bugün

balkona asılan çamaşırların mandalla sıkıştırılan yerlerini ütülerken ana avrat çok düz gittiğim olmuştur. ama buhar bu ya; sinirlerimi yumuşatıverir hemen. bi' fıs işi görür valla her yer düm düz de, bir de mandalın küfünün izi orada kalmasa!..neyse..

şimdi, içinde akrep gibi gezinirken ben yaydığım şuh zehir bir yerlerinden taşmasın ve zevk çığlıkların duvarlardan geçmesin diye ellerimle dudaklarını bastırıyorum. ama içindeki şuh ve tatlı zehir illa ki bir yerlerden çıkar biliyorum. ama rahatlamanı şimdilik ne sen istiyorsun ne de ben. içinde olmanın son haddindeyken ben pınarından kaçak olmaz . geriye, tek bir yer kalıyor. o da bereketli ve dimdik patlamaya hazır yanardağ ucu göğüslerin.. şimdi yılanın başını ezmesek de, bi'şey yapmalı?..bi şey yapmalı!..bi şey yapmalı!.. evet. sen benden düşünceli çıktın hınzır. bu şuh orgazm anından hemen önce titreyecek göğüslerine mandal takarak sıkıştırmak haa!
balkona çıkarken:
"bi' dakka, hemen geliyorum tatlım" lafının sebebi şimdi anlaşıldı.
+ ahh büzüşmüşler mi bunlar! agu mugu, suck muck!..