bugün

zamanında çok yaptığım eylem lakin ne hikmetse telefonda uzun uzun konuştuğum hiçbir flörtüm veya sevgilimle dikiş tutturamadım. dört sene aşk yaşadığım insanla telefonda bir saatten uzun konuştuğumu hatırlamıyorum. lakin aramızda binlerce sayfalık bir facebook yazışma geçmişi vardı o başka.
Telefon radyasyonu hasepli kanser vakalarında büyük artış görülmesine sebep olan olay. isviçreli bilim adamlarından bu bilgi. Ekmek arabası çarpsın bak.
internetin olmadığı dönem ya da 146 nın kol gibi telefon faturası geçirdiği günlerde telsim in motorola telefon kampanyasından yararlanıp ayda 10.000 dakikayı sevgilisiyle tüketen gördüm ben.

o zamanlar tabii sanal seks yok. telefon ile fantezi kurarak çokca vakit geçiriliyordu.

bir dönemin vazgeçilmez aktivitesidir.
(img:#2047175)
Asla yapmayacağım eylem belki de. Iliskide kırmızı çizgilerimden birisidir.
Saatlerce fazla. En fazla bir saat konuşabilirim.
Sıkıcıdır.
Saatlerce dolu dolu konusmayali o kadar çok oldu ki anlatamam 3 yıl olmuştur sanırım. Bazen o kadar uzun süre telefon konuşmadık ki sesini bile unutmuştum eski sevgilimin.
ilk aşk da ilk günlerde normal durumdur.
Beyin hücreleriniz ölüyor aman diyim ben .
başarıdır. tebrik ediyorum. Çünkü, uzak mesafe ilişkisi olsa bile insan saatlerce anlatacak, konuşacak ne bulur ki? hele ki monoton bi yaşam sürüyorsa.
bizimkiyle şartlar gereği hafta bir, iki haftada bir falan görüşebiliyoruz*. her gün ortalama 4 dk konuşuyoruz. mesaj da 3-5.
bizim mi içimiz ölmüş nedir?
(bkz: mallık)
ilgili telefon şirketlerine çalışmak para kazandırmak. ayrıldıktan sonra da ulan ne kadar kazandırdık bak hepsi boşa gitti olayıdır.
en az bir adet kezban içeren ilişki şeklidir. iki tarafta kezban olabilir ama bir taraf mutlaka kezbandır. hatta şöyle laflar da geçer hem uzun uzun konuşmak hem de her gün konuşmanın ilişkinin sağlığı açısından çok önemli olduğunu düşünen saygıdeğer kezbanımız "hhhıııı hele bi aramasın anasını sikerim onun neler yaparım neler çok punisherım ben" gibi gibi. yokluk bundan iyidir, yalnızlık falan. bir otuzbir 5 dakika hem sıfır radyasyon.
hiç başıma gelmeyen durum. ruhumun öküzlüğünden midir nedir mıçmıç konuşmalar beni oldukça sıkar. günde en fazla 3 kere konuşmak yeterlidir. insan biraz özlemeli birbirini.
Sevgili uzakda olunca mecburiyetden yapilan gorusmedir.
uzak mesafe ilişkilerinde çok görülen durum. Ilişkiyi kurtarmaya devam ettirmeye yetiyor mu peki biz de yetmedi umarım başkalarında yeter.
Sonunda hep bir kavga çıkan konuşmadır. Konuşma süresi ne kadar uzarsa kavga çıkma ihtimali o kadar artar.
"al dedi cocuklarını aldedi git dedi kaynanam bana al git dedi" kadar saçma.
sürekli yapıldığında tez ayrılık getirmesi muhtemel durumdur, ayrılık olmasa da huzursuzluk getireceği kesindir. (bkz: her şeyin fazlası zarar)
"Ne konuşuyorsunuz o kadar?" dedirten aktivite.
11 saat konuşanı gördüm. Diyalog şundan ibaretti:
- Odun + Kazma - Salak... (bkz: Sevgiliye küfretmek)
Kısa ve öz konuşmak tercihimdir; tercihimiz olmalı diye düşündüğümdür. Aksi takdirde bu şekilde diyaloglar kurmanız kaçınılmazdır.
-Masal anlatta uyuyayım. +Sen anlat. -Ben bilmem ki. +bende bilmem. -yalan söyleme.... to be continued.
Fazla radyasyondan sevgililerin sonu hüsran olabilir. Çok konuşmanın alemi yoktur ayrıca kısa ve öz olsun sevgi dolu olsun.
ilerde beyin tümörüne yol açar dikkat edilmeli.
1 saati geçmezdi konusmalarımız. fazlası sıkıcı olurdu. 'odun lakabımı seviyorum yine de. '