bugün

zorla sevmeye çalışmak.
içkili bir gecenin ardından yakın munasebette bulunulan hatunun aşiret gibi ailesi varsa olur efendim, zorla seversiniz.
(bkz: seve seve)
sadece alışmaya çalışmaktır. duygulara ket vurmak, alternatıfsiz kalmaktır. baskı altında oluşan duygu karmaşasıdır. görücü üsulü ile evlenen bireylerin yaptığı eylem gibi görünebilir ama kapsamı göründüğünden daha geniştir. mesela evlenmek yada birlikte olmak için bireyin partnerinde bazı özellikler araması yani kriterler koyması onu pek belli etmesede bu duruma sürekler. örnek vermek gerekirse bi kızın tahsilli birini araması bulacağı kişiye aşık olmasını sevmesini engeller o kritere sahip insana rastladıktan sonra şartlı reflekse girer. alışmaya çalışır, keza erkekler içinde durum aynıdır. zira bu psıkolojıdeki insanlarda cinsiyet ayrımı yapmak oldukça abestir.

zaten durum itibarı ile verdiğim önermenin özeti şudur; kimse kimsenın kara kaşına kara gözüne hasta değildir. önemli olan kariyer, prestij, konum, mesleki başarı, yani kısaca paradır. * * görücü üsulü böyle midir hayır değildir. orda beğeni biraz daha ikinci planda olmasına rağmen yine aynı mantık işlemektedir. saddece görücü üsulündeki insiyatifler biraz daha başkasının elindedir. birey biraz da bu kişilerin baskısındadır. bundan dolayı bu kişilerde ilk amaç birliktelik kurmak daha sonra sevmeye çalışmaktır. daha doğrusu sevmek değilde alışmaya çalışmaktır. sevgi zaten yoktur hiçte olmamıştır. ölmüştür kendileri... * ölelide çok olmuştur. * yazıkta olmuştur, ama kimsede kalkıp diriltmeye uğraşmamıştır.
(bkz: sevmek zorunda bırakmak)*
yalan söylemeyi çok iyi becermek demektir.
anlık dönülmez hataların sonucuna katlanmak demektir.
saçma bir cümledir.doğrusu seviyormuş gibi yapmak zorunda kalmaktır.

aklı başında ve düzgün karakterli bir insanın pekte başına gelmeyecek olan durumdur.*
zorla seni seviyorum demektir.
o sihirli sözü istemeden zorla söylemektir. vicdani bir borçluluk yüzünden sanki. belki de değil.
sevilmeyen birine seni seviyorum demek, bir fahişenin kucağında sabahlamak gibi yitirmektir sahip olunan bir değeri.
yanlış inanışlarda olup sevmek zorunda olunan şahsın sanki allah tarafından gönderildiğini sanmak, bu şekilde bir kadercilik anlayışıyla
gönüle o şahsı kazımaya çalışmaktır.
halbuki gönül laf dinlemez.

bu salakça mücadelenin getirdiği ise artık yorulmuş bir zihindir.
gönüldeki cennet bahçesi ise artık tam anlamıyla yok olmuştur.
sevmemeye inat etmekde olan hislerinin bile pes etmesi de olabilir. *