bugün
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi15
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- poposunu bacaklarını gösteren kadınlar enayi midir8
- sağlıklı cinsel bir yaşamım var neden konuşuluyor12
- erdal beşikçoğlu'nun işçilerle yemek pr çalışması8
- cengiz ünder'in bıyığı12
- kurtlar vadisi pusu rezaleti9
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği21
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri10
- aleyna tilki nin annesi12
- anın görüntüsü18
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı63
- sexting haram mıdır23
- assembly kodu14
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur21
- erken seçim11
- junkman12
- ali koç8
- fenerbahçe14
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu10
- yazarların en rum özelliği21
- erdoğan'dan sonraki başkan20
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı10
- sadece sennn13
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- beni seviyor musunuz8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- manyak olmaya karar verdim8
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- sokakta kadın döven araplar12
asıl başlık, ilkokulda sevilen kızın ismini patates baskısıyla yazmak olacaktı.
ilkokul 2. sınıftayız. patates baskısını yeni keşfedeceğimiz günler. öğretmen o gün "yarın herkes birer tane patates getirsin, size sürpriz yapacağım." dediğinde sınıfça çok heyecanlanmıştık.
o zamanlar sınıfın sessiz ama çok tatlı kızlarından birini seviyorum. ama böyle bakıp bakıp duruyorum tüm çocukluğumla. keşke bir şeye ihtiyacı olsa da koşup yapsam diye iç geçiriyorum.
o gün aklıma bir cinlik geldi. çok parlak zekalı(!)olduğumdan ertesi gün okula giderken biraz fazla patates götürüp öğretmene gösterip patates getirmeyi unutan arkadaşlara ve özellikle sevdiğim kız getirmemiş ise ona verip onu etkilemeye çalışacaktım. evet çok zekiydim amk.
sabah önlüğümü giydikten sonra çantama yaklaşık 2 kilo patates koydum. evet burada da sivri zekamı konuşturup ne olur ne olmaz diye 1 kilo civarı da soğan koydum. aklımı seveyim. sonuçta sokaktaki satıcılar bile patates soğan 3 kilo 1 milyon diye bağırıyorlardı o günlerde.
çantayı okula götürene kadar belim çıkmıştı. neyse ki sınıfa girip çantamı bıraktığımda rahatlamıştım. resim dersi geldiğinde öğretmenimiz " şimdi herkes getirdiği patatesleri çıkarsın". dedi.
tam bu sırada sınıfı iyice kolacan edip sevdiğim kızın patates getirmemiş olmasını görünce atıldım..
callo: örtmenim örtmenim, ben fazladan patates getirdim.
örtmen: aferin callo, bak bir arkadaşın getirmeyı unutmus.
bir arkadaşın dedii benim sevdiğim kızdı. çantamdan 2 kilo patates bulunan poşeti aldığım gibi öğretmene koştum. öğretmenimiz şaşkın görünüyordu.
örtmen: callo ne kadar getirdin böyle. gerek yoktu ki bu kadar boşuna getirmişsin.
callo: örtmenim soğan da getirdim. bakın.
derken çantamdan 1 kiloluk soğan poşetini çıkarmış sallıyordum.
soğanları gören herkes delicesine gülmeye başladı.
anınısikim ben de kıpkırmızı olmuştum. herkes domates de var mı amk der gibi bakıyordu çantama doğru.
öğretmen sınıfı susturdu, 2 tane patatesi torbadan alıp birini sevdiğim kıza verdi birini de kendisine aldı.
sonra patatesi kesip yıldız şekli yaptı ve sulu boyayla boyayıp resim defterinin kağıdına bastırıp " işte böyle çocuklar, yapamayan söylesin yardım edeyim." dedi.
ben olayı kavramıştım. utangaçlığım da geçmişti. aklıma başka süpersonik bir fikir geldi. sevdiğim kızın ismini patates baskısıyla yazıp ona gösterecektim.
öncelikle patatesi ikiye ayırıp bir yarısını kalp şeklinde ortaya çıkardım. kalbin tam içine de sevdiğim kızın ismi olan elif *yazacaktım.
elif i ters yazmalıydım ki baskı yapınca düz okunsundu. kalbin orta üst tarafına elif yazdım. kırmızıyla boyayıp resim defterime bastığımda kalp içinde elif yazısı çok güzel bir şekilde çıkmıştı. çok hoşuma gitmişti.
ancak elif kısmı yukarıda kaldığından alt kısım epey boş görünüyordu. ben de elif in soy ismini de yazmaya kadar verdim. elif in soy ismi keşe ydi. keşe yi de yazdıktan sonra bir güzel boyayıp zaten epey dağılmış olan sınıfta elif in yanına öğretmene pek fark ettirmeden yavaşça süzüldüm.
elif i omzundan dürttüm ve şöyle dedim.
callo: elif sana bir şey göstereceğim.
elif: şey teşekkür ederim patates için.
callo: önemli değil daha istersen var biliyorsun.
elif: hihihihi yok teşekkür ederim. ne göstereceksin peki?
callo: bak şimdi.
deyip elimdeki patatesi elif in resim defterine çattt diye bastırdım. birkaç saniye basılı tuttuktan sonra patatesi kaldırdım.
aman allahım.
çok kötü bir şey olmuştu.
resim defterinde "elif eşek" yazıyordu. bunu gören elif ağlamaya başladı. henüz ikinci sınıftaydık çünkü. böyle bir durumda bir kız ağlardı.
meğer keşe yi yazarken ters çevirmeyi unutmuşum. halbuki elif i çevirmiştim.
kaderin bir cilvesiydi belki de. örtmen bana kızdı..
ve aşık olduğum ilk kızı ağlatmıştım o gün.
ondan sonra kimi sevdiysem ben ağladım..
ilkokul 2. sınıftayız. patates baskısını yeni keşfedeceğimiz günler. öğretmen o gün "yarın herkes birer tane patates getirsin, size sürpriz yapacağım." dediğinde sınıfça çok heyecanlanmıştık.
o zamanlar sınıfın sessiz ama çok tatlı kızlarından birini seviyorum. ama böyle bakıp bakıp duruyorum tüm çocukluğumla. keşke bir şeye ihtiyacı olsa da koşup yapsam diye iç geçiriyorum.
o gün aklıma bir cinlik geldi. çok parlak zekalı(!)olduğumdan ertesi gün okula giderken biraz fazla patates götürüp öğretmene gösterip patates getirmeyi unutan arkadaşlara ve özellikle sevdiğim kız getirmemiş ise ona verip onu etkilemeye çalışacaktım. evet çok zekiydim amk.
sabah önlüğümü giydikten sonra çantama yaklaşık 2 kilo patates koydum. evet burada da sivri zekamı konuşturup ne olur ne olmaz diye 1 kilo civarı da soğan koydum. aklımı seveyim. sonuçta sokaktaki satıcılar bile patates soğan 3 kilo 1 milyon diye bağırıyorlardı o günlerde.
çantayı okula götürene kadar belim çıkmıştı. neyse ki sınıfa girip çantamı bıraktığımda rahatlamıştım. resim dersi geldiğinde öğretmenimiz " şimdi herkes getirdiği patatesleri çıkarsın". dedi.
tam bu sırada sınıfı iyice kolacan edip sevdiğim kızın patates getirmemiş olmasını görünce atıldım..
callo: örtmenim örtmenim, ben fazladan patates getirdim.
örtmen: aferin callo, bak bir arkadaşın getirmeyı unutmus.
bir arkadaşın dedii benim sevdiğim kızdı. çantamdan 2 kilo patates bulunan poşeti aldığım gibi öğretmene koştum. öğretmenimiz şaşkın görünüyordu.
örtmen: callo ne kadar getirdin böyle. gerek yoktu ki bu kadar boşuna getirmişsin.
callo: örtmenim soğan da getirdim. bakın.
derken çantamdan 1 kiloluk soğan poşetini çıkarmış sallıyordum.
soğanları gören herkes delicesine gülmeye başladı.
anınısikim ben de kıpkırmızı olmuştum. herkes domates de var mı amk der gibi bakıyordu çantama doğru.
öğretmen sınıfı susturdu, 2 tane patatesi torbadan alıp birini sevdiğim kıza verdi birini de kendisine aldı.
sonra patatesi kesip yıldız şekli yaptı ve sulu boyayla boyayıp resim defterinin kağıdına bastırıp " işte böyle çocuklar, yapamayan söylesin yardım edeyim." dedi.
ben olayı kavramıştım. utangaçlığım da geçmişti. aklıma başka süpersonik bir fikir geldi. sevdiğim kızın ismini patates baskısıyla yazıp ona gösterecektim.
öncelikle patatesi ikiye ayırıp bir yarısını kalp şeklinde ortaya çıkardım. kalbin tam içine de sevdiğim kızın ismi olan elif *yazacaktım.
elif i ters yazmalıydım ki baskı yapınca düz okunsundu. kalbin orta üst tarafına elif yazdım. kırmızıyla boyayıp resim defterime bastığımda kalp içinde elif yazısı çok güzel bir şekilde çıkmıştı. çok hoşuma gitmişti.
ancak elif kısmı yukarıda kaldığından alt kısım epey boş görünüyordu. ben de elif in soy ismini de yazmaya kadar verdim. elif in soy ismi keşe ydi. keşe yi de yazdıktan sonra bir güzel boyayıp zaten epey dağılmış olan sınıfta elif in yanına öğretmene pek fark ettirmeden yavaşça süzüldüm.
elif i omzundan dürttüm ve şöyle dedim.
callo: elif sana bir şey göstereceğim.
elif: şey teşekkür ederim patates için.
callo: önemli değil daha istersen var biliyorsun.
elif: hihihihi yok teşekkür ederim. ne göstereceksin peki?
callo: bak şimdi.
deyip elimdeki patatesi elif in resim defterine çattt diye bastırdım. birkaç saniye basılı tuttuktan sonra patatesi kaldırdım.
aman allahım.
çok kötü bir şey olmuştu.
resim defterinde "elif eşek" yazıyordu. bunu gören elif ağlamaya başladı. henüz ikinci sınıftaydık çünkü. böyle bir durumda bir kız ağlardı.
meğer keşe yi yazarken ters çevirmeyi unutmuşum. halbuki elif i çevirmiştim.
kaderin bir cilvesiydi belki de. örtmen bana kızdı..
ve aşık olduğum ilk kızı ağlatmıştım o gün.
ondan sonra kimi sevdiysem ben ağladım..
O abik gubik süslü laflardan, çok para harcanıp alınan hediyelerden bin kat iyi eylem. Çok sevimli. Hayal gibi geldi bana. Şahsen etkileyici.
Emek, ugraşı, saf niyet hasebiyle kiymetli olacak eylemdir.
ilkokulda yapmaya çalıştığımdır.
Bende Hafif mallık olduğundan, kabuğunu soymadım sonra o şekliyle bastığımda o kadar çirkin bir görüntü oluştu ki kız adeta saydeğe döndü.
Bende Hafif mallık olduğundan, kabuğunu soymadım sonra o şekliyle bastığımda o kadar çirkin bir görüntü oluştu ki kız adeta saydeğe döndü.
Dünya tatlısı eylemdir. Şu yaşımda bile hoşuma gider.
Masum bir sevgi gosterisidir.
güncel Önemli Başlıklar