sevildiğini hissedememek

ayrılık sebebidir. her 100 kişiden 100'ünün başına bir kez gelir.

böyle bir ayrılma sebebi var. sevildiğini hissedemediği için ayrılanlar var. haklılar tabi. ayrılmalılar da zaten. ama mantıksız olan ne biliyor musunuz? bu hisse kapılmadan önce insanların kendilerini yargılamamaları.

çok acı, evet. kimse çuvaldızı kendime batırayım demiyor. önce kendini bir yargıla güzel kardeşim. problemi kendinle tartışarak bir çöz. eğer sevildiğini hissedemiyorsan, soğuma sebebi de mutlaka vardır. zart diye soğumaz insan. durup duruken. ben senden soğudum sabahattin demez. vardır bir sebebi. önce bir kendine sor bakalım; 'lan, ben ne yaptım da sevildiğimi hissedemiyorum?' diye. cevabı bulamazsan otur açık oturum yap sevdiceğinle. tabi sevildiğini hissedemezken hala seviyorsan sevdiceğindir, orasını karıştırma.

en acı verici durumdur sen karşındakini deli gibi severken onun seni aynı şekilde sevdiğini hissedememek insanı çılgına çevirebilir , aklına bir sürü rahatsız edici ve anlamsız sorular takılır arkasından büyük şüpheler doğurur ve yavaş yavaş ilişkiyi ayrılığa sürükler.

yoldan çevrilen on kişiden dokuzunun muzdarip olduğu derttiir. nedense herkes çok sever ama sevildiğini hissedemez. e bu durumda sevildiğini hissedemeyenlerin sevdiği kişiler kimler oluyor? onlar da sevildiğini hissedemiyorsa toplumca neden hissizleştik. yoksa? ulan faiz lobisi..

sevilmemekten kaynaklanır. sevilsen hissedersin.
seviyor ama hissettiremiyor diye kendini kandırmak her şeyi daha da zorlaştırır.

Sevilmiyorsundur.