bugün

eğer sevgiliyle sadece cinsel yönlerinden yararlanmak için birlikteysen, ruh halinde çok garip hisler oluşturabilecek durumdur.
sevgilini en yakın arkadaşınla elele görüp keşke ölmüş olsaydın demekten daha kötü olamayacak durumdur. en azından ona olan sevgi var olmaya devam edecektir.
çık aklımdan düşünce.. insan bu korkuyla nasıl yaşar...

tanım: tanımı olmayan durumdur. çünkü ölen sadece sevdiğin birisi değil, tüm geleceğindir...
(bkz: ağzını hayra aç)
(bkz: allah rahmet eylesin)
valla anneler, evlatlar ölüyor.. bu ne ki denen durum..
ona bir daha asla sarılamazsın, bir daha asla yüzünü göremeyeceğini bilirsin, o gitmiştir uzak bi yerlere, sende çok uzağa gitmiştir ve asla geri gelmeyecektir.. yok olursun sen de sanki onunla birlikte, keşke dersin hep, keşke en kötü ayrılığı yaşasaydık bana çok kötü şeyler yaşatsaydı ama bu dünyada yaşadığını, nefes aldığını bilseydim onu bir kere bile görebilme ihtimalimin olduğunu bilseydim dersiniz hep..
onunla birlikte sizinde bir parça öldüğünüz durumdur. o gider siz kalırsınız fakat bu sadece fiziksel bir olgudur. yüreğinizin sizi yaşama bağlayan parçası onunla birliktedir.
dandadadan'dan cenaze gelir akla..
Sevgilisi ölen erkeğin sevgilisi olmak vardır bir de. Yaşadığı ve unutamadığı acıyı, sizi yaşarken öldürerek kullanır. istemeyerek belki, ama yine de yaşarken ölürsünüz...
toprağından dönsün yüzüm
ölünce sevemezsem seni
kan ağlasın iki gözüm
ölünce sevemezsem seni

hak rahmetin görmeyim
gonca gülün dermeyim
muradıma ermeyim
ölünce sevemezsem seni

yaşamak yıldızlarda
seninle olmak istiyorum
yanında kalmak istiyorum
yaşamak hüner değil
seninle ölmek istiyorum

ben bu yerde ölsem de
ay yüzlüm yine elde
muhtaç olayım namerde
ölünce sevemezsem seni
zamanında hakan peker'in başına gelen olaydır.
ne oldu, nasıl öldü... tüm bunlardan bahsetmek o kadar acı verici ki. bana çok soruyorlar. 3 yaşımda tanıştığım ve o günden ölümüne dek en uzun 4 ay ayrı kaldığım insanı, zamanla sevgilim olan birtanemi toprağa verdiğimi söylediğimde ağzımın içine bakıyorlar.

oysa öyle zor ki ondan bahsetmek. aslında çok kolay. eğer birlikte nasıl büyüdüğümüzden bahsediyorsam, çocukluk oyunlarımızdan, disiplin cezalarımızdan, geceleri evden kaçıp barda sızdığımız günlerden, onun o kısacık ama inanilmaz başarılı futbol kariyerinden bahsediyorsam çok kolay. ama bir gece yarısı aniden ameliyata alındığı günden sonraki 2 seneden konuşmak o kadar zor ki.

bazen çok dolup anlatmak istediğimde, birilerine içimi dökmeyi arzuladığımda, onsuz hayata hala alışamadığımı haykırmak istediğimde kimse olmuyor yanımda. kimi zaman ise üstüme gelinmesine dayanamıyorum.

kimse yaşasın istemem bu kaybı. şerefsizim düşmanım da yaşasın istemem.
fiziksel olarak olmasa da psikolojik ve ruhsal olarak sizin de ölmenizdir..
(bkz: sensiz neyleyim bu dünyayı)
yeni aşklara yelken açma sebebi.
(bkz: ölenle ölünmüyor)
düşündüğünüzde bile ağlamanıza sebebiyet verecek durumdur.
bir süre yaşarken ölmektir.. şoktan kurtulunca bazı değerleri inkar etmek ve hayat boyunca ruhunuzdaki bir hayalle yaşamaktır.
7 eylül 2001. tam 6 sene olmuş.

ilk müdahele ile gözlerini açışı, ancak boynundaki izi tutarak nefes alamaması, ambulanstaki morarışları. son nefesleri. bir an göz göze geldik sanmıştım. hatta zorlasam pişman oldu bile derdim. ama yalanmış. o an bilinci kapalı olurmuş, gözleri denk gelmiş sadece o çok sevdiği gözlerime. isteyerek bakmamış. belki hiç pişman olmamış. tam 6 sene. acıları dinmiş olsun, belki bana yeter.
iki şekilde oluşabilecek eylemdir.
ilki: sevdiğiniz hastadır, kaza geçirir ve biyolojik olarak hayatını kaybeder. üzülürsünüz, ağlarsınız bir yere kadar. sonra bakarsınız ki hayat onsuz devam eder. kavuşma ümitlerinizi öbür tarafa ertelersiniz.
ikincisiyse:sevdiğinizin biyolojik olarak yaşamına devam ederken, sizin için ölmesidir. ortada ya ihanet vardır ya da şartlar gerektirmiştir bu ayrılığı. canınız tahmin edemeyeceğiniz kadar çok yanar.onu silmek zorundasınızdır ama elinizden gelmez.onu görür, onunla konuşursunuz. unutma ihtimaliniz yoktur. her daim taşıyacağınız bir kalp ağrısı var.bu durum aslında birincisinden daha zordur.onu görmek, onunla konuşmak,ona dokunmak.ama varlığının size ait olmadığını idrak etmek. lanet bir durumdur ve allah kimseye vermesindir. eğer seçebilme şansım olsaydı birincisini seve seve kabul ederdim dersiniz. (bkz: ben)
kişinin ölmesiyle eşdeğer durum. ölmüşsündür yani.
sevgilinin ölmesi dirsek acısı gibidir, çok acır ama çabuk geçer derler.
çok uzun zaman hiç konuşmazsın, zaten en çok onunla konuşmaz mıydın? ne gerek var ki konuşmaya...

çok uzun zaman bir yere bakmazsın, sadece yere bakar ya da bir noktaya dalıverirsin. dalınca da yine onu düşünürsün. o hayatına hayat katan, içinden bir sıvının akıyor hissini uyandıran güzel duyguyu, o gülüşünü göremezsin...

akşam evine gittiğinde tek başınasın. mutfakta karşında oturan, sana önem veren, can kulağıyla gününü dinleyen, belki sevgisini de katarak yaptığı yemekten, artık yiyemezsin...

film izlemezsin. filmi güzel yapan onunla battaniyeye sarılıp el ele tutuşmak, onu gözlerinden öpmek değil midir?...

tek başınasın. nereye baksan o, her dinlediğin müzikte o var, her yerde o her yerde...

mezarına gidemezsin. canını acıtmaz mı onu öyle görmek? ama görmezsen de dayanamazsın. kararsızsın, ne yapmalısın?

işte gerçekten seven insan psikolojik travmayı bu şekilde yaşar.
El dolor más grande es perder su querido precioso. - En büyük acı; sevdiğinizin, bir tanenizin, bu diyardan gitmesidir. **
yeni bir sevgiliniz olacağı anlamına gelen hadise. Hem belki farklı tatlar için de bulunmaz bir fırsat olur.

Notumsu : eksi oylarınızı bekliyorum *
sevgilinin geri dönmeyeceğini, dönemeyeceğini bile bile beklemektir. ısrarla sabırla yol gözlemektir.
kefenle de görseniz inanmazsınız.her şey kötü bir rüya gibidir. uyanınca her şey bitecek sanırsınız.
ama ne o kabus biter, ne de siz uyanırsınız?