bugün

böyle bir kitap çıksa kapış kapış giderdi. gerçi yazılanlar ne halta yarar orası da tartışılır.
Sağ elle başlanır.
alışmak zor gelir. ama alıştıktan sonra dünyanın tek kişilik olduğunu fark edersin. ve hayatının aşkı dahi gelse seni oradan çıkaramaz. alışmışsındır. güvende hissedersin kendini.
yeni sevgili bulmaya çalışmak.
(bkz: aslına rücu etmek)
* arkadaşlarınızla daha çok zaman geçirin.
* sevgiliniz varken yapamadığınız şeyleri doyasıya yapın.
* kimseye hesap vermeden doyasıya gezin.
* telefonunuzu 24 saat kapalı tutmanın zevkine varın.
* sözlükte "aman sevgilim ne der?" korkusu olmadan aklınıza ne geliyorsa yazın.

bunlar sizi mutlu etmediyse iyilerinden yeni bir tane bulun.
numarayi değiştirerek başlayabilirsin, eski sim kartı kırıp... böylece onun arayacağına dair içindeki ümitler bir nebze azalmış olur.
Şöyle birşey var;
(bkz: sevdiğinden ayrılınca acının üstesinden gelmek)
yalnızlığı yalnızlık olarak yaşamaktır.
Ortada bir aşk sevgi varsa yasını tutmayı bilmeli insan.
var ettiği sevgiye olan saygıdır bu.
hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edebiliyor olmak köpekliktir bence.
aşk bu değildir.
ya da çağımızın ilişkileri fazla yüzeysel ya da açıkçası çok ama çok boktan...
bir de kardeşi varolan yollardır.

(bkz: arkadaşlı hayata alışma yolları)
kafa dinlemeyi öğrenme yollarıdır.
zaman sadece onsuzluğa alıştırır sizi, siz de zamana uyarsınız başka bir yolu var mıdır bilmem.
acilen nefes alma egzersizlerine başlanması gerekir. zira ayrılığın ilk zamanları ''la o yokken ben nasıl nefes alıyordum?'' diye gereksiz gereksiz ortalıkta dolaşırsın... sonrasında zaten alışıyorsun, hatta ve hatta neden daha önce ayrılmadım? diye pişmanlıklar başlar ki, o dönemler daha önce kendine haksızlık yaptığın, kendini boş yere üzdüğün için, ana avrat kendine sövsen azdır...
daha bulamadım o yollardan birini. dur bakalım bulunca haber vereceğim.
spora adamaktır.