bugün

geçen sene emmy rossumun ayrılacağını öğrendikten sonra 9. sezonu yarıda kesip izlemeyi biraktığım dizi. bu sezon ise cameron monaghan ve noel fisher ikilisinin geri döndüğünü öğrenip kaldığım yerden devam etmeye başladığım dizi. Güzel şeyler olacak.
Yakında yeni sezonu başlayacak ve her zamankinden daha manyak olacak bir dizi.
10 sezon 5 bölüm seyrettim, tamamladım. yeni bitti.
yani "bu diziye bir isim koy" deseler ben de shameless koyardım ismini.
görsel

amerika'nın şartlarında düşünülmüş ve yapılmış bir dizi.
tabi başarısız bir de türkiye uyarlaması oldu. daha doğrusu olmadı, zaten türkiye'de bu dizinin uyarlaması olması mümkün değil, ülkede halk ayaklanması çıkar.
ama amerika her haltı kaldırabiliyor, toplum sorun etmiyor.
onlarla aramızda kültürel bir uçurum var ve ben şahsen kendi ülkemden ve ülkemin şartlarından gayet memnunum.
amerika'da ne kadar iyi olursa olsun bir hayat yaşayamazdım diye düşünüyorum.

dizi genelde gayet başarılı.
kendini izlettiriyor. yeri geliyor güldürüyor, yeri geliyor düşündürüyor. sorgulatıyor. isyan ediyor...
bazı anlarda dizinin o kadar içine giriyorsun ki para hesabı yapıyorsun. "yahu şuradan gelecek 10 bin dolar vardı o ne oldu?" yahut, "şurada tazminat davası açsalar şu kadar para alırlar" falan hesabı yapıyorsun.
dizi böyle sokuyor seni içine.
sefalete isyan ediyorsun, gallagher ailesi'nin parayı bulmasını arzuluyorsun istemeden...

buradan sonrası karakter tanıtımı. az da olsa spoyler içeriyor, seyretmediyseniz okumayın.

--- spoiler ---

karakterlere gelecek olursak;

frank: gallagher ailesinin sıra dışı babası. aslında baba demek güç frank'a, ailesi için faydalı bir şey yaptığını görmedik henüz. her türlü alavere, dalavere, dümen frank'ta var. günlük yaşıyor, hatta çoğu zaman yaşamıyor. ama kendisi tam bir sistem eleştirmeni...
kendisini tanımlayabilecek çok güzel bir söz var; "kıyametten sonra dünyada iki şey gezinecek; hamam böcekleri ve frank gallagher..." işte böyle bir karakter kendisi.
ama diziler tarihine geçecek kadar başarılı bir karakter frank.

fiona: evin büyük ablası, aslında gallagher ailesi'nin annesi. tam 5 kardeş yetiştirdi büyüttü, ama kendisinin baya sorunları var. 9 sezon boyunca dizide yer aldı, kaç kişiyle yattı sayısı belli değil. mücadeleci, hırslı bir karakter fiona. tam da parayı bulacaktı ama olmadı. 10. sezonda fiona yok. umarım geri gelir.

lip: ilk sezonlarda tam "adamım" denilecek bir karakterdi. sonra sonra bozdu, saplantılı bir hale geldi. özellikle 9. sezonda fiona'ya haksız yere yüklendi. şimdi de o çocuk yaptığı kaşardan ayrılması ve o zenci 3 çocuk annesi kadın ile beraber olup doğru yolu bulmasını bekliyorum kendisinden. lip, sen bu değilsin adamım. özüne dön.

ian: aslında kral çocuk, ama gay olduğu için itici buluyorum kendisini. "gay isa" onun için tam biçilmiş kaftandı ama sanırım çok tepki çekti sanırım bu durum. şu mickey'den vazgeçip güzelbir manita yapıp devam etmesini istiyorum.

carl: adamın dibi, güzel insan. bu çocuğu çok beğeniyorum. silah ve uyuşturucu işine kesinlikle devam etmesi gerekirdi. ama aile zor duruma düşünce bir çanta parayı masaya bırakması ve evi satın alması unutulmaz bir hareketti. şimdiki meksikalı hatunu götürse kendisine baya iyi gelecek. aferin carl sen doğru yoldasın çocuğum.

debbie: bu kızı hiç sevmiyorum, bir türlü ısınamadım kendisine. özellikle son yaptığı kıyafet olayı ile iyice soğuttu kendisinden. mal.

liam: irlanda kökenli zenci velet. kesinlikle gallagher ailesinin en akıllı bireyi.

monica: uyuz olduğum bir diğer karakter. böyle anne mi olur? neyse ki öldü de kurtulduk gerizekalıdan.

veronica: "kadın" kelimesinin vücut bulmuş hali, yürüyen libido. bir karakter 10 sezon boyunca harikalığını korur mu? koruyor işte. veronica sen muazzam bir yaratıksın. tek kusuru çocuklarına pek düşkün değil, anaç bir karakter değil. ama olsun.

kev: kevin ball...saf temiz, yiğit anadolu delikanlısı tadında bir karakter. kevin'i dolandırmak çok kolay, vur ensesine al lokmasını derler ya hani, işte kevin de o...

mickey: ian'ın gay sevgilisi, ebediyen suçlu bir karakter. ian ve bunun olduğu sahneler çıktıkça ileri alıyorum.

svetlana: v ve kev ile bir ara 3'lü takılan seksi rus ablamız. ama sonradan cozuttu, v ve kev'in saflığını da kullanarak arkalarından iş çevirdi, en son zengin bir amerikalı ihtiyar ile evlenerek amerikan rüyasını gerçekleştirdi.

sheila: mahallenin manyağı, ama bir o kadar da iyi kalpliydi. frank'e çok iyilikleri dokundu, en nihayetinde bu frank'ten bir halt olmaz deyip karavanına atlayarak güney yakasını terk etti.

steve: fiona'nın dizideki ilk tokmakçısı. ama hayatı yalan üzerine kurulu ezik bir tip, kaybolup gitti.

karen: lip'in ilk aşkı, ama çok büyük orospu kendisi.

mandy: mickey'in bacısı, lip'in fuckbuddysi. acıların kızı.

sean: fiona'nın nişanlısı. eski suçlu, uyuşturucu müptelası. fiona'nın hayata gözlerini açan adam. aslında iyi bir insan, ama nikah masasında yaptığı ipnelik sonrası dikiş tutturamadı.

gus: fiona'nın kocası. iyi bir insan. shameless dizisindeki nadir iyi kalpli insanlardan. tabi ki bu iyiliğinin karşılığını fiona tarafından boynuzlanarak gördü.

tami: lip'in çocuğunun annesi. itici bir karakter. umarım ayrılır diziden.

mikey: frank'ın yeni kankası, ruh ikizi. birkaç bölüm gördük kendisini, sağlam bir karakterdi, ama sanırım dizide görevi sona erdi. aslında biraz dirense frank ile parayı bulabilirlerdi. olmadı.
fiona dan sonra izlenme oranları korkunç düşen dizi, muhtemelen son sezon olur reytinglere göre.
ve gerçekten fionasız beş para etmez. çünkü hikaye bir çeşit fionanın hayatıdı, o merkezde diğerleri yan karakterdi. şerefsiz babaları daha az gözükür daha çok güldürürdü.
amerikan versiyonu benim ilk üçümde yer alan dizi. dönem dönem her karaktere yakınlaşma ya da sinir olma gibi şeyler yaşatsa da bu tarz durumlar resmen dizinin tuzu biberi. her karakter kendi özelinde bambaşka bir dünya ve eninde sonunda hepsini farklı farklı özellikleri nedeniyle sevmeye başlıyorsunuz.
diziyi izlemeye başladığımda lise sondaydım resmen 10 sene geçti ve tüm karakterlerin benimle beraber büyüyüp olgunlaşmalarına şahit oldum. içinde yaşadıkları mahalle, evleri, aile bağları falan dizide onca kaos olmasına rağmen izlerken bana nedensizce mutluluk veriyor. canım falan sıkkınken oturup diziyi açtığımda tamamen dertlerimi unutuyorum.
Türkiye'de bizim hikaye dizisinin hemen hemen aynısı denilebilir. Ben bizim hikaye dizisini izledim ama asıl orijinal olan diziyi yani Shamelessi izlemek istedim. Arada elbette farklılıklar var ama genel olarak aynı denilebilir. Yabancı dizi olduğu için aralarda kaçırdığım ve anlamadığım birçok şey varmış. Dizi hakkında tüm detayları bu yazıdan https://paratic.com/shameless-dizisi/ okuyunca anladım. Göz atmanızı öneririm. Tabii diziyi izlemeyenler de varsa mutlaka izleyin en azından keyifli bir dizi.
Yemek yerken izlenmeyecek dizi.
Ayrıca lip Türk kızları için tam "düzeltilecek serseri".
Bu diziyi hala izleyen var mı? Ben bi ara koptum. Bir daha da alakam olmadı.
(bkz: porno)
Çok güzel bir dizidir.
görsel

Shameless, final sezonuyla 6 Aralık'ta ekrana dönüyor. Showtime'da yayınlanan dizinin 11. sezonundan yeni bir tanıtım videosu da geldi.

http://www.ranini.tv/habe...onuyla-6-aralikta-donuyor
Son sezonu yayınlanan dizi.Fiona'nın gitmesi ile benim gözümde çoktan bitmişti ama eski parlak günlerinin hatrına izliyorum.
nereden izliyoruz dizisi.
ben bu diziden önce seksin insanlar arasında bu kadar popüler ve icra edilen bi mesele olduğunu bilmiyordum.

sanırım final yapacak olan dizi.
Çok hızlı konuşuyorlar iq'um yetmiyor.
Bir zamanlar E2'de vardı ve izlerdim seve seve. Başrollerinde olan o güzel kız için izlerdim. Arkadaş e2 niye kapatıldı hala anlamadım.
kadınları metalaştırdığı gibi, erkekleri de metalaştıran dizi. bu yüzden güzel bir dizi. hayat gibi. hepimiz birer metadan öte neyiz ki?

bir de fiona gibi bi şaheser var ki dizide, nietzsche görse; üst insanı buldum kardeşim deyi kepengi kapatırdı.

ps: dizinin ingiliz versiyonu, amerikan versiyomnundan çok daha güzeldir.
Frank lucas var elimizde yazar onu verelim.
Adının hakkını veren bir diziydi siktir git frank.
amerika nın fakirlerini anlatan bir dizi.
üstteki yazar bu entryi girinceye kadar aynı onun gibi düşündüğüm başlık.
Her güzel şey gibi o da son bulmuş, finaliyle beni derinden yaralamış; türk dizileri gibi finaline umursamazca davranmaktan ziyade 'yaşlanıyoruz be' diyerek tepki verdiğim 2010lu yılların bir daha geri gelmeyeceğinin kanıtı dizidir. üzmüştür.
sizin yüzünüzden başlayacağım izlemeye...
izlediğim güzel dizilerden.
güncel Önemli Başlıklar