bugün

kalp sıkışır, soluk almak zorlaşır. ağızdan belli belirsiz bir merhaba çıkar. sonrası güzelliklere de, acılara da gebedir.
sevgili olunmasına karar verildikten sonraki andır.
daha sonra romantik muhabbetlere konu olacaktır.
- ayy nasıl tanıştınız?
"aramizdan hizla denizaltilar ve onlari deniz üstünden izleyen bir yelkenli geçti."
ferhan şensoy
aşık veysel'in mecnunum leylam'ı gördüm türküsünün canlandığı durumdur.

--spoiler--
Mecnunum Leyla'mı Gördüm
Bir Kerece Bakdı Geçti
Ne Sordu Ne De Söyledi
Kaşlarını Yıktı Geçti

Soramadım Bir Çift Sözü
Ay Mıydı Gün Müydü Yüzü
Sandım Ki Zühre Yıldızı
Şavkı Beni Yaktı Geçti

Ateşinden Duramadım
Ben Bu Sırra Eremedim
Seher Vakti Göremedim
Yıldız Gibi Aktı Geçti

Bilmem Hangi Burç Yıldızı
Bu Dertler Yareler Bizi
Gamze Okun Bazı Bazı
Yar Sineme Çaktı Geçti

izzet-i Der Ne Hikmet iş
Uyur iken Gördüm Bir Düş
Zülüflerin Kement Etmiş
Yar Boynuma Taktı Geçti
--spoiler--
apışıp kalmak deyiminin karşlığı olan andır. öyle apışıp kalırsınız, hayran hayran bakarsınız, "benim olsa" dersiniz.
zamanın durduğu andır.
(bkz: bir bakış baktın kalbimi yaktın)
Bilirkişinin kokusunun ezberlendiği andır.
bir anda insanın iç organlarının yer değiştirdiği, lunaparktaki aletlere binmişçesine insanın içini kaldıran, suratındaki o aptal gülümsemeye hakim olunamayan andır.
göğüs kafesinizin içinde dolgulu kekten sıcak çikolatanın akması gibi ılık ılık birşeyler aktığını hissedersiniz.
Miden bulanırr gibi olur. Ama iÇinde aslında milyonlarca kelebek kalbine ulaşmaya Çalışır. Mükemmel bi duygu heyecan. Hele ki uzun süre görüşmediyseniz..
far görmüş tavşana benzenilen andır.
tarifsiz bir andir..herkes hersey durur sesleri duyarsin ama anlamazsin cunku aklin ondadir..okulun bahcesinde gordugumde bana olan buydu en azindan..
tuz kokar, gözyaşı sessizliğimde. batıkent kusar o zaman ne var ne yok üstüme. buluşma yerlerini kusar öpüşmeleri. o yandan yaklaşıp belime dokunduğunda ölüm canlanır gözümde.tek saniyede yaşanmışlıklar film şeridini siker. belki sondur diye her yerine dokunmak isterim.biraz aptal gözükürüm ama umurumda değildir, zira batıkent o gece affedilmiştir. atfedilmiştir. sen değmeyecek kimselere açtın gönlünü şimdi birlikte çekiyoruz demek geçer içimden. demem. arabesk laflar kanatır burnumu. artık sevgilimdir. yine sevgilimdir. eskisi gibidir. ne ise ne, çok özlemişimdir.

düşersin, yorulursun. beni koyup gitme ne olursun. bir kez daha olmaz
bi tane tipsiz yarmanın tam sizin sözleştiğiniz ve bekleyeceğiniz yerde duruyor olmasından mütevellit onu siz sanmasından korktuğunuzdan tadına varamadığım andır.
(bkz: chat)
ayaktan başlanır göz seviyesine kadar süzülür hormonlar harekete geçer, aşk sanılır. Hayat S(e)ver...
(bkz: denize atılması gereken mektuplar)

(bkz: #26666161)

yaklaşık 12 sene önceydi. 2013 senesiydi. liselere giriş sınavlarına az bi süre kalmıştı ve mayıs ayıydı. o sıralarda okullararası bilgi yarışması vardı. ben ise okul adına yarışacak gruptan sosyal bilgiler öğretmeniyle zıtlaşmam nedeniyle ayrılmıştım. yarışmanın olduğu gün yarışmanın yapılacağı yere seçilen kişiler harici gitmek yasak olduğu halde birkaç arkadaş spor odası penceresinden kaçmıştık. yarışmada işler yolundaydı ta ki son soru gelene kadar. o soruya kadar 7 okuldan sadece 2 si son soruya başabaş gelmişti. ve o soru dönemin milli eğitim bakanı kimdir di. ben dışımdan hüseyin çelik diye derken aynı anda yanından bir kişi daha hüseyin çelik diyordu. işte o an bizim okul dut yemiş bülbül modunda kalırken rakip okul cevabı verip yarışmayı kazanıyordu.

o gün hüseyin çelik ikimizin tanışmasına vesile oluyordu. aslında ondan önceki sorulara kendimce verdiğim cevaplar yardımcı olmuştu. o dönem kız arkadaşım vardı benim o yüzden arkadaş olarak kalmıştık ama benim aklıma kazınmıştın işte. 2 sene sonra hiç hesapta yokken bi an da sevgili olarak bulmuştuk birbirimizi. ardından bi 2 sene daha geçti ve lgs de tanıştığım kişiyle öss döneminde ayrılıyordum.
Her şeyden habersiz olunan o andır. Bir de sevgilinin son görüldüğü o an vardır ki sonrasında yaşanacak her şeyden habersiz olunması kadar acı vermez hiçbir şey.
Birbirimizin gözüne bakmaktan tokalaşamamıştık, ellerimiz kavuşmamıştı bir türlü. Dalgasını hala geçeriz.
Dağlara, taşlara yazdım adını gel yorma deli aşk adamını.
Ah o güzel günler...
Bir pencerenin dibinde başladı her şey. Ve bir kapının kapanışıyla bitti.
Akıllı telefon.
bir vapurdan inmişti. ilk gördüğümde " işte bu" demiştim. zihnimde çok güzel ezgiler çaldı adeta. tarifi imkansız.