleyen felâket risklerine ve o muazzam topluluk içindeki bireysel zayıflığımıza rağmen gerçek şu ki, varlığımızı, kendi sınırlılığı içinde, sonsuza açılan bir sonluluk içinde sürdürme irademizi kullanırsak tamamen özgür oluruz.

Ve aslında, gerçek aşkları, gerçek başkaldırıları, gerçek düşleri ve gerçek iradeyi tanımış olan her insan bilir ki, hedeflerinden emin olmak, hiç kimsenin iznine, güvencesine muhtaç değildir! O kesinlik duygusu kendi içgüdüsünden kaynaklanır."

dikkate değer sözleri olan filozof yazar. okunacak kitaplar listesine kendisine ait bir ya da birkaç kitap eklenebilir.

http://www.edebiyathaber.net/simone-de-beauvoir/