bugün

"yetmez ama evet" deyip, gezi olayları sırasında ve hatta sonrasında en ufak bir kelam etmeyip, sonra ali ismail için şarkı yazmaktır. popülizmin dibine dibine vurmak, ölüm üzerinden bile rant sağlamaya çalışmaktır.
Eski yıllardaki gibi yutturabileceği bir toplum olmadığı için birşey ifade etmeyen iki yüzlülüktür.
görsel
Yemezler durumu. Yetmez ama evet derken Kürt açılımı için ağlarken düşünecektin bunları. Şimdi bununla gelip insanın sinirini boşuna bozmaya gerek yok. Gereksizdir.
40 yıllık sezen aksu.

yeni bir şey değildir. yetmez ama evet' e destek çıkan sezen aksu, kenan evren darbesinin de destekçilerindendir. ama son bakış şarkısını da erdal eren için söylemiştir.

her bir şeyi fırsat olarak değerlendirebilme ikiyüzlülüğüdür.

görsel
(bkz: yav he he) denip geçilecek iki yüzlülüktür. Yemezler ablam yemezler; sen onu baştan düşünecektin artık çok geç!
Kimseleri şaşırtmayan "evet"çi sezen aksu davranışı. Yazık ki bu kadına.
yeter dedirten iki yüzlülüktür.
'üzerime işediler, deri eldiven giymişlerdi ve beni başörtülü olduğum için dövdüler' diyen türbanlı bacıya bi şarkı yapmamış olması büyük bir elem ve ayıp.

acilen bekliyoruz.
başörtüsü konusunda da aynı karaktersizliğini devam ettiren sezen aksu ikiyüzlülüğüdür.

"bizi örteceğinize kendi nefsinizi terbiye edin öküzler!" diyerek sevenlerini kışkırtmaya çalışan sezen aksu, akşamına da u dönüşü yaparak;
“meraklıların bilgisine, sınırsız özgürlükten yanayım. bir yetişkinin kendi iradesiyle verdiği her kararın, inançlarının, fikir ve düşüncelerinin önünde saygıyla eğilirim ve her türlü ayrımcılığın külliyen karşısındayım. bütün yaşamım bunun örnekleriyle doludur. ancak henüz ilkokul çağındaki bir kız çocuğunun başını örterek, onu küçük bir kadına dönüştürmeyi öneren bu cinsiyetçi yaklaşımı sonuna kadar reddediyorum. mesele budur; sahnede olup biten de hicivdir, şovdur."
bu nasıl bir mantıktır. nasılda saçma salak bir yaklaşımdır. böyle böyle insanları, cahil kitleleri özellikle ergen gençleri etkiliyorlar.
türkiye'de hiç bir vatandaş devlet eliyle ve cebren örtülmüyor. sadece örtünerek yaşamak isteyenlere, istedikleri şekilde yaşama hakkı sunuluyor. erkekler nefislerini kontrol edemedikleri için değil, allah'ın emri olduğu için çocuklarına bunu öneriyor geri zekalı ahmak kadın.
ileri demokrasiyle yönetilen ülkelerde bir hristiyana "neden çocuğunu kiliseye çocuk yaşta götürüyorsun?" de bakalım sana nasıl tepki veriyorlar. nasılda yerin dibine sokuyorlar. gel gelelim bizim ülkemizde bunu diyenler sanatçı denilip el üstünde tutuluyor. bu ne yaman çelişkidir.
kız çocuğuna örtü ahlakı verince küçük kadın şeklinde lanse ediliyor. yine minicik kız çocuklarına makyajlar yapılıp, mini etekler giydirilen çocuğa laf edilince sanki bir tanrı edasıyla "sen benim özgürlüğüme müdahale edemezsin" oluyor.
senin ve senin gibilerin özgürlük anlayışına sokayım ben emi.
kimsenin sana, "sahnede giydiğin daracık deri kıyafetlerden fışkıran buruşuk etlerini kapat"deme hakkı olmadığı gibi, senin de kimsenin çocuğuna "şuranı buranı aç" deme hakkın yoktur.
yazıkları olsun sana.
Rtuk'e felan dumduz gittigine gore sarhostur. 60 yasindan sonra hic yakismadi bu tur cikis.
sahnelerde, ucubeleşmiş canlıların pis butlarını görmek istemeyenler de düşünülmeli. bu pisliklere "örtünme zorunluluğu" getirilse de, izledikçe tiksinmek zorunda kalmasak ne iyi olurdu.

hadi tayyip amca, şu ucubeleri bi kapatıver sevabına...
(bkz: kokain kafası)
(bkz: viski kafası)