bugün

aslinda, turkiye basligi altina, simitlerin sarayda satildigi bir ulke olarak yazılabilecekken, biraz daha masalsı olsun diye böyle bir harekete zerk ettirmiş ülkedir.

nasreddin hoca bir gün arkasında üç dört tane fille köye girmiş, köylüler sormuşlar hoca ne iş falan; hoca arkasına bakmış, timur köye fillerinden armağan etti demiş. e almasaydın bi bahane uydursaydın nasıl bakıcaz bu kadar file yaktın bizi hoca demişler.

koca timur yahu demiş hoca, ısrar etti bende kırmadım demiş.

günler geçmiş aradan filler bütün ekinleri talan etmiş, erzakları bitirmiş köylü aç kalmış..

köylü, tümurla arasının iyi olduğunu bildiği nasreddin hocadan rica etmiş, konuş hoca demişer timurla, alsın bu şerefsiz fillerini geri. aç kaldık çocuk çocuk perişanız flam.

hoca demiş ok. ama bir şartım var, beraber gidicez a.q.

tamam demiş köylüler yürü a.q.
hoca önde arkada filler ve köylüler, patikaları aşmışlar timurun yanına doğru yola çıkmışlar.

hoca elinde tuttuğu aynadan, arkasındaki guruhun teker teker azaldığını görüyormuş. mahsustan ayakkabasını bağlıyor yolda namaz molası falan veriyormuş insanlar daha kolay kaçsın diye.

herneise; hoca timurun karşısına tek başına çıkmış

timur şöyle bir bakmış gözlerini dikip, ne istiyorsun birader demiş?
hoca gözlerini yerden kaldırmış, tanımadın galiba demiş ben nasreddin.

vay nasreddin senmiydin falan bunlar kuzu sarması, krallara layık sofralar, çengiler falan sabaha kadar içip sıçmışlar.

hoca neden o kadar yolu geldiğini bile unutmuş öyle güzel çengiler ve içkiler varmış.

sabah olmuş nasreddin kalkmış gizlice, duşunu almış, çekmiş tulumu ben gidiyorum demiş dürtmüş timuru, timur bi anda zıplamış tabi bu dürtünce. sonra bakmış bişey yok geri yatmış. filleri giderken bağlada peşinden gelmesinler demiş.

simitler neden bu ülkede saraylarda satılıyorsa, bunun açıklamasıdır bu hikaye.
(bkz: simit sarayı)

(bkz: destansi entryden sonraki kisacik entry)
(bkz: sozlukte dilenildigince sacmalayabilmek)
(bkz: kara mizah)