bugün

Yazarların sevdiği romandan en çok etkilendiği cümle, paragraftır.

Acılar, yaralar, bedensel ıstırap var, bütün bunlar insanı ruhsal acıdan kurtarır, ölünce de sadece yaraları yüzünden acı çeker insan. Ama en büyük, en güçlü acı, yaranın verdiği acı değil de, bir saat, on dakika, yarım dakika, hatta o anda, ruhunuzun bedenden ayrılacağını, artık insan olmayacağınızı kesinlikle bilmenizdir. En önemlisi, bunun önlenemez olduğunu bilmenizdir. Başınızı bıçağın altına koyup onu boynunuzda hissettiğiniz an, yani saniyenin dörtte biri kadarlık bir süre , en korkunç andır.
Mevcut olmayan bir şeye malik olalım derken mevcut olanları kaybettik.
''Iztırap çekiyorum. Sen de beni seviyor musun'' diye inliyor. O günden bu güne kadar bin yıl geçtiği halde Burkay her bahar orada ağlıyor. Yanında duran Açığma-Kün ''Sus sus, ben de ıztırap çekiyorum'' diye yanıp yakılıyor. Fakat ''Ben de seni seviyorum'' demiyor ve yıllar böylece akıp geçiyor.